neslinur
Sat 10 July 2010, 04:47 pm GMT +0200
Her Şeyde Örnek
Hz. Peygamber’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) arkadaşlarından Câbir b. Abdullah’a bir kimse gusül abdestinin nasıl alınacağını sordu. Hz. Câbir, abdesti ve ne kadar suyla alınacağını anlattı. Tabiî ki Resûlullah’tan (sallallâhu aleyhi ve sellem) öğrendiği şekilde yani sünnete göre anlatıyordu.
Soruyu soran kişi, gusül abdesti için bu kadar suyun kendisine yetmeyeceğini söyleyerek karşı geldi. Câbir b. Abdullah bu duruma kızdı ve şöyle dedi: “Saçı senden daha çok ve kendisi de senden daha hayırlı olan zâta bu kadar yetiyordu.” Hz. Câbir’in hayırla yâdettiği kimse Peygamber Efendimiz’di (sallallâhu aleyhi ve sellem).
Hz. Peygamber’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) ashâbı (arkadaşları) her hareketlerinde Ona uymaya, Ona benzemeye çalışırlardı. Gusül abdesti alırken de örnekleri O (sallallâhu aleyhi ve sellem) idi. Sünnete uyma konusunda itiraza tahammül edemiyorlardı. Çünkü onlar İslâm Dini’nden önceki hayatın ne kadar yanlış olduğunu bildiklerinden İslâm Dini’ni bir nimet olarak görüyorlar ve din ile, Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) ile ilgili konularda herkesin duyarlı olmalarını istiyorlardı.
Hz. Peygamber’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) arkadaşlarından Câbir b. Abdullah’a bir kimse gusül abdestinin nasıl alınacağını sordu. Hz. Câbir, abdesti ve ne kadar suyla alınacağını anlattı. Tabiî ki Resûlullah’tan (sallallâhu aleyhi ve sellem) öğrendiği şekilde yani sünnete göre anlatıyordu.
Soruyu soran kişi, gusül abdesti için bu kadar suyun kendisine yetmeyeceğini söyleyerek karşı geldi. Câbir b. Abdullah bu duruma kızdı ve şöyle dedi: “Saçı senden daha çok ve kendisi de senden daha hayırlı olan zâta bu kadar yetiyordu.” Hz. Câbir’in hayırla yâdettiği kimse Peygamber Efendimiz’di (sallallâhu aleyhi ve sellem).
Hz. Peygamber’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) ashâbı (arkadaşları) her hareketlerinde Ona uymaya, Ona benzemeye çalışırlardı. Gusül abdesti alırken de örnekleri O (sallallâhu aleyhi ve sellem) idi. Sünnete uyma konusunda itiraza tahammül edemiyorlardı. Çünkü onlar İslâm Dini’nden önceki hayatın ne kadar yanlış olduğunu bildiklerinden İslâm Dini’ni bir nimet olarak görüyorlar ve din ile, Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) ile ilgili konularda herkesin duyarlı olmalarını istiyorlardı.