saniyenur
Wed 1 August 2012, 12:42 pm GMT +0200
Hz. Muhammed'in Sünnetiyle Desteklenen Tebliğ
Hz. Muhammed sadece yüce ahlâkî ve manevî kavramlar vazetmekle kalmamış, bunları kendi hayatında da uygulamıştır. Kendi uygulamadığı hiçbir şeyi hiç bir zaman vazetmemiştir. Onun takvası, iyiliği ve adaleti vasıtasıyla bu ahlâkî kavramların geçerli olduğu bir toplum tesis edilmiş ve bu kavramlar bu toplumun bütün üyüleri tarafından yürürlüğe geçirilmiştir.
İslâm'ın ilk dönemlerindeki Müslümanların yüksek takva, iyilik ve toplumsal sorumluluk numuneleri göstermelerini ve akraba, dost, düşman, renk ve ırk ayrımı yapmadan ferdî ve toplumsal hayatlarında herkese mutlak adalet ilkesine göre davranmalarını sağlayan Örnek Yüce Peygamber asîl ve ilham kaynağı olan tavırlarıdır.
Hz. Peygamber'in bu üstün tâlim ve terbiyesi ile uygulamaları, ashabın düşünce ve fillerine yeni boyutlar getirmiştir; işte bu sayede onlar tebliğ meşalesinin taşıyıcısı olmuşlar, Hz. Peygamber'in söz ve fiillerini daha sonraki nesillerin yararına olmak Üzere kaydetmişlerdir.
Davetin olağanüstülüğü ve Hz. Muhammed'in sünneti sayesinde sahabeler günlük sosyal münasebetlerinde en yüce takva, hayır ve adalet derecelerine ulaşmışlardır. Kur'ân bu durumu şu âyetle beyan etmiştir: "Muhammed ALLAH'ın elçisidir. Onun yanında bulunanlar, kâfirlere karşı şiddetli, kendi aralarında merhametlidirler. Onların rüku ve secde ederek ALLAH'ın lütuf ve rızasını aradıklarını görürsün, yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır. Onların Tevrat'taki vasıfları ve İncil'deki vasıfları da şudur: ..." (48: 29).