hafiza aise
Thu 27 January 2011, 12:29 pm GMT +0200
HİCR SURESİ (15)
Bismillahirrahmanirrahim
15/1. Elif, Lam, Ra. Bunlar Kitap'ın ve apaçık olan Kuran'ın ayetleridir.
15/2. İnkar edenler, keşke müslüman olsaydık temennisinde bulunacaklardır.
15/3. Bırak onları yesinler, zevk alsınlar; ümit onları avundursun; ilerde öğrenecekler.
15/4. Yok ettiğimiz herhangi bir kasabanın elbette belli bir yazısı vardır.
15/5. Hiçbir ümmet kendi süresini öne alamaz, geciktiremez de.
15/6-7. Onlar: "Ey kendisine Kitap indirilen kimse! Sen mutlaka delisin. Doğrulardan isen melekleri bize getirsene"
dediler.
15/8. Biz melekleri ancak gerekince indiririz. O takdirde de ceza görecekler asla geri bırakılmazlar.
15/9. Doğrusu Kitap'ı Biz indirdik, onun koruyucusu elbette Biziz.
15/10. And olsun ki, senden önce çeşitli ümmetlere peygamber göndermiştik.
15/11. Onlara gelen her peygamberi alaya alıyorlardı.
15/12-13. Aynı şekilde biz de Kitap'ı suçluların kalblerine sokarız, ama ona yine de inanmazlar. Oysa kendilerinden öncekilerin uğradıkları meydandadır.
15/14-15. Onlara gökten bir kapı açsak da, oradan çıkmağa koyulsalar: "Gözlerimiz döndü, biz herhalde büyülendik" derler.*
15/16. And olsun ki, gökte burçlar meydana getirdik, onları bakanlar için donattık.
15/17. Onları, kovulmuş her şeytandan koruduk.
15/18. Fakat kulak hırsızlığı yapan olursa, parlak bir ateş onu kovalar.
15/19. Yeri yaydık, oraya sabit dağlar yerleştirdik, orada her şeyi bir ölçüye göre bitirdik.
15/20. Orada sizin ve rızık veremeyeceğiniz kimseler için geçimlikler meydana getirdik.
15/21. Hazinesi Bizim katımızda olmayan hiçbir şey yoktur. Biz onu ancak belli bir ölçüye göre indiririz.
15/22. Rüzgarları aşılayıcı olarak gönderdik; yukarıdan su indirdik de sizi onunla suladık. Yoksa siz onu toplayamazdınız.
15/23. Doğrusu dirilten ve öldüren Biziz; hepsinin gerisinde de Biz kalırız.
15/24. And olsun ki, sizden önce geçenleri biliriz; and olsun ki, geri kalanları da biliriz.
15/25. Doğrusu Rabbin onları diriltip bir araya getirecektir. Şüphesiz O Hakim'dir, Herşeyi Bilen'dir.*
15/26. And olsun ki, insanı kuru balçıktan, işlenebilen kara topraktan yarattık.
15/27. Cinleri de, daha önce, dumansız ateşten yarattık.
15/28-29. Rabbin meleklere: "Ben, balçıktan, işlenebilen kara topraktan bir insan yaratacağım. Onu yapıp ruhumdan üflediğimde ona secdeye kapanın" demişti.
15/30-31. Bunun üzerine, İblis'in dışında bütün melekler hemen secde ettiler. O, secde edenlerle beraber olmaktan çekindi.
15/32. Allah: "Ey İblis! Secde edenlerle beraber olmaktan seni alıkoyan nedir?" dedi.
15/33. O: "Balçıktan, işlenebilen kara topraktan yarattığın insana secde edemem" dedi.
15/34-35. "Öyleyse defol oradan, sen artık kovulmuş birisin. Doğrusu hesap gününe kadar lanet sanadır" dedi.
15/36. "Rabbim! Beni hiç olmazsa, tekrar dirilecekleri güne kadar ertele" dedi.
15/37-38. Allah: "Sen, bilinen gün gelene kadar bırakılanlardansın" dedi.
15/39-40. "Rabbim! Beni saptırdığın için, and olsun ki yeryüzünde fenalıkları onlara güzel göstereceğim; halis kıldığın kulların bir yana, onların hepsini saptıracağım" dedi.
15/41-42. Allah şöyle dedi: "Benim gerekli kıldığım dosdoğru yol budur; kullarımın üzerinde senin bir nüfuzun olamaz. Ancak sana uyan sapıklar bunun dışındadır."
15/43. "Ve Cehennem onların hepsinin toplanacağı yerdir."
15/44. O cehennemin yedi kapısı olup, her kapıdan onların girecekleri ayrılmış bir kısım vardır.*
15/45. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar ise, cennetlerde, pınar başlarındadırlar.
15/46. "Oraya güven içinde, esenlikle girin" denilir.
15/47. Biz onların gönüllerinde olan kini çıkardık, artık onlar sedirler üzerinde karşılıklı oturan kardeşlerdir.
15/48. Onlar orada bir yorgunluk hissetmezler. Oradan çıkarılacak da değillerdir.
15/49-50. Kullarıma Benim bağışlayan, merhamet eden olduğumu, azabımın can yakıcı bir azap olduğunu haber ver.
15/51. Onlara İbrahim'in konuklarını da anlat:
15/52-53. İbrahim'in yanına girdiklerinde selam vermişlerdi. O: "Doğrusu biz sizden korkuyoruz" demişti de: "Korkma, biz sana, bilgin bir oğlun olacağını müjdelemeye geldik" demişlerdi.
15/54. "Ben kocamışken bana müjde mi veriyorsunuz? Neye dayanarak müjdeliyorsunuz?" deyince:
15/55. "Seni gerçekten müjdeliyoruz, umutsuzlardan olma" demişlerdi.
15/56-57. "Zaten sapıklardan başka kim Rabbinin rahmetinden umudunu keser!" diyerek sormuştu: "Ey elçiler! İşiniz nedir?"
15/58-60. Şöyle cevap vermişlerdi: "Biz şüphesiz suçlu bir millete gönderildik. Lut'un ailesi bunun dışındadır. Karısı hariç hepsini kurtaracağız. Karısının geride kalanlardan olmasını gerekli bulduk."*
15/61-62. Elçiler Lut'un ailesine gelince, Lut: "Doğrusu siz tanınmayan kimselersiniz" dedi.
15/63-65. "Biz sana sadece şüphe edip durdukları azabı getirdik. Sana gerçekle geldik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz. Artık, geceleyin bir ara, aileni yola çıkar, sen de arkalarından git; hiçbiriniz arkaya bakmasın; emrolunduğunuz yere doğru yürüyün" dediler.
15/66. Böylece Lut'a bunların sonlarının kesilmiş olarak sabahlıyacaklarını bildirdik.
15/67. Şehir halkı, sevinerek geldiler.
15/68-69. Lut: "Bunlar benim konuklarımdır, onlara karşı beni rüsvay etmeyin, Allah'tan korkun, beni utandırmayın" dedi.
15/70. "Biz sana kimseyi misafir kabul etmeyi yasak etmemiş miydik?" dediler.
15/71. Lut: "Alacaksanız, işte benim kızlarım" dedi.
15/72. Senin hayatına and olsun ki, onlar sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlardı.
15/73. Tanyeri ağarırken, çığlık onları yakalayıverdi.
15/74. Memleketlerini alt üst ettik, üzerlerine sert taş yağdırdık.
15/75. Bunda, görebilen insanlar için ibretler vardır.
15/76. O şehrin kalıntıları işlek yollar üzerinde hala durmaktadır.
15/77. Bunda inananlar için ibret vardır.
15/78. Eykeliler de, şüphesiz zalim kimselerdi.
15/79. Bunun için onlardan da öç aldık. Hala her iki memleket de işlek bir yol üzerindedirler.*
15/80. And olsun ki, Hicr halkı peygamberi yalanlamışlardı.
15/81. Onlara ayetlerimizi verdiğimiz halde, yüz çevirmişlerdi.
15/82. Dağlarda, güven içinde olarak evler yontuyorlardı.
15/83. Sabaha karşı çığlık onları yakalayıverdi.
15/84. Yaptıkları kendilerine bir fayda sağlamadı.
15/85. Biz, gökleri, yeri ve her ikisi arasında bulunanları gereğince yarattık. Kıyamet günü şüphesiz gelecektir. O halde yumuşak ve iyi davran.
15/86. Doğrusu yaratan ve bilen ancak Rabbindir.
15/87. And olsun ki, sana daima tekrarlanan yedi ayetli Fatiha'yı ve Kuran-ı Azim'i verdik.
15/88. Kafirler içinde bazı kimselere verdiğimiz kat kat servete gözünü dikme, onlara üzülme; inananları kanatların altına al.
15/89. De ki: "Doğrusu ben apaçık bir uyarıcıyım."
15/90-93. Kuran'ı işlerine geldiği gibi bölenlere de, kendi Kitablarının bir kısmına inanıp bir kısmını kabul etmeyen yahudi ve hıristiyanlara da nitekim Kitap indirmiştik; Rabbine and olsun ki hepsini, yaptıklarından sorumlu tutacağız.
15/94. Artık buyrulanı açıkça ortaya koy, puta tapanlara aldırış etme.
15/95-96. Allah'la beraber başka bir tanrının bulunduğunu kabul eden alaycılara karşı şüphesiz Biz sana kafiyiz. Yakında ne olduğunu öğreneceklerdir.
15/97. And olsun ki, söyledikleri şeylerden senin gönlünün daraldığını biliyoruz.
15/98-99. Rabbini hamd ile an, secde edenlerden ol ve ölünceye kadar Rabbine kulluk et.*
Bismillahirrahmanirrahim
15/1. Elif, Lam, Ra. Bunlar Kitap'ın ve apaçık olan Kuran'ın ayetleridir.
15/2. İnkar edenler, keşke müslüman olsaydık temennisinde bulunacaklardır.
15/3. Bırak onları yesinler, zevk alsınlar; ümit onları avundursun; ilerde öğrenecekler.
15/4. Yok ettiğimiz herhangi bir kasabanın elbette belli bir yazısı vardır.
15/5. Hiçbir ümmet kendi süresini öne alamaz, geciktiremez de.
15/6-7. Onlar: "Ey kendisine Kitap indirilen kimse! Sen mutlaka delisin. Doğrulardan isen melekleri bize getirsene"
dediler.
15/8. Biz melekleri ancak gerekince indiririz. O takdirde de ceza görecekler asla geri bırakılmazlar.
15/9. Doğrusu Kitap'ı Biz indirdik, onun koruyucusu elbette Biziz.
15/10. And olsun ki, senden önce çeşitli ümmetlere peygamber göndermiştik.
15/11. Onlara gelen her peygamberi alaya alıyorlardı.
15/12-13. Aynı şekilde biz de Kitap'ı suçluların kalblerine sokarız, ama ona yine de inanmazlar. Oysa kendilerinden öncekilerin uğradıkları meydandadır.
15/14-15. Onlara gökten bir kapı açsak da, oradan çıkmağa koyulsalar: "Gözlerimiz döndü, biz herhalde büyülendik" derler.*
15/16. And olsun ki, gökte burçlar meydana getirdik, onları bakanlar için donattık.
15/17. Onları, kovulmuş her şeytandan koruduk.
15/18. Fakat kulak hırsızlığı yapan olursa, parlak bir ateş onu kovalar.
15/19. Yeri yaydık, oraya sabit dağlar yerleştirdik, orada her şeyi bir ölçüye göre bitirdik.
15/20. Orada sizin ve rızık veremeyeceğiniz kimseler için geçimlikler meydana getirdik.
15/21. Hazinesi Bizim katımızda olmayan hiçbir şey yoktur. Biz onu ancak belli bir ölçüye göre indiririz.
15/22. Rüzgarları aşılayıcı olarak gönderdik; yukarıdan su indirdik de sizi onunla suladık. Yoksa siz onu toplayamazdınız.
15/23. Doğrusu dirilten ve öldüren Biziz; hepsinin gerisinde de Biz kalırız.
15/24. And olsun ki, sizden önce geçenleri biliriz; and olsun ki, geri kalanları da biliriz.
15/25. Doğrusu Rabbin onları diriltip bir araya getirecektir. Şüphesiz O Hakim'dir, Herşeyi Bilen'dir.*
15/26. And olsun ki, insanı kuru balçıktan, işlenebilen kara topraktan yarattık.
15/27. Cinleri de, daha önce, dumansız ateşten yarattık.
15/28-29. Rabbin meleklere: "Ben, balçıktan, işlenebilen kara topraktan bir insan yaratacağım. Onu yapıp ruhumdan üflediğimde ona secdeye kapanın" demişti.
15/30-31. Bunun üzerine, İblis'in dışında bütün melekler hemen secde ettiler. O, secde edenlerle beraber olmaktan çekindi.
15/32. Allah: "Ey İblis! Secde edenlerle beraber olmaktan seni alıkoyan nedir?" dedi.
15/33. O: "Balçıktan, işlenebilen kara topraktan yarattığın insana secde edemem" dedi.
15/34-35. "Öyleyse defol oradan, sen artık kovulmuş birisin. Doğrusu hesap gününe kadar lanet sanadır" dedi.
15/36. "Rabbim! Beni hiç olmazsa, tekrar dirilecekleri güne kadar ertele" dedi.
15/37-38. Allah: "Sen, bilinen gün gelene kadar bırakılanlardansın" dedi.
15/39-40. "Rabbim! Beni saptırdığın için, and olsun ki yeryüzünde fenalıkları onlara güzel göstereceğim; halis kıldığın kulların bir yana, onların hepsini saptıracağım" dedi.
15/41-42. Allah şöyle dedi: "Benim gerekli kıldığım dosdoğru yol budur; kullarımın üzerinde senin bir nüfuzun olamaz. Ancak sana uyan sapıklar bunun dışındadır."
15/43. "Ve Cehennem onların hepsinin toplanacağı yerdir."
15/44. O cehennemin yedi kapısı olup, her kapıdan onların girecekleri ayrılmış bir kısım vardır.*
15/45. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar ise, cennetlerde, pınar başlarındadırlar.
15/46. "Oraya güven içinde, esenlikle girin" denilir.
15/47. Biz onların gönüllerinde olan kini çıkardık, artık onlar sedirler üzerinde karşılıklı oturan kardeşlerdir.
15/48. Onlar orada bir yorgunluk hissetmezler. Oradan çıkarılacak da değillerdir.
15/49-50. Kullarıma Benim bağışlayan, merhamet eden olduğumu, azabımın can yakıcı bir azap olduğunu haber ver.
15/51. Onlara İbrahim'in konuklarını da anlat:
15/52-53. İbrahim'in yanına girdiklerinde selam vermişlerdi. O: "Doğrusu biz sizden korkuyoruz" demişti de: "Korkma, biz sana, bilgin bir oğlun olacağını müjdelemeye geldik" demişlerdi.
15/54. "Ben kocamışken bana müjde mi veriyorsunuz? Neye dayanarak müjdeliyorsunuz?" deyince:
15/55. "Seni gerçekten müjdeliyoruz, umutsuzlardan olma" demişlerdi.
15/56-57. "Zaten sapıklardan başka kim Rabbinin rahmetinden umudunu keser!" diyerek sormuştu: "Ey elçiler! İşiniz nedir?"
15/58-60. Şöyle cevap vermişlerdi: "Biz şüphesiz suçlu bir millete gönderildik. Lut'un ailesi bunun dışındadır. Karısı hariç hepsini kurtaracağız. Karısının geride kalanlardan olmasını gerekli bulduk."*
15/61-62. Elçiler Lut'un ailesine gelince, Lut: "Doğrusu siz tanınmayan kimselersiniz" dedi.
15/63-65. "Biz sana sadece şüphe edip durdukları azabı getirdik. Sana gerçekle geldik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz. Artık, geceleyin bir ara, aileni yola çıkar, sen de arkalarından git; hiçbiriniz arkaya bakmasın; emrolunduğunuz yere doğru yürüyün" dediler.
15/66. Böylece Lut'a bunların sonlarının kesilmiş olarak sabahlıyacaklarını bildirdik.
15/67. Şehir halkı, sevinerek geldiler.
15/68-69. Lut: "Bunlar benim konuklarımdır, onlara karşı beni rüsvay etmeyin, Allah'tan korkun, beni utandırmayın" dedi.
15/70. "Biz sana kimseyi misafir kabul etmeyi yasak etmemiş miydik?" dediler.
15/71. Lut: "Alacaksanız, işte benim kızlarım" dedi.
15/72. Senin hayatına and olsun ki, onlar sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlardı.
15/73. Tanyeri ağarırken, çığlık onları yakalayıverdi.
15/74. Memleketlerini alt üst ettik, üzerlerine sert taş yağdırdık.
15/75. Bunda, görebilen insanlar için ibretler vardır.
15/76. O şehrin kalıntıları işlek yollar üzerinde hala durmaktadır.
15/77. Bunda inananlar için ibret vardır.
15/78. Eykeliler de, şüphesiz zalim kimselerdi.
15/79. Bunun için onlardan da öç aldık. Hala her iki memleket de işlek bir yol üzerindedirler.*
15/80. And olsun ki, Hicr halkı peygamberi yalanlamışlardı.
15/81. Onlara ayetlerimizi verdiğimiz halde, yüz çevirmişlerdi.
15/82. Dağlarda, güven içinde olarak evler yontuyorlardı.
15/83. Sabaha karşı çığlık onları yakalayıverdi.
15/84. Yaptıkları kendilerine bir fayda sağlamadı.
15/85. Biz, gökleri, yeri ve her ikisi arasında bulunanları gereğince yarattık. Kıyamet günü şüphesiz gelecektir. O halde yumuşak ve iyi davran.
15/86. Doğrusu yaratan ve bilen ancak Rabbindir.
15/87. And olsun ki, sana daima tekrarlanan yedi ayetli Fatiha'yı ve Kuran-ı Azim'i verdik.
15/88. Kafirler içinde bazı kimselere verdiğimiz kat kat servete gözünü dikme, onlara üzülme; inananları kanatların altına al.
15/89. De ki: "Doğrusu ben apaçık bir uyarıcıyım."
15/90-93. Kuran'ı işlerine geldiği gibi bölenlere de, kendi Kitablarının bir kısmına inanıp bir kısmını kabul etmeyen yahudi ve hıristiyanlara da nitekim Kitap indirmiştik; Rabbine and olsun ki hepsini, yaptıklarından sorumlu tutacağız.
15/94. Artık buyrulanı açıkça ortaya koy, puta tapanlara aldırış etme.
15/95-96. Allah'la beraber başka bir tanrının bulunduğunu kabul eden alaycılara karşı şüphesiz Biz sana kafiyiz. Yakında ne olduğunu öğreneceklerdir.
15/97. And olsun ki, söyledikleri şeylerden senin gönlünün daraldığını biliyoruz.
15/98-99. Rabbini hamd ile an, secde edenlerden ol ve ölünceye kadar Rabbine kulluk et.*