müzzemmil
Thu 15 September 2011, 08:32 pm GMT +0200
Hz. Ömerin Müslüman Olması
Kendisine “Faruk» denmesinin sebebini soran İbni Abbasa Hz. Ömer şöyle demiştir :
“- Hamza benden üç gün önce müslüman olmuştu. Evden çıktığımda Mahzüm kabilesinden birisine (Nuaym Bini Abdullah) rastladım. Ona, sen atalarının dinini terkedip Muhammedin dinine mi girdin yoksa? dedim. O da bana, sen bir şey yapacaksan yakınlarına, kız kardaşına ve eniştene yap, onlar da Muhammedin dinine girdiler, dedi. Hiddetle kızkardeşimin evine vardığımda, hakikaten müslüman olduklarını gördüm Bu ne hal? diyerek kızkardeşime vurup yüzünü kanattım. Bana karşı gelen kızkardeşim, başımdan tuttu ve bana, bu iş senin burnunun büyüklüğüne rağmen oldu, elinden ne gelirse yap, dedi. Ben, kızkardeşimin yüzünden akan kanı görünce utandım sükûnetle oturduktan sonra, okudukları yazıyı görmek istedim. Kızkardeşim, o yazıya, yıkanıp temizlenmeden, üste abdest almadan el süremeyeceğimi söyledi. Yıkanıp abdest de aldıktan sonra elime verilen kitapta yazılı bulunan Besmeleyi ve Tâhâ Sûresinin başında “Lehul Esmaul Hüsnâ»ya kadar olan ayetleri okuyunca, bu ayetler göğsümde o kadar büyüdü ki, derhal onun Hak kelamı olduğuna inandım ve içimden, Kureyşe bunad ne oluyor? dedim.
Kızkardeşimden Resülüllâhın Erkanım evinde olduğunu öğrendiğim için, doğruca oraya gittim ve kapıyı çaldım, İçerdeki kalabalık arasında bulunan Hamza, gelen Ömerdir, iman ederse kabul ederiz, etmezse öldürürüz diye bağırıyordu. Kapıya çıkan Resülüllâh, Ömer şehadet getirdi, deyince oradaki topluluk, yüksek sesle öyle tekbir getirdiler ki, mescitte bulunan Mekkeliler bile işitti. Bunun üzerine Resülüllâha, Hak üzere değil miyiz? dedim. O da, evet, dedi. O halde bu gizlilik niye? dedim. Hep beraber dışarı çıkıp iki saf olduk. Bir safın başında ben, diğerinin başında Hamza olmak üzere doğruca Mescide gittik. Oradaki Kureyşliler, bir bana, bir Hamzaya bakınca, dehşetli bir hüzün ve ümitsizliğe düştüler. İşte o gündü ki Resülüllâh bana “Faruk» dedi.[705]
[705] Siretür-Resül : S. 102 Ahmet Gürkan, Kur’an’ın Nasih Ve Mensuh Ayetleri, Yeni İlahiyat Kitabevi, Ankara, 1980: 228-229.