hafız_32
Tue 23 November 2010, 12:50 pm GMT +0200
İmam Hutbe Okurken Hanımların Yapması Gerekenler:
1. İmamın Hutbesini Dinlemek: Herhangi bir sebepten dolayı imamın hutbesini işlemeyenlerin, sessizce Kuran okumaları veya zikretmeleri caizdir.
Peygamberimiz fsaüallâhu aleyhi ve sellem) buyuruyor ki; 'Cuma'ya üç tür insan gelir; '(Birincisi), lüzumsuz amaçlarla gelen insanlardır. Bunların nasibi lüzumsuzluklarıdır. (İkincisi), Aziz ve Celil Allah'a dua etmek için gelenlerdir. Allah dilerse bunlara verir, dilerse vermez. (Üçüncüsü), sükût etmek ve dinlemek için gelenlerdir. Bunlar hiçbir müslüman'm omzuna basmadan ve hiç kimseye eziyet etmeden gelenlerdir. Bu hareketleri gelecek Cuma'ya ve üç gün fazlasına kadar yaptıkları için kefaret olunur.[105]
2. Hiçbir Şekilde Başkasıyla Konuşmamak: peygamberimiz (sallaliâhu aleyhi ve sellem); 'Cuma günü, -imam hutbe okurken- arkadaşına «sus!» diyen, 'lüzumsuzluk' yapmış olur [106] buyurmuştur.
Aksıranın içinden «elhamdülillah» demesi, peygamberimizden bahsedildiğinde içinden salâvat getirmesi, imamın duasına amîn demesi caizdir. Ancak aksırana «yerhamukellah» demek veya konuşanı susturmak için söz söylemek caiz değildir.
3. Hutbeden önce, hutbeden sonra ve iki hutbe arasında imam sustuğunda konuşmanın bir sakıncası yoktur. Çünkü konuşmanın yasaklandığı süre, imamın hutbe okumasıyla sınırlıdır.
4. Hanımların omuzlarına basarak safların arasında ilerlemek caiz değildir. Ancak saflar arasında boş yer bulunması durumunda veya ihtiyaçtan dolayı yerinden ayrılanın tekrar yerine dönmesi caizdir. Çünkü Peygamberimiz (sallalîâhu aleyhi ve sellem) insanların omuzlarına basarak ilerleyen kişiye; 'otur! Kuşkusuz bu davranışınla insanlara eziyet ettin [107] buyurmuştur. Ayrıca 'kim lüzumsuzluk yapar ve insanların omuzlarını tepelerse, Cu-ma'nm sevabından mahrum olur [108] buyurmuştur.
5. İki Kişinin Arasını Ayırmamak: Bir arada oturan iki kişinin arasını ayırıp, aralarına oturmak caiz değildir. Salman (radiyallâhu anh)'tan merfu olarak yapılan rivayette, Peygamberimiz (sallaliâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur; '... sonra mescide gelip, iki kişinin arasını ayırmadan oturanın o Cuma'dan bir sonraki Cuma'ya kadar yaptıkları mağfiret olunur.[109]
6. Yerine oturmak için bir başkasını yerinden kaldırmak caiz değildir; ancak yer açması istenebilir: Çünkü Peygamberimiz (sallaliâhu aleyhi ve seîlem); 'Cuma günü hiç kimse, sonrasında yerine oturmak için kardeşini oturduğu yerden kaldırmasın. Ancak «yer açınız!» desin [110] buyurmuştur.
7. Hutbe esnasında uyuklayan, oturduğu yeri değiştirmelidir: Çünkü Peygamberimiz {sallaliâhu aleyhi ve sellem), Cuma günü biriniz oturduğu yerde uyukladığmda, oturduğu yeri değiştirsin' buyurmuştur.[111]
8. Hutbe esnasında, unuttuğu veya uyuyakaldığı bir farz namazı hatırlayan, o namazı hemen kaza etmelidir: Çünkü Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve seliem)'in; '/cim bir namazı unutursa veya uyuyakahrsa, o namazı hatırladığı zaman hemen kılsm. O namaz için bunun dışında bir kefaret yoktur [112] ifadesi geneldir.
Hanefî ve Mâliki mezhebine göre, hutbe okunurken namaz kılınmaz ve konuşulmaz.[113] Hutbe başlamadan namaza başlamış olan dahi hutbe başlandığında rukû'ya gitmeden oturup, hutbeyi dinlemelidir. Bu konuda Hanefî ve Mâliki âlimler, mescide sonradan girip, insanların omuzlarına basarak ilerleyen kişiye, Peygamberimizin; «otur! (insanlara) eziyet ettin» buyruğunu delil almışlardır.[114] Nitekim Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sel-İem), o kişiye tahiyyat-ül mescid veya farklı bir namazı kıldıktan sonra oturmasını emretmemiştir.
[105] Ebû Dâvûd, 1113; Ahmed, 2/214; Hasen senetle rivayet edilmiştir.
[106] Buhârî, 934; Müslim, 851.
[107] Ebû Dâvûd, 1118; Nesâî, 3/103; Ahmed, 4/188; Hasen senetle riyayet edilmiştir.
[108] Ebû Dâvûd, 347; İbn Huzeyme, 1810; Hasen senetle rivayet edilmiştir.
[109] Buhârî, 883; Ebû Dâvûd, 1113.
[110] Müslim, 2177; Ahmed, 3/295; Buhârt ve Müslim'de benzer lafızlarla İbnİ Ömer radiyallâhu anh'ten de nakledilmiştir.
[111] Ebû Dâvûd, 1119; Tirmizî, 526; Ahmed, 2/22; Hasen hadistir.
[112] Buhârî, 597; Müslim, 684.
[113] B-Lüböb, 1/115; Merâki'l-Felâh, 88; Bidâyetu'i-Muctehid, 1/158. (Çev.)
[114] Ebû Dâvûd, Nesâî, İbn Mâce, Ahmed bin Hanbel; Neylu'l-Evtâr, 3/252. (Çev.)
1. İmamın Hutbesini Dinlemek: Herhangi bir sebepten dolayı imamın hutbesini işlemeyenlerin, sessizce Kuran okumaları veya zikretmeleri caizdir.
Peygamberimiz fsaüallâhu aleyhi ve sellem) buyuruyor ki; 'Cuma'ya üç tür insan gelir; '(Birincisi), lüzumsuz amaçlarla gelen insanlardır. Bunların nasibi lüzumsuzluklarıdır. (İkincisi), Aziz ve Celil Allah'a dua etmek için gelenlerdir. Allah dilerse bunlara verir, dilerse vermez. (Üçüncüsü), sükût etmek ve dinlemek için gelenlerdir. Bunlar hiçbir müslüman'm omzuna basmadan ve hiç kimseye eziyet etmeden gelenlerdir. Bu hareketleri gelecek Cuma'ya ve üç gün fazlasına kadar yaptıkları için kefaret olunur.[105]
2. Hiçbir Şekilde Başkasıyla Konuşmamak: peygamberimiz (sallaliâhu aleyhi ve sellem); 'Cuma günü, -imam hutbe okurken- arkadaşına «sus!» diyen, 'lüzumsuzluk' yapmış olur [106] buyurmuştur.
Aksıranın içinden «elhamdülillah» demesi, peygamberimizden bahsedildiğinde içinden salâvat getirmesi, imamın duasına amîn demesi caizdir. Ancak aksırana «yerhamukellah» demek veya konuşanı susturmak için söz söylemek caiz değildir.
3. Hutbeden önce, hutbeden sonra ve iki hutbe arasında imam sustuğunda konuşmanın bir sakıncası yoktur. Çünkü konuşmanın yasaklandığı süre, imamın hutbe okumasıyla sınırlıdır.
4. Hanımların omuzlarına basarak safların arasında ilerlemek caiz değildir. Ancak saflar arasında boş yer bulunması durumunda veya ihtiyaçtan dolayı yerinden ayrılanın tekrar yerine dönmesi caizdir. Çünkü Peygamberimiz (sallalîâhu aleyhi ve sellem) insanların omuzlarına basarak ilerleyen kişiye; 'otur! Kuşkusuz bu davranışınla insanlara eziyet ettin [107] buyurmuştur. Ayrıca 'kim lüzumsuzluk yapar ve insanların omuzlarını tepelerse, Cu-ma'nm sevabından mahrum olur [108] buyurmuştur.
5. İki Kişinin Arasını Ayırmamak: Bir arada oturan iki kişinin arasını ayırıp, aralarına oturmak caiz değildir. Salman (radiyallâhu anh)'tan merfu olarak yapılan rivayette, Peygamberimiz (sallaliâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur; '... sonra mescide gelip, iki kişinin arasını ayırmadan oturanın o Cuma'dan bir sonraki Cuma'ya kadar yaptıkları mağfiret olunur.[109]
6. Yerine oturmak için bir başkasını yerinden kaldırmak caiz değildir; ancak yer açması istenebilir: Çünkü Peygamberimiz (sallaliâhu aleyhi ve seîlem); 'Cuma günü hiç kimse, sonrasında yerine oturmak için kardeşini oturduğu yerden kaldırmasın. Ancak «yer açınız!» desin [110] buyurmuştur.
7. Hutbe esnasında uyuklayan, oturduğu yeri değiştirmelidir: Çünkü Peygamberimiz {sallaliâhu aleyhi ve sellem), Cuma günü biriniz oturduğu yerde uyukladığmda, oturduğu yeri değiştirsin' buyurmuştur.[111]
8. Hutbe esnasında, unuttuğu veya uyuyakaldığı bir farz namazı hatırlayan, o namazı hemen kaza etmelidir: Çünkü Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve seliem)'in; '/cim bir namazı unutursa veya uyuyakahrsa, o namazı hatırladığı zaman hemen kılsm. O namaz için bunun dışında bir kefaret yoktur [112] ifadesi geneldir.
Hanefî ve Mâliki mezhebine göre, hutbe okunurken namaz kılınmaz ve konuşulmaz.[113] Hutbe başlamadan namaza başlamış olan dahi hutbe başlandığında rukû'ya gitmeden oturup, hutbeyi dinlemelidir. Bu konuda Hanefî ve Mâliki âlimler, mescide sonradan girip, insanların omuzlarına basarak ilerleyen kişiye, Peygamberimizin; «otur! (insanlara) eziyet ettin» buyruğunu delil almışlardır.[114] Nitekim Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sel-İem), o kişiye tahiyyat-ül mescid veya farklı bir namazı kıldıktan sonra oturmasını emretmemiştir.
[105] Ebû Dâvûd, 1113; Ahmed, 2/214; Hasen senetle rivayet edilmiştir.
[106] Buhârî, 934; Müslim, 851.
[107] Ebû Dâvûd, 1118; Nesâî, 3/103; Ahmed, 4/188; Hasen senetle riyayet edilmiştir.
[108] Ebû Dâvûd, 347; İbn Huzeyme, 1810; Hasen senetle rivayet edilmiştir.
[109] Buhârî, 883; Ebû Dâvûd, 1113.
[110] Müslim, 2177; Ahmed, 3/295; Buhârt ve Müslim'de benzer lafızlarla İbnİ Ömer radiyallâhu anh'ten de nakledilmiştir.
[111] Ebû Dâvûd, 1119; Tirmizî, 526; Ahmed, 2/22; Hasen hadistir.
[112] Buhârî, 597; Müslim, 684.
[113] B-Lüböb, 1/115; Merâki'l-Felâh, 88; Bidâyetu'i-Muctehid, 1/158. (Çev.)
[114] Ebû Dâvûd, Nesâî, İbn Mâce, Ahmed bin Hanbel; Neylu'l-Evtâr, 3/252. (Çev.)