neslinur
Thu 29 July 2010, 05:44 am GMT +0200
Hırsızlık Suçunun İki Defa İkrardan Sonra Sübut Bulacağı
Zingl suçunu ikrarın dört defa olması üzerinde duruldu ve bu husustaki rivayetlere yer verilerek nıüctehidlerin görüş, tesbit ve istidlalleri açıklandı. Hırsızlık suçunun ise iki defa ikrarının gerekli olduğunu belirtenler olmakla beraber bir defa ikrarın da yeterli olduğunuı savunanlar var.
Zina suçunun sübutu için iki şahit olmadığı takdirde neden dört ikrara; sirkat (hırsızlık) suçunun sübutu için şahit yoksa kişinin iki defa ikrarına lüzum görüldüğünün hikmeti üzerinde duranlar şu bilgiyi vermektedirler: Zina suçu dört erkek şahidin çehadetiyle sübut bulduğuna göre, şahit yoksa her şahide karşılık bir ikrar söz konusu olmaktadır. Hırsızlık suçunun sübutu ise iki erkek veya Şafiî'nin bir kavline göre bir erkek iki kadının şehadetiyle gerçekleşir. Şahit yoksa şahsın iki defa ikrarı söz konusu olur. [480]
İlgili Hadisler
Ebû Umeyye el-Mahzûmî (r.a.) den yapılan rivayete göre: Relûlüllah (s.a.v.) Efendimize bir hırsız getirildi ki, o yanında çaldığı meta'dan bir şey bulunmadığı halde hırsızlık yaptığını itraf ediyordu. Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz ona: "Senin hırsızlık yaptığını sanmıyorum?" buyurdu. Adam ise: "Hayır, iki veya üç defa hırsızlık yaptığım itirafta bulundu. Bunun üzerine Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz: "Bunun elini kesiniz ve sonra da onu bana getiriniz" diye emretti. Râvî devamla diyor ki: "Onun elini kestiler ve sonra alıp Hz. Peyganıber'e (s.a.v.) getirdiler. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz ona şöyle telkinde bulundu: "Estağfi-
rullah ve etubu ileyh şöyle." O da: "Esteğfîruİlah ve etubu iley-hi" dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz şöyle duâ etti: "Allahım, onun tevbesini kabul buyur." [481]
Kasım b. Âbdirrahman'dan, o da Emlre'l-Mü'minin Ali (r.a.) den rivayet etmiştir .Hz, Ali (r.a.) şöyle demiştir: "Hırsızın, iki defa kendi aleyhine şehadette bulunmadıkça eU kesilmez." [482]
Müctehidlerin Görüş ve İstidlalleri
a) Hanefîlere göre, sirkat suçu iki şeyden biriyle sübut bulur: İki erkek şahidin şehadetiyle veyahut şahsın bir defa ikrarıyla... [483]
b) Şâfîî, Mâlikî ve rey tarafdarları şahsın bir defa ikrarıyla sirkat suçunun sübut bulacağına ve yeterli olacağına kaildirler, İmam Ah-med, İmanı Ebû Yusuf Şia'dan Zeydî mezhebine bağlı olanlar ise ikrarın en az iki defa olmasına kaildirler.
Bunlara göre Resûlüllah (s.a.v.) devrinde cereyan eden bütün hırsızlık olaylarında şahsa iki defa ikrar ettirilmiş ve öylece el kesme cezası uygulanmıştır. [484]
Aynı zamanda İmam Ebû Hanîfe, İmam Şâfî ve İmam Ahmed b. Hanbel ikrarla birlikte malı çalman kişinin davacı olması şarttır. Aksi halde hırsızın eli kesilmez.
İmam Ebû Yusuf ile diğer Hanefî fakihleri ise mal sahibinin davacı olması şart değildir demişlerdir. Ama hırsız suçunu ikrar ettikten sonra ikrarından rücu' ederse had sakit olur. [485]
Tahliller:
1006 no'lu Ebû Umeyye hadîsinin ricalinin sikat olduğunu Hafız İbn Hacer belirtmiş bulunuyor. [486] O bakımdan istidlale sâlih görülmüştür Bunu destekleyen birkaç hadîs daha bulunuyor ki, onlardan biri de Ebû Derdâ'dan (r.a.) yapılan şu rivayettir: "Hırsızlık yapan bir cariye Resûlüllah'a (s.a.v.) getirildi. Peygamber (s.a.y.) ona: "Hırsızlık yaptın mı?" diye sordu ve hemen ilâve etti: "Hayır yapmadım de" şeklinde telkinde bulundu. Câriye de: "Hayır yapmadım" deyince Efendimiz onu serbest bıraktı.
Ata'ın Abdurrezzak'dan yaptığı rivayete göre, gerek Resûlüllah (s.a.v.) zamanında, gerekse Ebû Bekir ile Ömer (r.a.) zamanında hırsızlıkla suçlanan kişiler huzura getirilince, onlardan önce "hırsızlık yaptın mı?" diye sorulur ve arkasından "hayır hırsızlık yapmadım" demesi telkin edilirdi. [487]
Böylece bu rivayetlerin zahirine bakıp istidlal edenlere göre, hırsızlık suçu bir defa ikrarla sübut bulmaz, iki veya üç defa ikrar edilmesi gerekir; El kesilmesi için en az iki defa ikrara lüzum vardır. Nitekim Itre, İbn Ebî Leylâ, Ibn Şübrüme, Ahmed b. Hanbel ve îshak da aynı görüştedirler. [488]
İmam Mâlik, îmam Şâfıi, imam Ebû Hanîfe ve bir rivayete göre İmam Ebû Yusuf bir defa ikrarın yeterli olduğuna kaildirler. Zira onlara göre Ebû Umeyye hadîsi birden fazla ikrarın şart olduğuna delâlet etmemektedir.
Suç sübut bulup ceza yerine getirildikten sonra şahsın tevbe ve isbtiğfarda bulunması için kendisine telkinde bulunmak müstehabdır. Bu da hem bir daha o gibi günahlara dönmemesi, hem de âhirete temiz olarak göçedebilmesi içindir. Cenâb-ı Hak ise her zaman merhamet eden, bağışlayandır. [489]
Çıkarılan Hükümler
1- Hırsızlık suçu iki şeyden biriyle sübut bulur: iki erkek şahidin şehadeti veyahut şahsın ikrarı...
2- Davacı şikâyet etmediği sürece hırsız suçunu itiraf etse bile eli kesilmez. Müctehidlerin çoğu bu görüştedir.
3- Hırsız zanlısı hâlamın huzuruna çıkarıldığında, hâkimin "Sen hırsızlık yaptın mı?" diye sorması ve arkasından "Hırsızlık yaptığını sanmıyorum" diye ilâve etmesi müstehabdır.
4- Hırsızlık suçu iki şahidin şehadetiyle sübut bulursa, artık hâkimin "Ben senin hırsızlık yaptığını sanmıyorum" demesi uygun olmaz.
5- Aleyhine şâhid olmayıp suçunu kendisi ikrar eden kimsenin bunu en az iki defa tekrarlaması gerekir. Aksi halde eli kesilmez. Bu, fukahadan bir kısmının görüşüdür.
6- Üç mezhebe göre ise, bir defa ikrar yeterlidir.
7- El kesildikten sonra suçlu hâkimin huzuruna getirilir ve hâkim ona "Allaha tevbe et, bağışlanmanı dile" diye telkinde bulunur. Bu müstehabdır.
8- Şahsın da bu telkine uyarak tevbe ve istiğfar etmesi müstehabdır.
9- Hırsızlıktan dolayı kişinin elinin kesilmesi toplum arasında son derece tesir uyandıran, caydırıcı olan bir ibret levhasıdır.
10- Kişi ölünceye kadar bu damgayı taşır gibi olur. Elinin kesik bulunması hep bu intibaı yansıtır.
11- O bakımdan İslâm hukukunun cari ve geçerli olduğu ülkelerde eli kesik insanlara pek az rastlanmıştır.
12- Uygulanan ceza iki hikmete mebni bulunuyor: Toplum yapısında kötüleri ıslâh etmek ve caydırıcı bir.hava oluşturmak.. [490]
Zingl suçunu ikrarın dört defa olması üzerinde duruldu ve bu husustaki rivayetlere yer verilerek nıüctehidlerin görüş, tesbit ve istidlalleri açıklandı. Hırsızlık suçunun ise iki defa ikrarının gerekli olduğunu belirtenler olmakla beraber bir defa ikrarın da yeterli olduğunuı savunanlar var.
Zina suçunun sübutu için iki şahit olmadığı takdirde neden dört ikrara; sirkat (hırsızlık) suçunun sübutu için şahit yoksa kişinin iki defa ikrarına lüzum görüldüğünün hikmeti üzerinde duranlar şu bilgiyi vermektedirler: Zina suçu dört erkek şahidin çehadetiyle sübut bulduğuna göre, şahit yoksa her şahide karşılık bir ikrar söz konusu olmaktadır. Hırsızlık suçunun sübutu ise iki erkek veya Şafiî'nin bir kavline göre bir erkek iki kadının şehadetiyle gerçekleşir. Şahit yoksa şahsın iki defa ikrarı söz konusu olur. [480]
İlgili Hadisler
Ebû Umeyye el-Mahzûmî (r.a.) den yapılan rivayete göre: Relûlüllah (s.a.v.) Efendimize bir hırsız getirildi ki, o yanında çaldığı meta'dan bir şey bulunmadığı halde hırsızlık yaptığını itraf ediyordu. Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz ona: "Senin hırsızlık yaptığını sanmıyorum?" buyurdu. Adam ise: "Hayır, iki veya üç defa hırsızlık yaptığım itirafta bulundu. Bunun üzerine Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz: "Bunun elini kesiniz ve sonra da onu bana getiriniz" diye emretti. Râvî devamla diyor ki: "Onun elini kestiler ve sonra alıp Hz. Peyganıber'e (s.a.v.) getirdiler. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz ona şöyle telkinde bulundu: "Estağfi-
rullah ve etubu ileyh şöyle." O da: "Esteğfîruİlah ve etubu iley-hi" dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz şöyle duâ etti: "Allahım, onun tevbesini kabul buyur." [481]
Kasım b. Âbdirrahman'dan, o da Emlre'l-Mü'minin Ali (r.a.) den rivayet etmiştir .Hz, Ali (r.a.) şöyle demiştir: "Hırsızın, iki defa kendi aleyhine şehadette bulunmadıkça eU kesilmez." [482]
Müctehidlerin Görüş ve İstidlalleri
a) Hanefîlere göre, sirkat suçu iki şeyden biriyle sübut bulur: İki erkek şahidin şehadetiyle veyahut şahsın bir defa ikrarıyla... [483]
b) Şâfîî, Mâlikî ve rey tarafdarları şahsın bir defa ikrarıyla sirkat suçunun sübut bulacağına ve yeterli olacağına kaildirler, İmam Ah-med, İmanı Ebû Yusuf Şia'dan Zeydî mezhebine bağlı olanlar ise ikrarın en az iki defa olmasına kaildirler.
Bunlara göre Resûlüllah (s.a.v.) devrinde cereyan eden bütün hırsızlık olaylarında şahsa iki defa ikrar ettirilmiş ve öylece el kesme cezası uygulanmıştır. [484]
Aynı zamanda İmam Ebû Hanîfe, İmam Şâfî ve İmam Ahmed b. Hanbel ikrarla birlikte malı çalman kişinin davacı olması şarttır. Aksi halde hırsızın eli kesilmez.
İmam Ebû Yusuf ile diğer Hanefî fakihleri ise mal sahibinin davacı olması şart değildir demişlerdir. Ama hırsız suçunu ikrar ettikten sonra ikrarından rücu' ederse had sakit olur. [485]
Tahliller:
1006 no'lu Ebû Umeyye hadîsinin ricalinin sikat olduğunu Hafız İbn Hacer belirtmiş bulunuyor. [486] O bakımdan istidlale sâlih görülmüştür Bunu destekleyen birkaç hadîs daha bulunuyor ki, onlardan biri de Ebû Derdâ'dan (r.a.) yapılan şu rivayettir: "Hırsızlık yapan bir cariye Resûlüllah'a (s.a.v.) getirildi. Peygamber (s.a.y.) ona: "Hırsızlık yaptın mı?" diye sordu ve hemen ilâve etti: "Hayır yapmadım de" şeklinde telkinde bulundu. Câriye de: "Hayır yapmadım" deyince Efendimiz onu serbest bıraktı.
Ata'ın Abdurrezzak'dan yaptığı rivayete göre, gerek Resûlüllah (s.a.v.) zamanında, gerekse Ebû Bekir ile Ömer (r.a.) zamanında hırsızlıkla suçlanan kişiler huzura getirilince, onlardan önce "hırsızlık yaptın mı?" diye sorulur ve arkasından "hayır hırsızlık yapmadım" demesi telkin edilirdi. [487]
Böylece bu rivayetlerin zahirine bakıp istidlal edenlere göre, hırsızlık suçu bir defa ikrarla sübut bulmaz, iki veya üç defa ikrar edilmesi gerekir; El kesilmesi için en az iki defa ikrara lüzum vardır. Nitekim Itre, İbn Ebî Leylâ, Ibn Şübrüme, Ahmed b. Hanbel ve îshak da aynı görüştedirler. [488]
İmam Mâlik, îmam Şâfıi, imam Ebû Hanîfe ve bir rivayete göre İmam Ebû Yusuf bir defa ikrarın yeterli olduğuna kaildirler. Zira onlara göre Ebû Umeyye hadîsi birden fazla ikrarın şart olduğuna delâlet etmemektedir.
Suç sübut bulup ceza yerine getirildikten sonra şahsın tevbe ve isbtiğfarda bulunması için kendisine telkinde bulunmak müstehabdır. Bu da hem bir daha o gibi günahlara dönmemesi, hem de âhirete temiz olarak göçedebilmesi içindir. Cenâb-ı Hak ise her zaman merhamet eden, bağışlayandır. [489]
Çıkarılan Hükümler
1- Hırsızlık suçu iki şeyden biriyle sübut bulur: iki erkek şahidin şehadeti veyahut şahsın ikrarı...
2- Davacı şikâyet etmediği sürece hırsız suçunu itiraf etse bile eli kesilmez. Müctehidlerin çoğu bu görüştedir.
3- Hırsız zanlısı hâlamın huzuruna çıkarıldığında, hâkimin "Sen hırsızlık yaptın mı?" diye sorması ve arkasından "Hırsızlık yaptığını sanmıyorum" diye ilâve etmesi müstehabdır.
4- Hırsızlık suçu iki şahidin şehadetiyle sübut bulursa, artık hâkimin "Ben senin hırsızlık yaptığını sanmıyorum" demesi uygun olmaz.
5- Aleyhine şâhid olmayıp suçunu kendisi ikrar eden kimsenin bunu en az iki defa tekrarlaması gerekir. Aksi halde eli kesilmez. Bu, fukahadan bir kısmının görüşüdür.
6- Üç mezhebe göre ise, bir defa ikrar yeterlidir.
7- El kesildikten sonra suçlu hâkimin huzuruna getirilir ve hâkim ona "Allaha tevbe et, bağışlanmanı dile" diye telkinde bulunur. Bu müstehabdır.
8- Şahsın da bu telkine uyarak tevbe ve istiğfar etmesi müstehabdır.
9- Hırsızlıktan dolayı kişinin elinin kesilmesi toplum arasında son derece tesir uyandıran, caydırıcı olan bir ibret levhasıdır.
10- Kişi ölünceye kadar bu damgayı taşır gibi olur. Elinin kesik bulunması hep bu intibaı yansıtır.
11- O bakımdan İslâm hukukunun cari ve geçerli olduğu ülkelerde eli kesik insanlara pek az rastlanmıştır.
12- Uygulanan ceza iki hikmete mebni bulunuyor: Toplum yapısında kötüleri ıslâh etmek ve caydırıcı bir.hava oluşturmak.. [490]