- Hicab Ve Meşru İlişkiler

Adsense kodları


Hicab Ve Meşru İlişkiler

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
saniyenur
Sat 14 July 2012, 09:03 am GMT +0200
HİCAB VE MEŞRU İLİŞKİLER

İslam'ın temel prensiplerinden biri, fazilet, iyi ve adalete dayalı bir düzen kurmaktır. Bu se­beple* yüryüzünde böyle bir toplumun tesisi için çalışan takva sahibi, dürüst, iffetli erkek ve kadınları eğitmektedir. Diğer işleriyle birlikte insan, kendine varolan cinsi ihtiyaç ve arzuyu terbiye ve ahlaki sınırlan içinde tutmakta, ya­ratılıştan gelen bu ihtiyaçlarını ancak meşru yollarla gidermektedir. Bu meşru yol ise nikah ile mümkün olmaktadır. Böylelikle iffetli ve temiz bir yol tutan insan, cinsi arzu ve isteklerinin tatmininde de diğer canlı türlerinden farklılığını ortaya koymaktadır. Bütün bu meselelere ait kadın ve erkeğin davranışlarını düzenleyen usuller vardır. Bu usullere göre herhangi bir davranışın toplum düzenini bozması veya top­lumun iffet ve iyiliğini muhtemel tehlikelere sürüklemesi mü'minlere haram kılınmıştır.

İyiliğin, faziletin ve adaletin herşeyden daha değerli olduğu bir toplum düzeni kurmak ister­ken, belli bir terbiye ve davranış seviyesi kazan­malarına yardımcı olmak amacıyla İslam; bağlılarını, şeytani vesvese ve etkilerden alıkoyucu metodlarla teçhiz eder. Onlara, koku lesıi ve eğilimlerden korunmak için gözetmeleri is­tenen bir takım vasıta ve kuralı açıklar. Bunlara genel olarak hicap hükümleri denir. Kur'an'da, erkek ve kadınlara şu ifadelerle emredilir: "Mü'minlere söyle: 'Gözlerini (harama bak­maktan) sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu (hareket) onlar için daha temiz (ve faydalı) dır. Şüphesiz Allah, onların her yaptıklarını haber almaktadır.' Mü'min kadınlara da söyle: 'Gözle­rini (haramdan) sakınsınlar, ırzlarını korusun­lar. Süslerini göstermesinler. Ancak (elbise, yüzük gibi örtünmesinde güçlük bulunan ve) kendiliğinden görünenler hariç. Başörtülerini yakalarının üzerine koy(up Ört)sünler. Süslerini kimseye göstermesinler. Yalnız kocalarına ya­hut kocalarının babalarına, yahut oğullarına, yahut kocalarının oğullarına, yahut kardeşleri­ne, yahut kardeşlerinin oğullarına, yahut kız kardeşlerinin oğullarına, yahut kadınlarına, yahut ellerinin altında bulunan (köle ve cariye)lerine, yahut kadına ihtiyacı bulunmayan (ikti­darsız, şehvetsiz) erkeklerden tabi'lerine (yani hizmetçilere, yardıma muhtaç ihtiyarlara, "Bu­naklara ve dilencilere), yahut henüz kadınların mahrem yerlerini anlamayan çocuklara (göste­rebilirler). Gizledikleri süslerinin bilinmesi için ayaklarım (yere) vurmasınlar! Ey mü'minler, topluca Allah'a tevbe edin ki, felaha eresiniz." (24:30-31).

Ahzab suresinde de şöyle buyurulmaktadır: "Ey peygamber kadınları! siz kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer (Allah'ın buyruğuna karşı gelmekten) konmuyorsanız, sözü yu­muşak (tatlı bir eda ile) söylemeyin ki, kalbinde hastalık bulunan kimse tamah etmesin; güzel, (kuşkudan uzak bir biçimde) söz söyleyin. Ev­lerinizde oturun, ilk cahiliye (çağı kadınlarının açılıp saçılması gibi açılıp saçılarak (kırıta kmta) yürümeyin." (33:32-33). Yine aynı sure­de şu ifadeler yer almaktadır: "Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve inananların kadınlarına söyle: (Bir ihtiyaç İçin dışarı çıktıklarında) örtülerini üstlerine salsınlar (vücutlarını örtsünler); onlann (iffetli ve hür) tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur." (33:59).

Kur'an ayetleri, erkek ve kadınlann davranış, ahlak, iffet ve namuslannı korumalanyla ilgili hükümler mecmuasım teşkil etmektedir. Erkek­lere sadece gözlerini sakındırıp iffetsizliğe karşı ahlaklarını korumalan emredildi. Diğer yandan kadınlar da sosyal davranışlarda ilahi emirlere riayet etmekle emrolundular. Bu açıkça gösteri­yor ki, ahlak ve namusun korunması için sadece bakışları sakındırmak yeterli olmamaktadır. İffet ve haya ile İlgili diğer kuralların da gözetil­mesi gerekmektedir. Şimdi bu kuralları ayrıntılanyla inceleyeceğiz:


 


Halis_52
Sat 14 July 2012, 10:17 am GMT +0200
     Bu güzel paylaşımınız için mevlam sizlerden razı olsun kardeşim. Gerçekten bu sınıra günümüz toplumunda çok ihtiyaç var. İnşallah dinimizin bu güzel emrini yerine getirenlerden oluruz.