seymanur K
Fri 16 December 2011, 06:00 pm GMT +0200
HİBE (BAĞIŞ)
Satılması caiz olan herşeyin hibe edilmesi caizdir. Hibe kabzedilmesiyle gerçekleşir.
Kendisine hibe edilen kişi onu kabul ettikten sonra hibe eden onu geri alamaz, ancak hibe eden hibe alanın babası ise geri alabilir.
Kişi bir şeyi umra veya rukba ettiği zaman, mal umra edilen kişiye veya rukba edilen kişiye ve ondan sonraki varislerine geçer.
Hibe, bir insanın kendi hayatında karşılıksız olarak bir malını kesin bir şekilde başkasının mülkiyetine devretmesidir.
Hibede asıl delil şu ayeti kerimedir:
"Kadınlara mehillerini bir hak olarak verin (bununla beraber) eğer ondan birazını gönül hoşluğuyla size bağışlamış olurlarsa, onu da afiyetle yeyin" (Nisa: 4/4)
Hibenin delillerinden biri de Resuluîlah (s.a.v.)'ın şu hadisi şerifidir:
"Hiç bir komşu kadın, komşu kadının kendisine vereceği en basit bir hediyeyi bile küçümsemesin. Velev ki ona bir koyun tırnağı hediye etmiş olsun" [1]
Peygamberimiz (s.a.v.) başka bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuştur:
"Birbirinize hediye veriniz ki birbirinizi sevesiniz." [2]
Hibe, kişinin hayatta iken başkasına veya kendisinden hayır umulacak bir yere karşılıksız olarak mal vermek aktidir. Kişi başkasına faydalanması için bir mal verir ve bu malı bir süre sonra ondan alırsa hibe olmayıp ariye olur. Kişi hayatta iken bir malı başkasına vermeyip ancak ölümünden sonra ona temellükte bulunursa bu da hibe olamayacağı gibi vasiyet olur. Karşılık ile olursa satış olur. Bunda alış-veriş hükümleri işler.
Hibe müstehab olduğuna göre, akrabalara hibe etmek daha da faziletlidir. Çünkü bir yardımlaşma olduğu için sıla-ı rahm olan akrabalık bağını daha da kuvvetlendirmektedir. Kız ve erkek çocuğuna hibe eden bir babanın onlara eşit şekilde vermesi sünnettir.
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Allah'tan korkunuz ve çocuklarınız arasında adaletli davranınız."[3]
Hibeye karşılık verilmesi sünnettir. Hz. Aişe (r.anha) şöyle rivayet eder: "Resulullah hediyeyi kabul eder ve hediye edene hediyesi karşılığında O da bir şey verirdi." [4]
Herhangi bir şey hibe edildikten sonra onu geri istemek caiz değildir. Geri isteyip alması haramdır. Nitekim Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Hibe ettiğini geri alan kimse, 'kendi kusmuğuna dönüp yalayan gibidir." [5]
Ana-baba ve dedeler çocuklarına hibe ettiklerini geri alabilirler. Çünkü çocuk ve elindeki her mülkü ana-babasına aittir. Bu konuda Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Bağış veya hibe verip te sonra onu geri almak hiç bir kimseye helal değildir, ancak babanın çocuğuna verdiği müstesna" [6]
Baba çocuğa herhangi bir şey hibe eder, hibe olan şey çocuğunda mevcut olduğu sürece babanın onu geri alma hakkı vardır. Ama çocuğu hibeyi satmış veya sarfetmişse baba onu talep edemez. Anne ve dede de baba hükmündedir. [7]
Çocuklarına hibe edenin ayrım yapmaması ve eşit değerde hibe vermesi sünnettir. Şayet kendisine hibe edilenin ihtiyacından dolayı ve sevap için ona hibe verilmişse sadakadır. [8]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Buhari, 2427; Tirmizi, 1623.
[2] El-Muvatta', İmam Malik, 2908.
[3] Buhari, 2447; Müslim, I623.
[4] Buhari, 2445.
[5] Buhari, 2478, Müslim, 1622.
[6] Tirmizi, 2133; Nesei, 3720; İbni Mace, 2377.
[7] Kitabul Fıkh âla Mezahibil Erbaa, Hibe Bölümü.
[8] Kadı Ebu Şuca’, Ğayet’ül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 364-365.