sumeyye
Mon 25 January 2010, 01:19 pm GMT +0200
Hz. Hatice´nin Peygamberimizi Aratması, Teselli ve Tebşir Etmesi
Hz. Hatice´nin aratmaya gönderdiği adamları Mekke´nin yukarısına kadar Peygamberimiz (a.s.)ı aradılarsa da, bulamayarak geri döndüler.
Peygamberimiz (a.s.) ise, hâlâ, olduğu yerde dikilip duruyordu.
Nihayet, Cebrail (a.s.) ayrılıp gidince, Peygamberimiz (a.s.) hemen evine döndü.[92]
Hz. Hatice Peygamberimiz (a.s.)a yemek yapıp göndermiş; gönderdiği adamlar Peygamberimiz (a.s.)ı Hira mağarasında bulamamışlardı.
Bunun üzerine, amcalarının ve dayılarının evlerine de adam gönderip arattırın işti.
Oralarda da bulamayınca, çok kaygılanmıştı.[93]
Peygamberimiz (a.s.) eve geldiği zaman, Hz. Hatice:
"Ey Ebu´l-Kasım! Nerede idin? Vallahi, seni aramak için adamlar saldım. Onlar seni Mekke´nin yukarılarına kadar aradıkları halde, bulamayıp geri döndüler!" dedi.
Peygamberimiz (a.s.), bütün gördükleri şeyleri ona birer birer anlattı.
Rüyada gördüğü, kendisine çok ağır gelen hadiseyi anlattığı zaman, Hz. Hatice:
"Sana müjdeler olsun![94]
Yüce Allah, sana hayırdan başka bir şey yapmaz![95]
Ey amcamın oğlu! Sebat et!
Hatice´nin varlığı Kudret Elinde bulunan Allah´a yemin ederim ki, ben senin bu ümmetin peygam beri olacağını umuyorum!" dedi.
Hemen kalktı. Elbisesini derleyip toparladıktan sonra, Varaka b. Nevfel´e kadar gitti.[96]
Varaka b. Nevfel; Hz. Hatice´nin amcasının oğlu idi.
Kendisi, Cahiliye devrinde Hıristiyanlığa girmişti; Arapça yazı yazmayı bilir, İncil´den bir şeyler yazar dururdu.
Çok yaşlanmış ve gözleri de görmez olmuştu.[97]
Tevrat ve İncil ehli olan Yahudi ve Hıristiyanlardan birçok şeyler dinlemişti.
Hz. Hatice; Peygamberimiz (a.s.)ın görüp işitip de kendisine haber vermiş olduğu şeyleri Varaka´ya haber verince, Varaka:
"Kuddûs! Kuddûs! [Pâkve kusursuz! Pâk ve kusursuz!]
Varaka´nın varlığı Kudret Elinde Bulunana yemin ederim ki: Ey Hatice, bana doğru söyledinse, ona gelen Nâmûs-u Ekber´dir ki, o Musa´ya da gelmişti[98]
O (Muhammed (a.s.)), muhakkak, bu ümmetin peygamberidir.
Kendisine söyle: Sebat etsin!" dedi.
Hz. Hatice, dönüp Varaka b. Nevfel´in söylediklerini Peygamberimiz (a.s.)a haber verdi.[99]
[92] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 1, s. 253, Taberî, Târîh, c. 2, s. 207, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 148, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 86, E bu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 12.
[93] Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 1, s. 386.
[94] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre.c.1, s. 253, Taberî, Târih, c. 2, s. 2207, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 148, İbn Seyyid, Uyun, c. 1,s. 86, Ebu´l-Fidâ.c.3, s. 12.
[95] Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 148, İbn Seyyid, Uyun, c. 1, s. 83, Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 8, s. 255.
[96] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre,c.1, s. 254, Taberî, Târîh, c. 2, s. 207, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 148.
[97] Abdurrezzak, M usannef, c. 5, s. 323, Ahm ed b. Hanbel, M üsned, c. 6, s. 233, Buharı", Sahîh, c. 1, s. 3-4, M üslim, Sahîh, C.1.S.142.
[98] Nâmûs; sahib-i sırr demektir (İbn Esîr, Nihâye, c. 5, s. 119).
[99] M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayınları: 1/168-170.