sidretül münteha
Wed 4 May 2011, 02:59 pm GMT +0200
Hz. Vahşi (R.Anh)
Vahşî, Hz. Hamza'nın Bedir savaşında öldürdüğü Tuayme'nin kardeşinin oğlu olan Cübeyr bin Mutim'in kölesi idi. Habeşli olduğu için, el ile ok ve mızrak atmakta usta idi. Uhud savaşında, Cübeyr buna demişti ki:
“Hamza'yı öldürürsen seni azat ederim!”
Daha o zamanlar müslüman olmakla şereflenmemiş olan Ebu Süfyan'ın hanımı Hind de, babasının ve amcasının intikamı için, Vahşî'ye mükâfat vaad etmişti.
Vahşî, Uhud'da taş arkasına pusuya girip, yalnız Hz. Hamza'yı gözetirdi. Hz. Hamza sekiz kâfiri öldürüp, saldırırken, Vahşî mızrağını atarak, onu şehit etti. Sonra, gidip durumu Hind'e haber verdi. Hind sevinip üzerindeki zinetlerin hepsini Vahşî'ye verdi. Daha da vereceğini söyledi.
Uhud savaşında Peygamberimiz birkaç kâfire beddua etmişti. "Vahşî'ye niçin lanet etmiyorsun" dediklerinde, buyurdu ki:
“Miracda, Hamza ile Vahşî'yi kolkola, birlikte cennete girerlerken görmüştüm!”
Hicretin sekizinci yılında, Mekke fethedildiği gün, Vahşî, Mekke'den kaçtı. Bir zaman uzak yerlerde kaldı. Sonra pişman olup, Medine'de mescide gelip, selam verdi. Rasûlüllah efendimiz selamını aldı. Vahşî' dedi ki:
“Ya Rasûlallah! Bir kimse Allah'a ve Rasûlü'ne düşmanlık yapsa, en kötü, en çirkin günah işlese, sonra pişman olup temiz iman etse, Rasûlüllah'ı canından çok seven biri olarak, huzuruna gelse, bunun cezası nedir?”
Resûlullah efendimiz buyurdu ki:
“İman eden, pişman olan affolun Bizim kardeşimiz olur.”
“Ya Rasûlallah! Ben iman ettim. Pişman oldum. Allahû Teâlâ'yı ve Onun Rasûlünü herşeyden çok seviyorum. Ben Vahşî'yim.”
Rasûlullah efendimiz, Vahşî adını işitince, Hz. Hamza'nın şehit edilmiş hâli gözünün önüne geldi. Ağlamaya başladı.
Vahşî, öldürüleceğini anlayarak kapıya yürüdü. Ashab-ı Kiram kılıçlarına sarılmış, işaret bekliyordu. Vahşî, Son nefesimi alıyorum" derken, Rasûlüllah (sav) onu af ettiğini beyan etti. Herkes, "öldürün!" emrini beklerken, Rasûlullah efendimiz buyurdu ki:
“Kardeşinizi çağırınız!”
Kardeş sözünü işitince, saygı ile çağırdılar. Peygamber efendimiz Vahşî'ye, "affolunduğunu" müjdeleyerek buyurdu ki:
“Fakat, seni görünce dayanamıyorum, elimde olmadan üzülüyorum.”
Hz. Vahşî, Rasûlüllahı üzmemek için, bir daha yanına gelmedi. Mahcup, başı önünde yaşadı. Aynı mızrak ve okla yalancı peygamber Müseyleme'yi öldürdü ve İslam dinine büyük hizmet etti. Hz. Osman zamanında vefat etti. [17]
İslâm'da kan dâvasını gütmenin yeri yoktur. İman hataları bağışlamanın başıdır. İman eden herkes geçmişte bize karşı hatası ne olursa olsun dinde kardeşimiz olur. Her müslüman geçmişteki günahlarına keffaret olabilecek sevablı işleri işlemekle mükelleftir. Hatada ısrar etmek değil, pişman olup tevbe etmek esastır.
[17] Siyeru A'lamu'n Nubelâ/Zehebî; Sireti İbn-i Hişam; Hayatü's Sahâbe/M. Yusuf Kândehlevî; Hilyelü’l Evliya; El-İsabe Fi temyizi Sahâbe/İbn-i Hacerü'l Askalani; Suverun Min Hayatü's Sahâbe/Abdurrahman Ref at el- Başa, Beyrut/ty