- Hz. Hamza nın şehid oluşu

Adsense kodları


Hz. Hamza nın şehid oluşu

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Wed 20 April 2011, 04:14 pm GMT +0200
 
Hz. Hamza'nın Şehid Oluşu


İbni Avn, Umeyr b. İshâk aracılığıyla Sa'd b. Ebî Vakkas (r.a.)'m şöyle anlattığını nakleder:

- Hz. Hamza Uhut harbinde Rasûlüllah (s.a.v.)'m önünde, iki kılıç ile çarpışıyor ve; "ben Allah'ın aslanıyım" diye kükrüyordu. Bu hadi­seyi Yunus b. Bükeyr de İbni Avn aracılığıyla Umeyr'den "mürsel" olarak naklediyor. Bu rivayette şu ilaveler vardır: "Bir ara Hamza tö­kezleyip sırt üstü yere yuvarlandı ve zırhı sıyrılıp karnı açıldı. Habeşli köle hemen saldırıp mızrağını attı ve karnını deşti."[278]

Abdü'lazîz b. Ebî Seleme, Abdullah b. el-Fazl el-Haşimî, Süleyman b. Yesâr isnadıyla Ca'fer b. Ümeyye ed-Damrî'nin şöyle anlattığını nakleder: Ubeydullah b. Adiy b. Hıyar ile Şam diyarına seyahat etmiş­tim. Hımış şehrine vardığımız zaman Ubeydullah bana; "Hamza'nın şehid edilmesini vahşiye sormaya varmışın?" dedi. "Evet" dedim. Vahşi o zaman Hımışta oturuyordu. Onun adresini sorduk. Bize "işte orada sarayının gölgesinde, sanki yağ tulumu gibi duran adam" denil­di. Bizde yanma varıp, başucunda biraz dikilip selam verdik. Bizim selamımızı aldı. Ubeydullah o zaman, başının her tarafı sarık sarılı olduğu için, Vahşî onun sadece gözleri ile ayaklarını görebiliyordu. Ubeydullah Vahşî'ye: "Yâ Vahşî! beni tanıyormusun?" diye sordu. Vahşî ona bakıp; "Hayır vallahi tanıyamadım. Ancak ben biliyordumki, Adiy b. el-Hıyar, Ebû'l îys kızı Ümmü Kattâl denen bir kadınla evlenmiş ve Mekke'de bir oğlan doğurmuştu. Bu kadın çocuğa bir süt anne bulunmasını istemişti. İşte ben bu çocuğu anasıyla beraber alıp süt anasına götürmüştüm. Ben seni tanımadım ama, sanki senin ayaklarına bakınca o çocuğun ayakları gibi geliyor" dedi. Bunun üze­rine Ubeydullah yüzünü açtı, sonra Vahşî'ye:"

- Bize Hamza'mn öldürülüşünü anlatmazmısın?" dedi. Vahşi'de bu­nun üzerine: "evet, anlatayım" diyerek şöyle söyledi: Hamza, Bedir harbinde Adiy b, el-Hıyar oğlu Tuaymâ'yı öldürmüştü. Benim o sıra sahibim olan Cübeyr b. Mut'ım bana: "Amcamın intikamı olarak Hamza'yı öldürürsen, sen hür olacaksın" dedi. İnsanlar Ayneyn'den çıkınca bende onlarla birlikte harbe katıldım. (Ayneyn Uhut'tan önce ufak bir dağ olup, Uhut ile arasında bir vadi bulunmaktadır.) İki ordu harp için saf düzeni aldığında Sıbâ1 ortaya çıkıp; "Düello etmek iste­yen var mı?" deyince Hamza ona doğru ilerleyerek: "Yâ Sibâ1, ey ka­dın sünnetçisi karının oğlu! Sen Allah ve Rasûlüne karşı düşmanlık yapıyorsun demek ha!" diye bağırıp sonra Sibâ'ın üzerine öyle bir saldırdıki, sanki -Sibâ1- dün'ün geçip gidişi gibi -yok- oldu.

İşte o sırada ben Hamza'yı mızraklamak için bir kayanın altına sak­lanmıştım. Nihayet Hamza yanımdan geçerken mızrağımı fırlatıp kası­ğına sapladım, mızrak uyluğunun üstündeki oynak kemiğini delip çık­tı. İşte bu onun son anı oldu.

Kureyşliler geri döndüğünde, bende onlarla Melekeye döndüm ve orada eğleşirken İslâm dini Mekke'de yayılmaya başladı. Bende ora­dan Taife gittim. Taif halkı Rasûlüllah (s.a.v.) ile görüşmek üzre, Ona elçiler göndermişlerdi. [Artık Taif bana dar geliyordu. Şam'a veya Yemen'e kaçmayı düşünüyordum ben bu düşüncede iken][279] Bana; "Allah Rasûlü elçileri asla huzursuz etmez" denildi. Bende o elçilere katılıp birlikte yola çıktım. Rasûlüllah (s.a.v.) beni görünce: "Sen Vahşî misin?" diye sorunce "evet" dedim. "Hamza'yı öldüren Vahşî mi?" dedi. Ben

- Evet, bu iş size bildirildiği gibi olmuştu, dedim. Bana:

- Yüzünü benden kaçırmaya gücün yeter mi? buyurdu, Nihayet ben -af edilerek- geri döndüm.

Daha sonra Allah Rasûlü vefat edipte, Müseylemetü'l Kezzâb Orta'­ya çıkınca kendi kendime; "Müseyleme'ye karşı savaşa gideyim; belM onu öldürürüm de böylece Hamza'ya -karşı işlediğim cinayete- karşı* hk olur" deyip, mücahitlerle birlikte çıktım. O ordunun başına gele­cekler geldi. O arada birde ne göreyim, bir duvar yıkığının karaltısında kül renkli deve gibi, saçları dağınık bir adam duruyor. Hemen mızrağı göğüsleri arasına fırlattım. Mızrak herifin kürek kemiklerini delip çık­tı. Ensardan biri sıçrayıp başını kılıçla kesti.[280]

Abdullah b. Fazl derki: Bana Süleyman b. Yesar, Abdullah b. Ö-mer (r.a.)fın, "Müseyleme öldürülünce damın başında bulunan bir ca­riye "vah emîra'l mü'minın! Onu kara bir köle öldürdü" diye feryat ediyordu" diye anlattığını duyduğunu söyledi.

Bu haberi Buharı rivayet ediyor.[281]




[278] Beyhakî Delâil (her iki rivayet) 3/243.

[279] Bu kısım İbni İshâk'jn rivayetinden İlavedir.

[280] Buharî Meğazî 64/23. H. no: 4072; Beyhakî Delâii 3/242; İmam Ahmed Müsned 3/501.

[281] Buharî h. no 4072; Müsned 3/501; Beyhakî Delâii 3/243; Vakıdî Meğazî 1/285, 287.

Bu cariyenin "Emîri'l mü'minîn" dediği Müseylemetü'l Kezzab'dır. Bazı alimler "bu lakabla İlk anılan kişi Hz. Ömer olduğundan, Müseyleme'nin bu lakabı alması şüphelidir" derler. Aynî, İbni Tîıı'in rivayeti ile bunun olabileceğini zîra Müseylemeye cemaatının hem Pey­gamber, hemde Emîri'l mü'mİnîn dediklerini nakleder.

İmam Zehebi, Tarihü’l İslam  Meğazi 3/246-248

Bilal2009
Sat 30 October 2021, 12:43 pm GMT +0200
Esselamü aleyküm Rabbim bizleri doğruların yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun

Sevgi.
Sun 31 October 2021, 05:04 am GMT +0200
Aleyküm Selâm. Rabb'im bizleri sevdiklerinin yolundan gidenlerden eylesin inşaAllah