müzzemmil
Sun 11 September 2011, 10:14 pm GMT +0200
Hz. Adem'in Duası
"Ey Rabbimiz, dediler, öz bertiklerimize zulmettik. Eğer bizi affetmez, bize acımazsan elbetteki hüsrana uğrayanlardan olacağız."[3]
Bu dua, ilk insan ve ilk peygamber olan Hz. Adem'in eşi ile birlikte yaptığı bir duadır. Aynı zamanda bu dua insanoğlunun kendisini yaratan Allah'tan ilk defa bağışlanmasını istediği bir "tevbe" niteliği taşımaktadır.
Duanın yapılış nedenini, sûrenin 19. ayetinden başlayarak Kur'an'ın diliyle şöyle verebiliriz:
"Ey Adem! Sen ve eşin Cennct'te oturun; dilediğinizi yiyin ama şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa ikiniz de zalimlerden olursunuz."[4]
"Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş çirkin yerlerini onlara açmak için ikisine de vesvese verdi. Dedi: Rabbinizin sizi şu ağaçtan uzak tutması, iki melek olmayasınız yahut ölümsüzler arasına katılmayasınız diyedır,"[5]
"Ve onlara, ben size öğüt verenlerdenim, diye de yemin etti."[6]
"Nihayet onları kandırarak aşağı çekti. O ikisi ağaçtan tadınca edeb yerleri kendilerine açıldı. Bahçenin yapraklarından yamalar yapıp üzerlerine örtmeye başladılar. Rabhri onlara seslendi: Ben size bu ağacı yasaklamadım mı; ben size, şeytan sizin için açık bir düşmandır demedim mi?"[7]
İşte bu gelişmeler sonucu yeryüzüne indirilen Hz. Adem ve eşi, yukarıda sözünü ettiğimiz duayı yaptılar. Allah da onların bu duasını veya tevbesini kabul ederek kendilerini bağışladı.
Sonunda Yaratıcı Kudret, tüm insanları Hz. Adem ile şeytan arasında geçen bu hadiseden ders ve ibret almaya çağırarak şöyle uyardı:
"Ey Ademoğülları! Şeytan, ana-habanızı, edebyerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak Cennet'ten çıkardığı gibi, size de bir fitne musallat etmesin. Çünkü o ve kabilesi sizi, onları göremeyeceğiniz yerden görürler. Biz o şeytanları inanmayanlara dostlar yaptık".[8]
Anlaşılan odur ki insan günah işleyebilir ama önemli olan işlediği bu günahtan pişman olarak hemen Allah'a yönelmesi ve O'ndan bağışlanmasını istemesidir Hz. Adem'in bu duası, günah işleyerek nefislerine zulmeden insanlar için yapacakları tev-belerinde, değişmez bir yol işaretidir.[9]
[3] Araf/23
[4] Araf/19
[5] Araf/20
[6] Araf/21
[7] Araf/22
[8] Araf/27
[9] Necmettin Şahinler, Kur’an’da Peygamber Duaları, Beyan Yayınları, İstanbul 2002: 9-10.