saniyenur
Sun 12 August 2012, 03:16 pm GMT +0200
İçtihadın Sahih Usûlü
İçtihadın kanun vaz edici mahiyette olması ancak şu şekilde kabul edilebilir ki, içtîhadda bulunacak kimselerin bu hususta tam bir ehliyet ve kabiliyetleri olsun. Ehliyet ve kabiliyet olduktan sonra da içtihad usulünün sahih olması için müctehid, ister ahkâm tefsir etsin. ister kıyas ve istinbat yolunu tutsun; her ne surette olursa olsun, kendi istidlalinin temelini Kur'ân ve Sünnet'e istinad ettirmelidir. Mubahlar hususunda belki serbestçe kanun beyan edebilir. Fakat bu hususta da yine delil göstermesi gerekir. Meselâ falan mevzu veya filan mesele hakkında Kur'ân-ı Kerimde ve Sünnette bir hüküm yoktur diyebilmelidir. Yoksa kıyas için kendi kanaatleriyle bir esas ortaya atamaz. Kur'ân-ı Kerim'den ve Sünnetten elde etliği istidlaller de ilim ehli nazarında bilinen istidlal şekilleri ve usulleriyle olmalıdır. Kur'ân-ı Kerim'den getirilecek hüccetler de, muhakkak âyet-i kerimenin manasının ne demek olduğunu bilmekle mümkündür. Bu âyetin manasını bilmek Arap lisanına, lisanın kurallarına ve gramerine (Sarf ve Nahiv) ve diğer teferruatına da vukuf sahibi bulunmakla olabilir. Kur'ân'ın âyetlerindeki cümlelerin ilerisini gerisini (siyak ve sibak), sözün beyan tarzını ve sözün gelişini de gözönünde bulundurmak icap eder. Bir mevzuda Kur'ân'ın bir yerinde öyle bir şekilde mana verilmesine dikkat etmek lâzımdır ki, bu mananın İnceliğinden Kur'ân'ın diğer yerlerindeki âyetler arasında tenakuz olmasın. Bu âyetin teyidi hakkındaki Sünnetler mevcut ise bunları da gözönüne almadan, âyetin şerhi mahiyetindeki hadislere itibar etmeden mana verilmemeli ve Sünnetin manasının da Kur'ân-ı Kerim'e muhalif bulunmamasına da dikkat edilmelidir.
Sünnetten de istidlal ederken yine Kur'ân'dan istidlal edildiği gibi Arapça lisanına ve bu lisanın kaidelerine, cümlelerin ilerisi gerisi ve sözün gelişine de dikkat etmek gerekir. Bundan başka Sünnetin sahih rivayet edilip edilmediğini de rivayet ve Hadis ilmi kaideleriyle gözönüne almak gerekir. Bu mevzuya ait başka rivayetler var mıdır, yok mudur bunlan da tetkik etmelidir. Eğer bu konuda rivayet varsa bunları birbirleriyle karşılaştırmak lâzım gelir. Bunlardan başka, bir Sünnetten istidlal edilen ahkâm, Kur'ân'ın sahih ahkâmına veya Sünnetin sabit olmuş diğer ahkâmına da mugayir olmamalıdır. İhtiyatlı hareketleri bir tarafa bırakarak, şahsî mütalâa ile, keyfî tevillerle, İctihâd eylemek ve icabında siyasî bir kuvvetin tesiri ve zoru altında ictihad yapılsa bile, bu hükümler kanun mahiyetine sokulsa dahi yine müslümanlarm gönlü ve vicdanları böyle bir içtihadı, İslâmî kanun ve İslâmî nizamın bir parçası olarak [cabul edemezler ve asla bu uydurmaları benimsemezler de... Siyasî kuvvet ortada bulundukça belki bu hüküm yürür gider. Ancak siyasî gücün ortadan kalkması veya zayıflayıp gevşemesi halinde bu kanun ve hükümler hemen reddedilip ortadan kalkar, artık bunları dinleyen kalmaz.