saniyenur
Wed 14 December 2011, 07:26 pm GMT +0200
4- Bayram Günlerinde, İçerisinde Masiyet Bulunmayan Oyunlara İzin Verilmesi
806- Hz. Âişe (r.anhâ)'dan rivayet edilmiştir:
“Bir defasında yanıma babam Ebu Bekr girdi. Yanımda Ensar'ın cariyelerinden iki cariye vardı. Buas svaşında Ensar'ın birbirlerine söyledikleri şiirleri söylüyorlardı. Fakat bu cariyeler, şarkıcı değildiler.” Ebu Bekr:
“Resulullah (s.a.v.)'in evinde şeytan ıslığı mı çalıyorsun? Hem de bu bayram gününde?” dedi. Bunun üzerine o sırada orada bulunan Resulullah (s.a.v.):
“Ey Ebu Bekr! Her topluluğun bir bayramı vardır. Bu da bizim bayramımızdır” buyurdu. [1142]
807- Hz. Aişe (r.anhâ)'dan rivayet edilmiştir:
“Vallahi, Resulullah (s.a.v.)'i odamın kapısında dururken gördüm. Habeşliler de Resulullah (s.a.v.)'in mescidinde mızraklarıyla oynuyorlardı. Resulullah (s.a.v.)'de, benim, onların oyunlarını görmem için elbisesiyle beni örtüyordu. Bakmaktan vazgeçinceye kadar benim için ayakta duruyordu. Genç yaştaki bir kadının eğlenceye ne kadar düşkün olduğunu siz düşünün!” [1143]
808- Hz. Aişe (r.anhâ)'dan rivayet edilmiştir:
“Bir defa Kurban bayramı günlerinde yanımda Buas ezgilerini def çalarak okuyan iki câriye olduğu hâlde içeriye Resulullah (s.a.v.) girdi ve yatağa uzanıp yüzünü çevirdi. Derken Ebu Bekr'de içeride girdi. Hemen beni azarlayıp:
“Resulullah (s.a.v.)'in yanında şeytan düdüğü mü üflüyorsunuz?” dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.), Ebu Bekr'e dönüp:
“Onları bırak!” buyurdu. Ebu Bekr'in zihni başka bir şeye dalınca, ben cariyelere İşaret ettim, onlar da çıktılar.
O gün bayram idi. Sudanlılar kalkan ve mızrak oyunu oynuyorlardı. Ben, Resulullah (s.a.v.)'den onlara bakmak için izin istedim yada o kendiliğinden;
“Bakmak ister misin?” dedi. Ben:
“Evet” diye cevâp verdim. Bunun üzerine beni, yanağım yanağına değecek şekilde arkasına durdurdu. Sudanlılara da:
“Ey Erfide oğulları! Haydi bakalım oyuna devam edin!” buyurdu. Bıktığımı fark edince bana:
“Artık yeter mi?” diye sordu. Ben de:
“Evet” dedim.
“Öyleyse haydi git!” buyurdu. [1144]
Açıklama: Hz. Peygamber (s.a.v.)'in, gerek çocuklar için ve gerekse de büyükler için bazı kayıtlar çerçevesinde oyuna yer verdiği görülmektedir.
Oyun ile ilgili rivayetler İncelendiğinde, Sünnette, oyunların üç grupta ele alındığı görülür:
1- Gayeli Oyunlar:
Bu tür oyunlar, hayata hazırlayıcı mahiyettedir. Bunlara, gerek çocuklar ve gerekse de büyükler teşvik edilmiştir. Erkekler için atış, yüzme, ata binme, atletizm; kızlar için ise bebeklerle ve ev işleriyle ilgili oyunlar gibi.
2- Zararlı Oyunlar:
Bu tür oyunlar, dinen yasaklanmıştır. Uğursuzluk çıkarma, kumar, bahisli yarışmalar gibi. Bunlara mutlaka yasaklanmış bir husus bulaşmaktadır veya bulaşma ihtimali vardır. Aslında meşru olan bütün oyunlar, bu şekle döküldüğü takdirde zararlı bir hale dönüşür. Yasaklanmış olan veya bu hüviyete girmiş olan oyunlardan herkesin uzak durması gerekmektedir.
3- Oyalayıcı Oyunlar:
Bu tür oyunlar, insanların hoş vakit geçirmelerine yardımcı olan oyunlardır. Yasaklanmış cinsten olmamak kaydıyla meşgul edip eğlendirici her çeşit oyun, bu çerçevede değerlendirilebilinir. Örneğin, güvercin, kuş ve köpeklerle yapılacak oyunlara genelde cevaz verilmiştir. Fakat burada mekruh görülen husus, bütün vaktini bu tür oyunlara harcanmasıdır.
[1142] Buhâri, İydeyn 3; İbn Mace, Nikah 21, 1897.
[1143] Buharı, Salat69; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 6/84, 85, 166, 247, 270.
[1144] Buharı, lydeyn 13, Cihad 81.