sumeyye
Fri 31 August 2012, 01:20 pm GMT +0200
Hukukçuların Görüşleri: [691]
a) Ebu Hanife’ye göre, vücudun neresinden olursa olsun konulan ilaç veya vücuda faydalı maddeler kalbe veya mideye ulaşırsaoruç bozulur. Bu rsasa göre, iğne yaptırmak da bunların benzeridir. Aynı özellikten dolayı, iğne ile de oruç bozulmuş olur, kazası gerekir. Çünkü bu ilaç, diğer şartlar yanında kanın hareketiyle vücuda dağılacak ve orucu bozan bir nitelik kazanacaktır. Zira bu, oruçlunun kendi isteğiyle yapılmakta ve vücuda faydalı olmaktadır. Bu konuda önemli olan, içeriye giden maddedir, yol değildir.
b) Ebu Yusuf ve Muhammed eş-Şeybanî’ye göre vücuttaki tabiî delikler dışından vücuda giren maddeler orucu bozmaz. Çünkü oruç “Tabiî deliklerden bir maddeyi içeriye götürmeden gerçekleşen bir imsak”tir. Sonradan açılan delikle madde içeriye götürülürse oruç bozulmaz. Dolayısıyla, iğne yaptırmak orucu bozmaz.
c) ÜM’e ve İbn Teymiye’ye göre, iğne yaptırmak orucu bozmaz. [692]
Fetvalarda Durum:
İğne ile orucun bozulup bozulmayacağı konusunda, iki şekildefetva verilmiştir:
a) Osmanlılar devrinde Fetvahane-i Âliye [693] ile 1948’de toplanan el-Ezher Üniversitesi Fetva Komisyonu [694] ve çağdaş hukukçu Mahmud Şeltut [695] tarafından verilen fetvalara göre, iğne orucubozmaz.
b) Diyanet İşleri Başkanlığı Müşavere Heyetinin 9.11.1956 gün ve 630 sayılı kararı değişiktir: [696] Bu kararda, tabiî deliklerle yaradan konan ilaçların mide ve kalbe ulaşması halinde orucu bozacağı dikkate alınarak, iğneyle orucun bozulması mide ve kalbe ulaşmasına göre düzenlenmiştir. İğne içindeki maddenin tesiri yalnız deri altında kalıp mide ve kalbe ulaşmamış olursa, orucu bozulmaz. Fakat maddenin mide ve kalbe ulaştığı anlaşılırsa ve bilinirse oruç bozulur ve yalnız kazası gerekir.
Sonuç:
İğneyle orucun bozulup bozulmayacağı konusundaki görüşlerin bozar diyeni ihtiyata daha uygundur. Zarurî bir durum olmadıkça, iğneyi iftar sonrasına bırakmak en uygun yoldur. Fakat, zarurî durumlarda iğne yaptırılabilir. Bu durumda oruç, daha sonra -ibadeti sağlama bağlamak ve iç huzurunu sağlamak için- kaza edilirse ihtiyatlı davranılmış olur.
Pilotların ve nefes darlığı çekenlerin kullandığı yapay oksijen gıda ve ilaç niteliği taşımadığı ve bir nevi hava olduğu için orucu bozmaz.
4- Diğer Haller:
a) Burna akıtılan ilaç ve kulağa damlatılan yağ orucu bozar, kaza gerekir. Kulağa giren veya dökülen su orucu bozmaz.
b) Derinin küçük deliklerinden içeriye giren şeyler orucu bozmaz. Bu sebeple, vücuda sürülen yağ veya yıkanıp soğukluğu içeriye giden su orucu bozmaz. [697]
c) Göze dökülen ilaç ve sürme çekme orucu bozmaz.
d) Kan Aldırmak: [698]
1) Ahmed b. Hanbel, Davud ez-Zahirî, Evzaî ve İshak b. Raheveyh’e göre, kan aldırmak orucu bozar, yalnız kaza gerekir. Atâ’ya göre, bu durumda, hem kaza, hem de keffaret gerekir.
2) Malik, eş-Şafiî ve Sevrî’ye göre, kan aldırmak orucu bozmaz, fakat bu mekruhtur.
3) Hanefî Mezhebine göre, kan aldırmak, ne orucu bozar, ne de mekruhtur.
e) Caferi Mezhebine göre, Allah’a Hz. Peygambere, kuvvetli görüşte imamlara, ihtiyat görüşte peygamberlere ve vasilere iftira atmak da -dinî olsun, dünyevî olsun- orucu bozar ve ihtiyat görüşte keffareti gerektirir. Riya da orucu bozar ve kaza gerekir. [699]
[691] Bilmen, Büyük islâm İlmihali, s. 293; Kâsânî, BS, c. II, s. 93; Mavsılî, İhtiyar,c. I, s. 132; Serahsî, Mebsut, e. III, s. 67-68.
[692] Cezirî, Fame, c. I, s. 563; Şehhate, age, s. 191
[693] Bilmen, age, s. 293.
[694] Karaman, "Oruç", Nesil Dergisi, c. III, sa. 34, s, 23; Karaman, İslâm'ınIşığında Günün Meseleleri , (2.B.) c. I, s. 115.
[695] Şeltut, Fetâvâ, s, 136-137.
[696] Akseki, İslâm Dini, s. 208.
[697] Merginânî, Hidâye, c. I, s. 122.
[698] Ahmed, Mesâil, s. 181-183, no: 677-683; İbn Rüşd, BM, c. I, s. 201-202; Kâsânî, BS, c. II, s. 91; Şeybânî, Asl, c. II, s. 166-167, 205.