- Hz. Âişe nin Bayılışı

Adsense kodları


Hz. Âişe nin Bayılışı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Fri 19 February 2010, 12:10 pm GMT +0200
Hz. Âişe´nin Bayılışı



Hz. Âişe´nin annesi Ümmü Rûman Hatunun bildirdiğine göre; kendisi Hz. Âişe ile otururlarken, Ensar kadınlarından birisi içeri girdi ve:

"Allah filana yapacağını yapsın! Filana da yapacağını yapsın!" diyerek beddua etti, ilendi.

Kendisine:

"Sen ne için böyle söylüyorsun?" diye sorulunca, kadın:

"Oğlum, ortada dolaşan söylentileri çıkaran ve yayanların içinde idi!" dedi.

Kendisine:

"Ne imiş o söylentiler?" diye soruldu.

Kadın:

"Şöyle şöyle söylentiler!" diyerek onları anlatınca, Hz. Âişe:

"Bunu Resûlullah Aleyhisselam işitti imi?" diye sordu.

"Evet! İşitti!" denildi.

Hz. Âişe:

"Bunu Ebu Bekir de işitti mi?" diye sordu.

"Evet! İşitti!" denilince, Hz. Âişe titreyerek arkasının üzerine düşüp bayıldı! Elbisesini üzerine ört-tüler.[64]



Peygamberimiz Aleyhisselamın Durum Hakkında Erkek, Kadın Bazı Kişilerle Konuşması


Hz. Aişe der ki:

"İşim hakkında vahyin gelmesi gecikince, Resûlullah Aleyhisselam, durumu ashabına danıştı.

Ali b. Ebu Talib:

´Yâ Rasûlallah! Allah sana dünyayı daraltmamıştır. Ondan başka kadın çoktur[65]

Bununla beraber, sen, bir de onun hizmetçisi olan kadına sor! O sana doğrusunu söyler!" dedi.

Bunun üzerine, Resûlullah Aleyhisselam Berire´yi çağırttı, ona:

´Ey Beri re! Âişe´de seni şüphelendirecek birşey gördün mü?´ diye sordu.

Behre:

´Hayır! Seni hak ve gerçek (din ve Kitabla) peygamber olarak gönderen Allah´a yemin ederim ki; benim onda kusur olarak görebileceğim şey ancak şudur:

Kendisi çok genç yaşta bir kadın olduğu için, ev halkının hamurunu yoğururken uyuyakalırdı da, evde beslenilen koyun gelir, hamuru yerdi!´ dedi.[66]

Resûlullahın ashabından birisi de, Berire´yi azarladı da:

´Resûlullah Aleyhisselama doğruyu söyle!´ dedi.

Behre:

´Sübhânallah! Vallahi, onun hakkında, kuyumcu san altın külçesi hakında neyi biliyorsa, ben de onu biliyorum!´ dedi.

Bu mesele, hakkında dedikodu edilen zâtın (Safvan b. Muattarın) kulağına varınca:

´Sübhânallah! Vallahi, ben hiçbir zaman hiçbir dişinin eteğini açmamışımdır1* dedi.[67]

Resûlullah Aleyhisselam Üsâme b. Zeyd´i de yanına çağırdı ve ondan bu husustaki görüşünü sordu.

Üsâme b. Zeyd:

´Yâ Rasûlallah! Onlar, senin ailelerindir. Biz onlar hakkında hayırdan başka birşey bilmiyoruz![68] Onun aleyhinde söylenenler, ancak, yalan ve boş laflardan ibarettir!1 dedi.[69]

Resûlullah Aleyhisselam, Zeyneb binti Cahş´a da:

´Ey Zeyneb! Âişe hakkında bildiğini, gördüğünü, duyduğunu bana söyle!´ diyerek işimi sormuştu.

Zeyneb:

´Yâ Rasûlallah! Ben işitmediğimi işittim demekten kulağımı; görmediğimi gördüm demekten gözümü korurum!

Ben, vallahi, onun hakkında hayırdan başka birşey bilmiyorum´ dedi.

Zeyneb, Peygamber Aleyhisselamın zevceleri arasında güzelliği ve Peygamber yanındaki mevkii ile kendisini bana eşit görür ve rekabet ederdi.[70] Ben onun benim hakkımdaki kıskançlığından hep korkar dururdum.[71]

Yüce Allah, onu dinindeki verâ ve takvası sebebiyle korudu.

İftiracıların söylediklerini benimseyip körükörüne anlatmaya ve yaymaya koyulan kızkardeşi Hamme binti Cahş ise, iftiralar ile helak olan kimseler arasında helak olup gitti.[72]

Bundan sonra, Resûlullah Aleyhisselam, beni (kendisinin dadısı) Ümmü Eymen´e sordu.

O da:

´Ben işitmediğim birşeyi işittim demekten kulağımı; görmediğim şeyi gördüm demekten gözümü sakınırım!

Ben, onun hakkında hayırdan başka birşey olabileceğini bilmiyor ve sanmıyorum!´ dedi.[73]

Ebu Eyyub Halid b. Zeyd el-Ensârî´nin zevcesi Ümmü Eyyub, kocasına:

´Ey Ebu Eyyub! Halkın Âişe aleyhinde söyledikleri şeyleri işittin mi?´ diye sorunca, Ebu Eyyub:

´Evet! İşittim. Onların hepsi yalan ve uydurmadır!

Ey Ümmü Eyyub! Sen böyle bir kötülük işledin mi?´ diye sordu.

Ümmü Eyyub:

´Hayır! Vallahi, ben kat´iyyen öyle bir kötülük işlememişimdir!´ dedi.

Ebu Eyyub:

´Sen böyle olunca, vallahi, Âişe senden daha hayırlıdır! dedi."[74]


[64] Buhârî, Sahih, c. 6, s. 60-61.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 4/399-400.

[65] Hz. Ali, halk arasında çalkalanan dedikodulardan Peygamberimiz Aleyhisselam m son derecede üzülmekte olduğunu görünce, bu üzüntülerden kurtulması için, belki de, yarayı ateşle dağlayarak tedavi etmek kabilinden ve son bir çare olmak üzere, ayrılma hususuna hiçbir ardniyeti olmaksızı n işaret etm ek istemişti (İbn Kayyı m, Zâdu´l-m ead, c. 2, s. 126).

[66] Zührî, Megâzî, s. 11 9, İbn İshak.İbn Hişam.Sîre, c. 3, s. 313-314, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 430, Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 196, Buhârî, c. 6, s. 7.

* Gerçekten de, kendisi hasür bir kimse idi. Kadınlarla olacak bir işi yoktu (İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c. 3, s. 319, Zehebî, Megâzî, s. 232).

[67] Ahm ed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 6, Buhârî, Sahih, c. 6, s. 1 2, Müslim, Sahih, c. 4, s. 21 38, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 334.

[68] Zührî, Megâzî, s. 119, İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 313, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 196, Müslim, Sahih, c. 4, s. 2133.

[69] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 313.

[70] Ahm ed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 197, Buhârî, Sahih, c. 6, s. 9.

[71] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 430.

[72] Ahm ed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 60, 197, Buhârî, Sahih, c. 6, s. 9.

[73] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 430, 431 .

[74] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 315, Vâkıdî, Megâzı, c. 2, s. 434, Taberı, Tefsir, c. 18, s. 96.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 4/400-402.