hafiza aise
Mon 4 July 2011, 04:54 pm GMT +0200
11— Hz. Peygamber (s.a.) Kabe'de:
Sonra Rasûlullah (s.a.) kalktı. Muhacirler ve Ensar, önünü arkasını ve etrafını sarmışlardı. Mescıd-i Haram'a girdi. Hacer-i Esved'e doğru yöneldi, onu selâmladı. Sonra Kabe'yi tavaf etti. Elinde bir yay vardı. Kabe'nin etrafında ve üzerinde üç yüz altmış put bulunuyordu. Elindeki yay ile putlara dürtüyor ve şöyle diyordu: "Hak geldi, bâtıl yok olup gitti. Zaten bâtıl her zaman yok olmaya mahkumdur."[884] "Hak geldi. Bâtıl, ne yoktan bir şeyi var edebilir, ne de yok olanı tekrar diriltebilir." [885]Putlar yüzleri üstü birbiri üzerine devriliyordu. [886]
Peygamber (s.a.) tavafı devesi üzerinde yapiyorduj O gün ihramlı değildi. Yalnız tavafla yetindi. Tavafı tamamlayınca Osman b. Talha'yı çağırdı. Kabe'nin anahtarlarını kendisinden aidi. Kapının bununla açılmasını emretti, kapı açıldı. İçeriye girdi. Kabe'nin içindeki resimleri gördü. Hz. İbrahim (a.s.) ile Hz. İsmail (a.s.)'in fal okları çekiyor halde yapılmış resimlerini gördü. Buyurdu ki: "Allah bunu yapanları kahretsin! Vallahi, o ikisi hiçbir zaman fal oku çekmemişlerdir!"[887]
Hz. Peygamber (s.a.), Kabe'nin içinde Öd ağacından yapılmış bir güvercin heykeli gördü. Bunu kendi eliyle kırdı. Resimlerin yok edilmesini emretti, resimler silindi.
Sonra Hz. Peygamber (s.a.) kapıyı üzerine kapattırdı. Üsâme ve Bilâl de içerideydi. Kapının karşısına gelen duvara doğru, üç arşın kalıncaya kadar ilerledi. Burada durup namaz kıldı. Sonra Beytullah'ın içinde dolaşt bir köşesinde tekbir getirdi, Allah'ı birledi. Sonra kapıyı açtı.
Bu sırada Kureyşlüer sıra sıra Mescid-i Haram'a doluşmuşlar, Hz gamberMn (s.a.) ne yapacağını gözlüyorlardı. [888]
[884] İsrâ, 17/71.
[885] Sebe', 34/49.
[886] Buharı, 46/32, 64/48, 65/İsrâ (17); Müslim, 1781; Tirmizî, 3137; Ibn Hibbân, 1702.
[887] Birinci kısmını Ibn Hİşâm (2/411-412), İbn İshak'tan, Safiyye bt. Şeybe hadisi içerisinde rivayet etmiştir. Senedi kuvvetlidir. İkinci kısmını ise Buharî (27/54, 60/11, 64/48) İbn Abbas hadisi olarak rivayet etmektedir.
[888] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/458-459.
Sonra Rasûlullah (s.a.) kalktı. Muhacirler ve Ensar, önünü arkasını ve etrafını sarmışlardı. Mescıd-i Haram'a girdi. Hacer-i Esved'e doğru yöneldi, onu selâmladı. Sonra Kabe'yi tavaf etti. Elinde bir yay vardı. Kabe'nin etrafında ve üzerinde üç yüz altmış put bulunuyordu. Elindeki yay ile putlara dürtüyor ve şöyle diyordu: "Hak geldi, bâtıl yok olup gitti. Zaten bâtıl her zaman yok olmaya mahkumdur."[884] "Hak geldi. Bâtıl, ne yoktan bir şeyi var edebilir, ne de yok olanı tekrar diriltebilir." [885]Putlar yüzleri üstü birbiri üzerine devriliyordu. [886]
Peygamber (s.a.) tavafı devesi üzerinde yapiyorduj O gün ihramlı değildi. Yalnız tavafla yetindi. Tavafı tamamlayınca Osman b. Talha'yı çağırdı. Kabe'nin anahtarlarını kendisinden aidi. Kapının bununla açılmasını emretti, kapı açıldı. İçeriye girdi. Kabe'nin içindeki resimleri gördü. Hz. İbrahim (a.s.) ile Hz. İsmail (a.s.)'in fal okları çekiyor halde yapılmış resimlerini gördü. Buyurdu ki: "Allah bunu yapanları kahretsin! Vallahi, o ikisi hiçbir zaman fal oku çekmemişlerdir!"[887]
Hz. Peygamber (s.a.), Kabe'nin içinde Öd ağacından yapılmış bir güvercin heykeli gördü. Bunu kendi eliyle kırdı. Resimlerin yok edilmesini emretti, resimler silindi.
Sonra Hz. Peygamber (s.a.) kapıyı üzerine kapattırdı. Üsâme ve Bilâl de içerideydi. Kapının karşısına gelen duvara doğru, üç arşın kalıncaya kadar ilerledi. Burada durup namaz kıldı. Sonra Beytullah'ın içinde dolaşt bir köşesinde tekbir getirdi, Allah'ı birledi. Sonra kapıyı açtı.
Bu sırada Kureyşlüer sıra sıra Mescid-i Haram'a doluşmuşlar, Hz gamberMn (s.a.) ne yapacağını gözlüyorlardı. [888]
[884] İsrâ, 17/71.
[885] Sebe', 34/49.
[886] Buharı, 46/32, 64/48, 65/İsrâ (17); Müslim, 1781; Tirmizî, 3137; Ibn Hibbân, 1702.
[887] Birinci kısmını Ibn Hİşâm (2/411-412), İbn İshak'tan, Safiyye bt. Şeybe hadisi içerisinde rivayet etmiştir. Senedi kuvvetlidir. İkinci kısmını ise Buharî (27/54, 60/11, 64/48) İbn Abbas hadisi olarak rivayet etmektedir.
[888] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/458-459.