- İçinizde doymayan bir dev mi var?

Adsense kodları


İçinizde doymayan bir dev mi var?

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
reyyan
Sun 17 October 2010, 08:05 pm GMT +0200
İçinizde doymayan bir dev mi var?



“Zaman zaman daha sofradan kalkarken acıktığınızı hissettiğiniz oldu mu? Hatta ‘Yoksa midemde bir sorun mu var?’ dediğinizi duyar gibiyiz.


Kendinizi suçlamadan önce öğünlerinizde tükettiğiniz yiyecek ve içecekleri gözden geçirmenizde yarar var” diyen Amerikan Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Diyetisyen Ayşe Korkmaz, açlık hissini dindirmek için posa muhtevası yoğun olan tahıllar, taze sebze ve meyveler, kurubaklagiller ve fındık, fıstık, tahin, helva, susam gibi vücudun enerji ihtiyacını karşılayan besinlerinin tüketilebileceğini belirtti.

Vücudumuzun besin alımımızı kontrol eden mekanizma beynimizde, hipotalamus adı verilen bir bölge olduğunu belirten Diyetisyen Korkmaz, “Hipotalamus da iki bölgeye ayrılmaktadır. Bir tanesi açlık merkezi, bir tanesi de tokluk merkezidir. Bu bölgelerden salgılanan hormonlar, kişilerde besin alımını arttırmak ya da azaltmak şeklinde etki göstermektedir” dedi.

Korkmaz, besinlerin içerisinde bulunan bazı maddelerin de kişilerde tokluk hissi meydana getirdiğini söylemenin yanlış olmayacağını ifade ederek, besinlerin içinde tokluk meydana getiren etkilerini;

1- Posa muhtevası, 2- Yağ muhtevası, 3-Besinlerin glisemik indeksi (cevapları) şeklinde sınıflamak mümkün olduğunu anlattı. Diyetisyen Korkmaz, bu etkilerin nasıl olduğunu tek tek incelerken şunları söyledi:

“1- Besinlerin posa (lif) muhtevası: Posayı, besinlerin bağırsaklar tarafından sindirilemeyen kısmı olarak tanımlamak mümkündür. Suda çözünürlük yönünden; çözünür posa ve çözünmeyen posa diye ikiye ayrılır. Tahıllar, taze sebze ve meyveler, kurubaklagiller posadan zengin besinler arasında sayılmaktadır. Diyette posa alımının arttırılmasının besin alımını azaltma yönünde etki gösterdiği söylenmektedir. Posanın sindirilmesi ve vücuttan atılması daha uzun sürede olduğu için kişide daha uzun bir süre tokluk hissi oluşturmaktadır. Tabiî ki burada unutulmaması gereken bir nokta ise kişinin posadan zengin bir beslenme uygulamasına engel olabilecek herhangi bir sağlık sorununun olmamasıdır. Örnek olarak; ishal, ülseratif kolit vb.

2- Besinlerin yağ muhtevaları: Yağlar vücudumuzun en ekonomik enerji kaynağıdır. Enerji ihtiyacımızın ortalama olarak % 25–30’unu karşılamaktadırlar. Aynı zamanda yapısı dolayısıyla kişide tokluk hissi oluştururlar. Yağ muhtevası yüksek besinle arasında, yağlı tohumlar (fındık, fıstık gibi), sıvı ve katı yağlar, tam yağlı et, tahin, helva, susam gibi besinler sayılabilir. Ancak unutulmamalıdır ki fazla yağlı besin tüketimi beraberinde bazı hastalıkları getirmektedir. Kalp ve damar hastalığı, şişmanlık gibi... Bu sebeple yağ muhtevası yüksek olan besinler tüketilirken dikkat edilmelidir.

3- Besinlerin glisemik indeksi: Glisemik İndeks (G. İ.); besinlerin yenildikten sonra gösterdikleri glikoz yanıtın (kan şekeri üzerindeki etkisi) beyaz ekmeğe göre değerlendirilmesidir. Beyaz ekmek standart 100 olarak kabul edilir. Diğer besinlerin değerleri buna göre değerlendirilir. Bir hesaplama sonucunda düşük puanda olan besinlerin glisemik indeksi düşük demektir. Yani kişinin kan şekerini daha az etkilemekte ve bu sebeple daha az besin alınmasını sağlamakta ve kişide tokluk hissi oluşturmaktadır. Posa oranı yüksek olan besinlerin glisemik indeksi düşüktür. Bu nedenle bu besinler daha uzun süre tokluk hissi oluşturmaktadırlar. Basit karbonhidrat olarak adlandırılan bal, reçel, pekmez, şeker gibi besinlerin G.İ.’i yüksek olduğu için kana çabuk karışmakta ve daha sonra tekrar kişide açlık hissi uyandırmaktadır.”

Yeni Asya