müzzemmil
Sun 11 September 2011, 10:12 pm GMT +0200
Hz. Nuh'un Duası
Hz. Nûh, Kur'an'da "şekur" yani "Allah'a çok şükreden bir kul" olarak tanıtılan ve insanoğlunun yeniden çoğalmasına neden olduğu için, Adem-i Sani/ikinci Adem adıyla anılan bir peygamberdir.
Peygamberlik görevine başladığı günden beri yılmadan, usanmadan kavmini hakka davet etmiş, bu davete karşı ise kavmi onu yalanlamış, onunla alay etmiş ve zaman zaman da kendisine şiddetle karşılık vermiştir. Uzun bir mücadeleden sonra Hz. Nûh, kendisini tebliğden men eden kavminin artık ilahi azabın gelmesini de açıkça istemeye başlaması üzerine, onların ıslahından tamamen ümidini keserek Cenab-ı Hakk'a şu şekilde dua etmiştir:
"Ey Rabbiml Artık bu zalim kavme karşı mağlup düştüm! Daha evvel vadetmiş olduğun yardımı yap". [10]
"Rabbiml Onlar bana isyan ettiler de, malı ve çocuğu kendisine hüsrandan başka at tış getirmeyen kişiye uydular."[11]
"Çok büyük hileler sergilediler, çok büyük tuzaklar kurdular."[12]
"Rabbim! Yeryüzünde kafirlerden yurt tutacak, gezip dolaşacak hiç kimse bırakma."[13]
"Çünkü eğer sen onları bırakırsan, kullarını saptırır ve kötülük üreten nankörden başkasını doğurmazlar."[14]
"Rabbim! Beni, anne-babamı, evime inanmış olarak gireni, tüm inanmış erkekleri ve inanmış kadınları affet. Zalimlerin de sadece helak ve perişanlığını artır."[15]
Cenab-ı Hakk Hz. Nuh'un bu duasına cevap olarak ve bundan sonra ne yapacağım bildirmek üzere kendisine şöyle vahyeder:
"Ey Nûh! Toplumundan, daha önce inanmış olanlar dışında hiç kimse iman etmeyecektir. Artık onların yaptıktan yüzünden tasalanıp durma"[16]
"Vahyimize bağlı olarak gözlerimizin önünde gemiyi yap. Ve zulmedenler hakkında benimle karşılıklı laf edip durma. Onlar mutlaka boğulacaklardır."[17]
Hz. Nuh'un yaptığı bir başka dua da şudur:
"Rabbim! Hakkında bilgim olmayan şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni affetmez, bana acımazsan hüsrana uğrayanlardan olurum".[18]
Bu duanın yaptltş nedeni, Hz. Nuh'un tufan sırasında insanları gemiye yüklerken, öz oğlu olan Kenan'ı da içeri almak istemesinden kaynaklanmaktadır. Fakat bunu başaramadan, oğlunun azgın dalgalar arasında boğulması üzerine, hikmetim anlayamadığı bu olayı Cenab-ı Hakk'a sormuş ve gerekçeli olarak aldığı cevap onu bu duayı yapmaya mecbur bırakmıştır.
Şimdi bu olayı yine Kur'an'ın diliyle anlatmaya çalışalım:
"Nûh dedi: Binin içine. Onun akıp gitmesi de demir atması da Allah'ın adıyladır. Benim Rabbim elbette ki Gafur'dur, Rahim'dİr."[19]
"Gemi onları, dağlar gibi dalgalar üstünde yürütüp götürüyordu. Nûh onlardan ayrı bir yerde duran oğluna seslendi: Oğulcukum, bizimle beraber bin, kafirlerle beraber olma."[20]
"Oğlu cevap verdi:. Bir dağa sığınacağım, beni sudan korur. Nûh dedi: Allah'ın merhamet ettiği dışında, bugün hiç kimse için Allah'ın kararından kurtaracak yoktur. Ve ikisi arasına dalga girdi de oğlu boğulanlar arasına katıldı."[21]
"Bu arada Nûh, Rabbine yakardı da dedi ki: Rabbim, oğlum benim ailemdendil Senin vaadin elbette haktır. Sen hakimlerin hükmü en güzel verenisin"[22]
"Allah buyurdu: Ey Nûh! O, senin ailenden değildi. Yaptığı iyi olmayan bir işti. Hakkında bilgen olmayan şeyi benden isteme. Cahillerden olmaman hususunda seni uyarınm".[23]
Ve işte bu uyarı üzerine Hz. Nûh yukarıda verdiğimiz duayı yapar. Tabi bu uyan sadece Hz. Nuh'a değil, O'nun şahsında "hakkında bilgi sahibi olmadığımız şeyler konusunda fikir yürütmekten kaçınmamız, bilirmiş gibi davranmamamız noktasında" bize de yapılmaktadır. Çıkaracağımız bir diğer ders de; "sadece nesebi yakınlığın, Allah katında hiçbir değer ve kıymetinin olmadığı, nesebi yakınlığın şefaat vesilesi olabilmesi için, imanın da bulunması gerçeğidir". Çünkü insanları kardeş yapan, kan bağlan değil inanç bağlandır. Bu nedenledir ki Hz. Peygamber: "Yalnızca müminier kardeştir" buyurmuştur.[24]
[10] Kamer/10
[11] Nûh/21
[12] Nûh/22
[13] Nûh/26
[14] Nûh/27
[15] Nûh/28
[16] Hud/36
[17] Hud/37
[18] Hud/47
[19] Hud/41
[20] Hud/42
[21] Hud/43
[22] Hud/45
[23] Hud/46
[24] Necmettin Şahinler, Kur’an’da Peygamber Duaları, Beyan Yayınları, İstanbul 2002: 11-13.