sumeyye
Fri 17 June 2011, 01:14 pm GMT +0200
ÖMER'İN ÖZELLİKLERİ BAHSİ
994- Cabir'den (Radıyallahu Anlı) rivayet edilmiştir: «Rüyamda cennete girdiğimi gördüm. Orada Ebû Talha'nın zevcesi Rumeysâ Üe karşılaştım Derken bir ayak sesi işiterek (yanımda bulunan Cibril'e), bu kimdir? dedim. O Bilâl'dır, dedi. Ayrıca cennette bir büyük köşk gördüm, avlusunda bir cariye vardı. Bu köşk kimindir? sordum. Ömer'indir, dedi. İstedim ki, o köşkün içine girip onu göreyim. Fakat ey Ömer, senin kıskançlığını hatırladım da girmedim!» Hazreti Ömer:
— Anam-babam sana feda olsun, ya Besûlallah! Senden hiç kıskanırmıyım dedi.
995- Hazreti Enes (Radıyallahu Anh) der ki:
Bir kimse, Hazreti Peygambere kıyametten sordu, ne zaman ki yamet kopacaktır? dedi. Hazreti Peygamber ona:
«Sen kıyamet için ne hazırladın?» buyurdu. O kimse dedi ki; Yaresûlallah kıyamet için hiçbir hazırlığım yoktur. Ancak Allah'ı ve onun peygamberini severim. Bunun üzerine Hazreti Peygamber ona:
«Sen sevdiğin kimse ;ile berabersin.» buyurdu. Enes diyor ki: Peygamberin «Sen sevdiğinle berabersin!» sözüne sevindiğimiz kadar hiçbir şeye sevinmemiştik. Ben de Peygamberi, Ebu Bekir ve Ömer'i seviyorum. Onlara olan bu sevgim sayesinde, onların yaptığını yapamadığım halde kendileriyle birlikte olacağımı umuyorum. (Peygamberi seven kimsenin derecesi başka olmakla beraber cennette daima Hazreti peygamberi görebilecektir. Bu yine bir beraberliktir. Hazreti Enes de Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hizmetçisi ve onu en çok sevenlerden biri olması itibariyle cennette peygamberle bulunacağı da anlaşılmaktadır.
996- Ebû Hüreyre'den (Radıyallahu Anh) rivayet edilmiştir:
«Sizden önceki ümmetler içinde (mana aleminden) kendileriyle konuşulan kişiler var idi. Eğer benim ümmetim içinde böyle bir kimse varsa, o da Ömer'dir (Allah tarafından ona bazı gerçekler ilham edilir).» Başka bir rivayette de:
«Sizden önce geçmiş fsrail oğullan içinde birtakım erkekler vardı ki. Peygamber olmadıkları halde onlarla (melekler tarafından) konuşulurdu. Benim ümmetimde, o kimselerden biri varsa o da Ömer'dir.»[25]
[25] Ömer Ziyaeddin Dağistâni, Zübdetü’l-Buhari, Hisar Yayınevi:651-652