sumeyye
Sat 12 March 2011, 03:23 pm GMT +0200
HÜNSÂNIN MİRASI
Hünsâ bahsinde kimin hünsâ olduğu, hünsânın ahkâmı, onun hakkında ihtilâf ve onun mirasçı kılınmasının delili misaliyle anlatılmıştı. Bu fasılda ise, onun miras ahkâmını anlatacağız. Bunda aslolan şudur: Ebü Hanîfe hünsâya iki paydan az olanı ihtiyaten vermeyi gerekli görür. Ölen kimse geride bir oğul ve bir de hünsâ evlat bırakırsa; oğluna iki, hünsaya bir hisse verilir. Ölen kimse geride bir kız ve bir de hünsâ evlat bırakırsa; bunlar farz hisse ve redd şeklinde malı yarı yarıya paylaşırlar. Ölen kimse geride ana-baba bir kız kardeş, baba bir hünsâ kardeş ve bir de asabe bırakırsa; kız kardeşine malının altıda üçü, hünsâ kardeşine ise altıda biri verilir. Böylece altıda dört olur ve artanı da asabeye verilir.
Ölen kimse geride koca, ana-baba bir hünsâ kardeş bırakırsa; malının yarısı kocasına, üçte biri anasına verilir. Kalanı da hünsâya verilir. Bu mes'elede hünsâ erkek kabul edilir. Çünkü bu pay en az olan paydır.
Ölen kimse geride koca, ana-baba bir kız kardeş ve baba bir hünsâ kardeş bırakırsa; hünsâ hisseden düşer ve asabe kılınır. Çünkü asabe kılınması, farz hisse sahibi kılınmasına nisbetle onun için daha kötü bir durumdur. İmameyn dediler ki; 'iki benzerle amel edilerek hünsâya erkeğin paynın yarısı ile kadının paynın yarısı verilir. Bu Şa'bî'nin kavlidir. Meselâ; ölenin mirasçısı olarak bir oğlu bir de hünsâ bir çocuğu varsa, Şa'bî'nin kavline uygun olarak İmam Muhammed dedi ki; 'bu tereke on iki hisse üzerine taksim edilir: Oğlana yedi, hünsâya beş hisse verilir. Ebû Yûsuf dedi ki; 'bu tereke yedi hisse üzerine taksim edilir. Oğlana dört, hünsâya üç hisse verilir. Çünkü oğul yalnız başına mirasçı olduğunda mirasın tamamını almayı hakeder. Hünsâ ise mirasın dörtte üçünü almayı hakeder. İkisi birlikte mirasçı olduklarında hakları nisbetinde kendilerine taksimat yapılır. Şu halde hünsânın hissesi dörtle, oğlanın hissesi üçle çarpılır ve yedi rakkanıı elde edilir.'
İmam Muhammed'e göre; eğer bu hünsâ erkeke olsaydı, diğer oğulla terekeyi yarı yarıya paylaşacaktı. Kadın olsa dörtte üç alırdı. Şu halde kendisine ikide bir ile üçte bir verecek şekilde bir hesaplamaya ihtiyaç vardır ki, bunun en azı da mes'elenin altı üzerine kurulmasıdır.
Hünsâ erkek olursa, kendisine üç, kadın olursa iki hisse verilir. İki hissesi kesindir. Ama bir hissesinde şüphe vardır. Öyle ise bunu ikiye bölmek gerekir. Dolayısıyla ona iki buçuk hisse verilir. Kesiri kaldırmak için, bunu iki ile çarpar, beş rakkamını elde ederiz. Böylece mes'ele on iki üzerine kurulur: Hünsâya beş, oğula yedi hisse verilir. Hünsânın miras mes'elelerinin tamamı buna göre hesaplanıp çıkarılır. [68]
MİRASA MÂNİ OLAN ŞEYLER
Miras bırakanı öldürmenin, köleliğin, miras bırakanla mirasçının din ve yurtlarının hükmen muhtelif olmasının mirasçılığa mâni haller olduğunu daha evvel anlatmıştık.
Kölelik miraçılığa mânidir: Çünkü kölenin mülkü yoktur. O mülketmeye ve mülk edinmeye ehil değildir. Mükâtep de böyledir. Mükâtep hakkında Peygamber Efendimiz (sas) şöyle buyurmuştur:
“Üzerinde bir dirhem (kadar da borç bulunduğu müddetçe) mükâtep, köledir.” [69] Mirasçı olamaz, miras bırakamaz, başkasını mirastan hacbedemez. Mükâtep, yetecek kadar mal bırakarak ölürse; mükâteplik bedeli ödenir, artanı da mirasçılarına kalır. Bu husus mükâteplik bahsinde öğrenilmişti. Kıymetini kazanmak maksadıyla çalışan köle de Ebû Hanîfe'ye göre mükâtep gibidir. Bu azad bahsinde anlatılmıştı. [70]
[68] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 4/443-444.
[69] Bu hadîsi Ebû Dâvûd ve Beyhaki rivayet etmiştir.
[70] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 4/444-445.