sumeyye
Fri 6 May 2011, 11:42 am GMT +0200
2- Hz. Davud'a Verilenler
Kur'an, Hz. Davud'a peygamberliğin ve Zebur'un dışında bir lütuf ve mucize olarak, diğer insanlara verilmeyen başka şeyler de verildiğini söylüyor.
Hz. Davud (a.s.) bir Allah elçisiydi. Ona verilenler, hem onun peygamberliğinin delili, hem de gerçek şükrün, hakkıyla kulluk yapmasının karşılığıydı. Şüphesiz Allah (c.c.) hakkıyla şükreden kullarını değişik şekillerde mükâfatlandırır.
Hz. Davud'a geniş bir hükümdarlığın yanında hikmet; ilim, anlayış, adaletle hükmetme, neyin nasıl yapılacağını bilme, yerli yerinde iş yapma, faydalı olana sarılma, güzelikler üretme gibi şeyler verildi. O, bu hikmetle hükümdarlığını süslüyor, sürekli Kur'an'ın salih amel dediği, güzel ve faydalı işleri yapıyordu.[48]
Bir başka âyette ise ona ve oğlu Süleyman (a.s.)a ilim ve hüküm verme, verildiği söyleniyor. [49] Onlar bu ilim ve hüküm sayesinde kararlarında isabetli, işlerinde doğru ve faydalı idiler. Adaleti yerine getiriyor, insanların aralarım buluyor, hakları sahiplerine veriyorlardı.
Hz. Davud (a.s.) ve oğlu Hz. Süleyman, Allah'ın kendilerine ilim vermesinden dolayı şöyle dediler:
"Bizi, mü'min kullarının bir çoğuna göre üstün kılan Allah'a hamdolsun." [50]
Babasına mirasçı olan Hz. Süleyman şöyle demektedir:
"Ey insanlar, bize kuşların mantığı (konuşması-dili) öğretildi ve bize her şeyden (bol bir nimet) verildi. Hiç şüphesiz bu, apaçık bir üstünlüktür." [51]
Nitekim bir başka âyette de dağların ve kuşların Hz. Davud'un emrine verildiği, bu her ikisinin de Hz. Davud'la birlikte tesbih ettikleri (Allah'ı noksan sıfatlardan uzak tuttukları) anlatılıyor. [52]
Dağların Hz. Davud ile birlikte tesbih etmesi Allah'ın ona fazlı ve geniş bir bağışı idi. Diğer kullardan hiç birine böyle bir bağış yapılmamıştı.
Allah'ın Hz. Davud'a bağışı sadece dağların ve kuşların onunla birlikte zikretmeleri, tesbih etmeleri değildi; Hz. Davud'a ayrıca savaş giyim sanatı da öğretilmişti. O, kendisi için yumuşak hale getirilmiş demirden istediği gibi zırhlar, savaş elbiseleri yapabiliyordu. [53]
Hz. Davud'a bütün bunların yanında hikmetle beraber 'fasl-ı hitap; yani anlaşmazlıkları kesin ve adil ölçülerle çözme, her maksadı sözle açıklama yeteneği [54] de bağışlandı. O bu yetenekle kendisine gelen davaları çözüme kavuşturuyor, mülkünde adaleti sağlıyordu. [55]
[48] Bakara: 2/251.
[49] Enbiya: 21/79
[50] Neml: 27/14
[51] Neml: 27/14
[52] Enbiya: 21/79, Sebe’: 34/l0, Sâd: 38/18-19
[53] Enbiya: 21/80, Sebe: 34./10-ll
[54] Kurtubî, el-Camıu li-Ahkâmi'l Kur'an, Beyrut 1408-1988 15/107
[55] Sâd: 38/20
Hüseyin K. Ece, Hz. Süleyman, H. Ece Yayınları: 45-46.