sumeyye
Wed 4 May 2011, 01:27 pm GMT +0200
17- Hz. Süleyman Kıssası Ve Çağdaş Sihirbazlar
Büyü çok eskiden beri bilinmektedir. Hz. Süleyman döneminde ve daha sonradan bazı toplumlar arasında daha yaygın bir şekilde kullanılıyordu.
Ehli kitaptan bir kısmı şeytanlardan herhangi bir yolla elde ettikleri sihri Hz. Süleyman'a nisbet ettiler, kimileri de bu büyücülerin sözlerine inanıp, Hz. Süleyman'a büyücü dediler, onun mucizelerini sihir zannettiler.
Kur'an, bütün bu yalanlan reddediyor ve Hz. Süleyman'ı bu gibi iftiralardan temizliyor.
Sihir aslında iki kısımdır:
Birincisi, sırf yalan-dolan ve kandırmacadan ibret olan söz ve hareketlerle ortaya konulanlar,
ikincisi ise, az çok var olan bir gerçeğin istismar edilerek yapılanıdır.
Her ikisinde de bir kandırmaca, bir yanıltmaca, olduğundan başka gösterme, yani bir anlamda göz boyama söz konusudur. Sihirbazın elinde bir güç yoktur, o insanlardaki yanılma zaafını iyi değerlendirir. Bazı şeyleri olduğundan farklı gösterir, el çabukluğu ile bir takım numaralar yapar, karşısındakini inandırır.
Sihirin bir başka etki yolu da telkindir. Yaldızlı sözlerle, aldatıcı davranış ve yalan-dolan haberlerle karşısındakini etkilemek, fikirlerini çelmek, düşüncesini değiştirmek şeklinde gerçekleşmektedir.
İslâm, sihir adına uydurulan bütün hurafeleri, tılsımları, düğümlere üflemeleri, bu yolla yapılanları caiz görmüyor ve münker (kötülük) sayıyor.
İnsanlar, sözlerle, aletlerle, muskalarla, yazılarla veya başka numaralarla yapılan büyüleri bilirler. Bu büyücüleri, şirklerde ve televizyonlarda insanları eğlendirmek için göz boyayan sihirbazları tanırlar. Ama asıl dikkat çekilmesi gereken konu, insanları telkinle, propoganda ile kandıran, akıllarını çelen, onlara her şeyi inandırıcı gösteren çağdaş sihirbazların yaptıklarını anlamaktır.
Şirklerde veya televizyonlarda gösterilen sihirbazlık numaralan bazen eğlenceden öteye geçmez, kimseye de bir zararı olmaz. Kötü olan, insanlara zarar vermek ve kandırmak üzere başvurulan büyü yollarıdır.
Günümüzde telkin araçları ve sahası çok genişlemiştir. Sihirbazların sayısı ve güçleri artmıştır. Geçmişte sihirbazlar bir veya bir kaç kişiyi etkiliyebiliyorlardı. Günümüzdeki sihirbazlar ise ellerindeki gazete, dergi, televizyon, telefon ve şimdilerde ınternet aracılığıyla insanlara rahatlıkla ulaşabiliyorlar. İnsanları belli şeylere şartlıyorlar, onları ikna edebiliyorlar, akı kara, karayı ak, doğruyu yanlış, yanlışı doğru, hakkı batıl, batılı hak gibi gösterebiliyorlar.
Çağdaş sihirbazlar büyük toplumları, hatta bütün dünyayı etkiliyorlar. Onlara istedikleri fikri empoze edebiliyorlar Özellikle az gelişmiş toplumları öz benliklerinden koparmak için en etkin yöntemleri deniyorlar, onları çağdaşlık, gelişmişlik, uluslararası değerler gibi sloganlarla efsunluyorlar.
Bunlar kendi değerlerini, ideolojilerini, hayat anlayışlarını çağdaş değer diye sunarlar. Kendi ölçülerinin dışına çıkanlara değer vermezler. Onları eski ve geri olmakla suçlarlar. Öyle ki bu sihirbazların telkinleriyle neredeyse bütün dünyada onların değerlerini ve hayat tarzını benimseyen, midesinden ve şehvetinden başka bir şey düşünmeyen maddeci bir insan tipi oluştu.
Bu sihirbazlar çıkarları tehlikeye düştüğü veya bir şeyi insanlara kabul ettirmek istedikleri zaman kamuoyu oluştururlar, kitleleri harekete geçirirlar, hükümetleri bile alaşağı edebilirler, ya da istedikleri kararlan aldırtırlar.
Bunlar kitleler arasına düşmanlık sokabilir, en büyük yalanları gerçek diye sunabilirler. Bu çağdaş sihirbazlar, şeytanı melek ve meleği şeytan şeklinde gösterebilirler ve kitleleri buna inandırabilirler.
Bazı ülkelerdeki sihirbazlar, -özellikle politika sahnesinde olanlar- halka faydalı hiç bir çalışma yapmadıkları, kitabına uydurarak malı götürdükleri, halkın parasıyla saltanat sürdükleri, hatta zararlı oldukları halde yıllarca en baş köşede oturmasını, millete kendilerini ağırdan satmasını bilirler. Bu gibiler gerçek büyü ustasıdirlar.
Çağdaş sihirbazlar, uydurdukları sloganlarla kitleleri uyuturlar, onları istedikleri gibi evirip çevirirler, sonra da uyuşturulmalarını zevkle seyrederler.
Günümüzdeki ilimler, sanatlar, görsel araçlar, icatlar, siyaset, uluslararası ilişkiler, insan hakları, barış, demokrasi sözleri ve benzeri şeyler bu sihirbazların elinde toplumları uyuşturan bir efsuna dönüşebilmektedir. [389]
Kur'an, Hârût ve Mârût kıssasıyla bütün sihirbazlara, onların oyunlarına ve bu oyunlarla insanları saptırmalarına dikkat çekiyor ve onları uyarıyor. İnsanlar ancak Kur'an'ın uyarısıyla bu çağdaş sihirbazlar eliyle uygulanan efsunların etkilerinden ve onlar tarafından uyuşturulmaktan kurtululabilirler. [390]
[389] A. O. Ateş, Cinler-Büyü, s:240-243
[390] Hüseyin K. Ece, Hz. Süleyman, H. Ece Yayınları: 215-218.