hafiza aise
Thu 5 May 2011, 11:07 am GMT +0200
HÜZÜN YILI
Her ne kadar, insanlık dışı muamele kaldınlmış ve boykot sona ermiş olsa da, yine seneler hüzün yudumluyordu. Belli ki Allah (celle celaluhü), sevgili kullarını tamamen ahirete yöneltiyor ve yönlerini başlarına gelen binbir türlü sıkıntıyla gerçek vatana çeviriyordu. Zira boykotun kaldınlmasıyla yeniden Mekke'ye girebilir hale gelmeleri, işkence ve baskıların ortadan kalkacağı anlamına gelmiyordu. Dünkü cephede kaybeden ve burçlarından birisinde hazan yaşayan Mekke müşrikleri, Müslümanlara karşı her gün yeni bir cephe açıyor ve böylelikle kayıplannı telafi (!) etme yanşına giriyorlardı.
Geride kalan üç yıllık sürgün hayatı, Müslümanlar üzerinde kalıcı izler bırakmış ve açlıktan kıvranıp ağlaşan çocukların semaya yükselen feryatlan, anne ve babaların korkulu rüyası haline gelmişti. Hastalıklar, birer salgın halini almış, toplumu kınp geçiriyordu. EbU Tôlib ve Hz. Hatice gibi önemli dayanakl ar da bu furyadan nasibini almış, ağır hastalıklarla boğuşuyorlardı. Bugün, her şeyi sıfırlayarak Mekke'de yeniden hayata başlamak, onun için öyle kolay görünmüyordu. Üstelik Mekke, eski şen-şakrak günleri yaşatmamaya kararlıydı.