- Hürriyetin Korunması

Adsense kodları


Hürriyetin Korunması

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
Eslemnur
Thu 23 September 2010, 12:26 am GMT +0200
11. Hürriyetin Korunması

Başka bir usul de insan hürriyetinin korunması me­selesidir. Adalet hükmü hariç kimsenin hürriyeti elinden alınamaz. Hazret-i Ömer açık bir şekilde bu hususu be­lirtmiştir:

"İslâmda hiçbir kimse hak olmaksızın tutuklanamaz. (Hürriyeti elinden alınamaz.)[230]

Burada "Hak", adalet demektir. Kanun ve nizam dai­resinde adliye işi demektir. (Judic al process of Law).

Yani bir kimsenin hürriyetini elindea almak şunu icabettirir ki, bu kimse bir suçla itham edildikten sonra, dava görülmeye başlanıp, bu kimseye savunma fırsatı verilsin ve ancak bu şekilde dava bir neticeye bağlansın. Böyle olmadıkça, her ne şekilde olursa olsun böyle bir işe adaletli iş denemez. Bu iş alelade aklın (Common Sense) da icabıdır ki, itham edilene kendisini savunmak için fırsat verilmelidir. Bir kimse herhangi bir kuru itham ile yakalanıp hürriyeti elinden alındıktan sonra böyle bir insana kendini savunma hakkı verilmezse, elbette ki, bu çirkin tutum İslâmın adalet anlayışına sığmaz. İslâm Hükûmetinin adliyesi demek, Kur'an hükümlerine tabi olmaktan başka bir şey değildir.[


12. Mülkiyetin korunması.

Kur'an-ı Kerimin açık bir şekilde ortaya koyduğu esas haklardan biri de mülkiyetin — ferdî mülkiyet — korunmasıdır. Hak Taalâ bu hususda şöyle işaret buyur­muştur:

"Birbirinizin malını aranızda bâtıl yol ile yemeyiniz."

(Bakara: 188).

Eğer Kur'an, Hadis ve fıkhı mütalâa edersek, şu so­runun cevabım bulmuş oluruz: Başkalarının mallarından istifade etmek ne gibi yollarla mümkündür? İslâm bu yol­ları ve bu şekilleri de müphem bırakmamıştır. Bu iş için muayyen yollar ve usuller vazetmiştir. Bu usullere göre kimse, gayn - caiz şekilde mal iktisap edemez. Hiçbir kimseye veya hiç bir hükümete, kanunu hiçe sayarak, konmuş olan bu muayen şekillerin haricinde yani İslâmın sarahatle beyan etmiş bulunduğu şekillerden başka bir şekilde, bir kimsenin mülkiye tine el uzatmak hakkı veril­memiştir.


13. Şeref ve haysiyetin korunması.

Esas insan haklarından biri de şeref ve haysiyetli ko­runmasıdır. Sûre-i Hücuratta bu hakkın mufassal bah si vardır. Meselâ bu mevzuda şöyle işaret buyrulmuştur

Bir kavim, başka bir kavimle alay edemez.

Yani sizden bir zümre başka bir zümreyi aUy mev znu yapmasın.

Birbirinize lakap takmayınız.

Yani kelime uydurup alay için birinin isminin başım veya sonuna eklemeyin.

Kiminiz, kiminizi arkasından çekiştirmeğe kalkma­sın.

(Hücurat, 11 - 12).

Böyle şeylerle insanlar birbirlerinin şeref ve haysi­yetleriyle oynamağa kalkmamalıdır. Bu gibi fiiller men edilmiştir. Açıkça söyliyelim ki, insan ister yüzüne karşı olsun, isterse arkasından olsun alay edilmekten hoşlan­maz. Lakap uydurup takmak, meselâ  (şaşı, topal, kam bur, sağır, cırtlak) gibi kelimeleri isimlerin başına   veya sonuna eklemekten b:r fayda elde edilmez. Herkesin iz­zet, şeref ve haysiyetinin