- Hüzün ki en ziyade yakışandır bize

Adsense kodları


Hüzün ki en ziyade yakışandır bize

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Sat 26 June 2010, 12:53 pm GMT +0200
Hüzün ki en ziyade yakışandır bize...

Hüzün, bir hazin kelime Ayrılık gibi, hicran gibi; ama mutluluk gibi de Bazan bir gözde görürüz onu, bazan bir yüzde Bazan bulutlarla gelir, bazan lodoslarla


Hüzün tarih olur, Bağdat ufuklarını Osmanlı tuğları misali bekleyen hurma fidanlarıyla; Tuna boylarını hatem yakutları gibi süsleyen kaleler ve burçlarla gelir yedi yüz yıllık hafızamıza Elhamra avlusunda derin uykulara dalmış mağrib güneşi olur kah; kah Kudüs gecelerinde savrulan Selahaddin rüyaları
Aziz-i vakt idik ada zelil kıldı bizi


Hüzün gözyaşı olur, bazan bir eylül bulutundan dökülüp dilemmalarımıza karışır; bazan bir Kanuni mersiyesinden akıp güneşlerimizi buharlaştırır Paramparça olmuş kutsal kitapların mürekkeplerini dağıtır bazan, bazan kandil gecelerinin pişmanlıklarına dökülür yüreklerimizden Kimi zaman bir bayram sevincinin ardına gizlenen yetimin gözünde acı; kimi vakit fersudeleşmeye yüz tutmuş gülün yaprağında kırağı sıfatında belli eder kendini
Hurşide baksa gözleri halkın dola gelir



Hüzün söz olur, yarı yollarda bırakılmış yeminlerin ve vaadlerin peçesinden yüz gösterir kimi, kimi bir elyazmasının derkenarına yazılır bir ayrılık türküsü niyetine Bir mücelled güldeste olur yazılsa tüm hüzün sözleri ve binbir geceyi dolduran tutilerin dilinde şeker niyetine çiğnene çiğnene tutar şöhreti alemleri Sabahların kokusuna karışan bir pişmanlığın terennümüdür bazan ve bazan da gecelerin korkusunu damıtan bir şarkının dizesi
Şeb-i yeldayı müneccimle muvakkıt ne bilir



Hüzün mevsim olur, böler bir uykuyu bazan; bazan bir paranteze alır acıları Güz mü, eylül mü bilinmez; ortası mı sonu mu anlaşılmaz anınŞakaklarına düşen benek benek karlar mı densin yılların gölgesini taşıyan, başında gül rengi bulutlardan Lahuri tüller mi olsun Hicaz şarkılarında bestelenen?! Hüzün karanlıktır, yalnızlıktır, korkudur Ve hüzün bazan en büyük umutlara gebedir
Bir mevsim-i hazanına geldik ki alemin&



Hüzün renk olur, son dalın son yaprağında sararırken yakar içimizi; son fırtınanın son dalgasında köpürürken kanatır yüreğimizi Mavi gecelerin ve kurşuni bulutların örtüsüdür hüzün Hatırlamanın mestliğinde eflatuni bir ırmağın hasret yarasıdır, gül gül olup açan ateşin kederlerin masum çiçeğidir Sahilde bir gurubdur o, ufukta bir şafak Perde perde solan hayatımız&



Gül ateş, gülbün ateş, gülşen ateş, caybar ateş
Hüzün sevda olur, hayalini getirir annelerin, yavruların ve süveydaya durup melankolisini yaşatır sevenlerin, sevgilerin Fuzulilerin Galiblerin kinayeleri ve tevriyeleri onun üstüne yazılır, bülbüllerin kumruların şeyda tenasüpleri ve mecazları ona dillendirilir Umman gemicilerinin ufuklarında deniz feneridir hüzün, semavat müneccimlerinin kadrlerinde Ayyuk



Mahabbet bir bela şeydir giriftar olmayan bilmez
Hüzün alışkanlık olur, acıların yol dönemecinde azığını kuzgunlara kaptıran gönüllerin ömre süren Selvasıyla tartılır Yüzbin yıl sonra yeşerecek tohumlar için saklayıp suyu, vahalardan kurumuş dudaklarla geçer delikanlıca Mermer beyazında ayetlere teslim olmuş bir buhur-ı Meryemin nazenin tebessümüne Namus-ı ekber vasıtasıyla gelen nefestir o



Hazan ki durmadan evrakı su-be-su dökülür
Hüzün, Kureyşte Süheyb-i Rumi; Yemende rahip Bahira, Konstantinepolde Ulubatlı Hasan olmaktır
Hüzün, mazlumlar adına bir saman çöpüyle devleri yere sermektir
Hüzün, Şeyh Şamil toprağında alnından vurulan bir çocuktur
Hüzün, harflere sığmayan bir nimet-i İlahidir
Hüzün, her hale şükretmenin diğer adıdır
Hüzün, seyerandır maverada
Hüzün, özleyiştir
Hüzün ki en ziyade yakışandır bize


ALINTI