- Hudeybiye barış anlaşması ile Mekkenin fethi arasındaki gelişmeler

Adsense kodları


Hudeybiye barış anlaşması ile Mekkenin fethi arasındaki gelişmeler

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Mon 16 May 2011, 10:30 am GMT +0200
k- Hudeybiye Barış Antlaşması İle Mekke'nin Fethi Arasında Müşriklerle İlişkilerde Gelişmeler

Hudeybiye Barış Antlaşması ile Mekke'nin fethi arasında geçen iki yıla yakın bir zaman zarfında Hz. Peygamber tarafından Kureyş dışındaki müşrik Arap kabilelerine karşı seriyyeler sevkedilmiştir. Bu seriyyeler, müşriklerle ilişkilerde önemli yer tutmaktadır.

Peygamberimiz Ömer b. Hattab komutasında otuz kişilik bir birliği hicretin 7. yılı şaban ayında Türebe'ye, Hevâzin kabilesi üzerine sevketmiştir. Yine aynı ay içinde Hz. Ebû Bekir başkanlığında bir birliği Necid'de oturan Benî Kilâb üzerine göndermiştir. Bu arada sevkedilen diğer bazı seriyyeler şunlardır: Aynı yılın şaban ayında Beşîr b. Sa'd idaresinde Mürre kabilesine gönderilen otuz kişilik birlik. Bu birlik saldırıya uğramış, içlerinde Beşîr b. Sa'd'ın da bulunduğu az sayıda kimse sağ olarak kurtulabilmiştir. Aynı yılın şevval ayında yine Beşîr b. Sa'd, Medine'ye baskın düzenlemek isteyen Gatafan kabilesine karşı üç yüz kişilik bir birlikle başarılı bir sefer gerçekleştirmiştir. Yine aynı yılın ramazan ayında Gâlib b. Abdullah yüz otuz kişinin başında Meyfaa'ya, Benî Uvâl ve Benî Abd b. Sa'lebe'ye karşı gönderilmiştir.

Hicretin altıncı yılında (628) müşriklerin engel olması üzerine gerçekleştirilemeyen umre, yedinci yılında (629) yapılmıştır. Bu umre (Umretü’l-Kazâ), Mekke müşrikleriyle ilişkilerde önemli bir yere sahiptir. Hz. Peygamber, Hudeybiye Barış Antlaşması'nın üzerinden bir yıl geçtikten sonra, antlaşma şartlarıyla Müslümanlara tanınan hakka dayanarak, içlerinde geçen yıl umre yapamayanların da bulunduğu iki bin sahâbî ile birlikte bir yıl önce Kureyş'in engel olması yüzünden gerçekleştirilemeyen umreyi yerine getirmek maksadıyla Mekke'ye hareket etti. Zülhuleyfe'ye vardığında ihrama girdi. Buradan Muhammed b. Mesleme'yi yüz atlı ile öncü olarak gönderdi. Tedbir olarak ok, yay, miğfer, mızrak ve kalkan gibi silahları da alarak Beşîr b. Sa'd idaresinde bunları da önden gönderdi. Fakat silahları Mekke'nin içine sokmayıp şehrin dışında bırakarak başına iki yüz kişilik bir nöbetçi birliği bıraktı. Mekkeliler Müslümanları tavaf yaparken görmeye tahammül edemediklerinden şehri üç günlüğüne boşalttılar. Bununla beraber Mescid-i Haram'a yakın mekanlardan Müslümanları seyredenler de oldu. Müslümanlar üç gün boyunca Kâbe'yi tavaf ettiler, Safâ ve Merve arasında sa’y yaptılar; kurbanlarını kestiler. Mekke sokaklarında gezdiler, eski evlerini gördüler. Doğup büyüdükleri, fakat zorunlu olarak yedi yıldır ayrı kaldıkları şehirlerinde hasret giderdiler. Peygamberimiz, umre ibadetini yerine getirenlerden bir birlik oluşturarak Batn-ı Ye'cec'de bulunan silahların başına gönderdi. Bu suretle silahları bekleyen nöbetçilerin de Kâbe'yi ziyaret etmelerini sağladı. Müslümanlar ziyaretin dördüncü günü sabahı Fetih Sûresi'nin 27. ayetinde açıklandığı gibi va’dini yerine getirdiğinden dolayı ALLAH Teâlâ’ya şükrederek gönül huzuru içinde Medine'ye hareket ettiler. Bu âyet-i kerîmede ALLAH Teâlâ, Resûlü’nün rüyasını doğru çıkaracağını ve Müslümanların Mescid-i Haram’a emîn bir şekilde gireceklerini beyan etmektedir. Peygamberimiz isteseydi Mekke'yi terketmez ve burayı rahatlıkla hakimiyeti altına alabilirdi. Fakat onun politikasında barış antlaşmasını bozmaya ve vefasızlığa yer yoktu. Peygamberimiz bu sefer esnasında amcası Abbas’ın baldızı Meymûne ile evlendi. Bunun üzerine Mekkelilerden bazıları “Demek ki Muhammed hemşehrilerine hâlâ dostluk ve iyi duygular besliyor” şeklinde yorumlar yaptılar.[396]

Umretü'l-Kazâ'dan döndükten sonra Hz. Peygamber, İbn Ebi'l-Avcâ es-Sülemî'yi elli kişilik bir birlikte İslâm'a davet amacıyla Süleym kabilesine gönderdi. Fakat Süleymliler Müslümanların arasında bulunan bir casus vasıtasıyla onların gelişini önceden haber alarak hazırlık yaptılar. İslâm'ı kabule yanaşmadıkları gibi Müslümanlara saldırdılar. Bu saldırıdan birlik başkanı yaralı olarak kurtuldu; diğerleri şehit edildiler.

Hudeybiye Barışı'nın üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçtikten sonra 8. hicrî yılın Safer ayında Kureyş'in ünlülerinden Hâlid b. Velid, Amr b. Âs ve Osman b. Talha Medine'ye gelerek Müslüman oldular.

Hz. Peygamber hicretin 8. yılında ve Mekke'nin Fethi'nden önce müşrik Arap kabileleri üzerine bazı seriyyeler sevketti. Safer ayında Kinâne'nin bir kolu olan Beni'l-Mülevvah'a karşı Kedîd mevkiine Gâlib b. Abdullah idaresinde bir seriyye gönderdi. Aynı sıralarda altı ay önce Beşîr b. Sa'd'ın arkadaşlarını öldüren Mürre kabilesini cezalandırmak üzere iki yüz kişilik bir birlik hazırlayarak başlarına Zübeyr b. Avvam'ı tayin etmişti. Fakat tam bu sırada Kedîd'den Medine'ye dönen Gâlib b. Abdullah'ı Zübeyr b. Avvam'ın yerine tayin ederek seriyyeyi onun komutasında sevketti. Bundan bir ay kadar sonra rebîülevvel ayında Şücâ' b. Vehb'i yirmi dört kişilik bir birliğin başında Siyy mevkiine, Hevâzin'in Benî Âmir kolu üzerine gönderdi.

Peygamberimiz Beliy ve Kudâa kabilelerinin Medine'ye saldıracaklarına dair bir haber alınca, 8. hicrî yılın cemâziyelâhir ayında Amr b. Âs komutasında 300 kişilik bir birliği Zâtüsselâsil'e gönderdi. Ona, yol üzerinde uğrayacağı Beliy, Uzre ve Belkayn kabilelerinden yardım istemesini emretti. Amr'ın babaannesi Beliy kabilesindendi. Bu durum, bu yolculukta Amr için bir avantaj teşkil ediyordu. Hedefe yaklaşan Amr, kalabalık bir düşmanla karşılaşacağını anlayınca Hz. Peygamber'den yardım istedi. Peygamberimiz bunun üzerine Ebû Ubeyde b. Cerrah komutasında içlerinde Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer'in de bulunduğu ikiyüz kişilik bir kuvveti destek olarak gönderdi. Müşrikler beş yüz kişilik İslâm birliğinin kendilerine doğru geldiğini duyunca dağıldılar. Böylece tertiplenen askerî sefer de amacına ulaşmış oldu. Bu sefer esnasında Amr b. Âs, hava soğuk olduğu için ateş yakmak isteyenlere, güvenlik gerekçesiyle müsade etmedi. Dönüş esnasında, cünüp olan Amr hava soğuk olduğu için hastalanmaktan korkarak, gusül abdesti almaksızın abdest aldı ve teyemmüm ederek cemaate namaz kıldırdı. Amr'ın her iki uygulaması da sahâbe arasında eleştiri konusu oldu. Amr Medine'ye döndükten sonra durumu Hz. Peygamber'e anlattı. Peygamberimiz güldü ve bir şey söylemedi.[397]

Hz. Peygamber Ebû Ubeyde b. Cerrah'ı sekizinci yılın Receb ayında Cüheyne kabilesi üzerine üç yüz kişiyle birlikte Sîfülbahr'e Kızıldeniz sahiline gönderdi. Birlik herhangi bir tuzağa düşmeden, çarpışma olmadan geri döndü. Yine sekizinci yılın Şaban ayında Ebû Katâde'yi on beş kişilik bir birliğin başında Necid'de, Hadıra'da Muhârib kabilesinin yurdunda oturan Gatafan üzerine gönderdi.


396. İbn Sa'd, II, 120-123.

397. Vâkıdî, II, 769-774; İbn Hanbel, IV, 203-204.

398. Vâkıdî, II, 786-787.