ezelinur
Fri 30 July 2010, 07:58 pm GMT +0200
HER ÂNIMIZ İMTİHÂN
"Sirâceddîn Şirvânî" büyük islâm âlimi
Halka öğüt nasîhat ediyordu dâimî
O bir gün sohbetinde buyurdu: (Ey insanlar!
Günâh işlemeyin ki Cehennem var azâb var
İki niyetle olur işleri her kişinin
Ya "Allah için" olur yâhut da "Nefsi için"
Nefsi için yaparsa hüsrândır netîcesi
Zîrâ büyük düşmândır insana kendi nefsi
Dünyâda en ahmak şey bu Nefs-i emmâredir
Zîrâ her bir arzusu kendi aleyhinedir
O yalnız bize değil düşmândır Allah'a da
Ona yüz verilirse azgınlaşır daha da
O insanın koynunda sanki Yılan ve Akrep
Sokup öldürmek için fırsatını kollar hep
Nefsi ile dost olan kavuşmaz merhamete
Ve hattâ adım adım yaklaşır felâkete)
Bir gün de buyurdu ki: (Bu dünyâ "İmtihân"dır
Hattâ her ânımızda birer imtihân vardır
An be an ya kazanır yâhut da kaybederiz
Acı olan şudur ki yok bundan haberimiz
Günlük hayâtımızda ne yapıyorsak eğer
Doğru şekli bir tektir Yanlıştır ötekiler
Meselâ Su içmenin çok şekli vardır ama
İçlerinden birisi muvâfıktır islâma
Bir kimse Besmeleyle oturup sağ eliyle
Üç yudumda içerse Doğrudur bu hâliyle
Başka türlü içmeyi isterse onun canı
İçebilir ve lâkin kaybeder imtihânı
Bunun gibi sokakta görse bir Açık kadın
Bulur yine kendini içinde imtihânın
Zîrâ nefs-i emmâre ve şeytân der ki ona:
(Kaçırma bu fırsatı dön de bak şu kadına)
Lâkin kalbi ve rûhu derler ki: (Bu iş günâh
Sakın ona bakma ki nehyetti onu Allah)
O kalbinin sesine kulak verip o anda
Bakmazsa o an için kazanır imtihânda
Nefsini tercîh edip verirse karârını
O günâhı işler ve kaybeder imtihânı
Bunun gibi bir günde binlerce imtihân var
İnsan "Hür irâdeyle bunlara verir karar
Bir yanda Nefis şeytân bir yanda Allahımız
Artık bize kalmıştır tercîh ve karârımız
Her işte Hak emrini tercîh etmek için de
Onun emirlerini bilmeli ince ince
İnsan ayıramazsa Doğru ile Yanlışı
Elbet hatâlı olur onun her davranışı
Öyleyse bir müslümân önce ilmihâlini
Öğrenip ona göre düzeltmeli hâlini
Bir de yaptıklarını yaparsa "Allah" için
Kurtulması kuvvetle umulur o kişinin
"Sirâceddîn Şirvânî" büyük islâm âlimi
Halka öğüt nasîhat ediyordu dâimî
O bir gün sohbetinde buyurdu: (Ey insanlar!
Günâh işlemeyin ki Cehennem var azâb var
İki niyetle olur işleri her kişinin
Ya "Allah için" olur yâhut da "Nefsi için"
Nefsi için yaparsa hüsrândır netîcesi
Zîrâ büyük düşmândır insana kendi nefsi
Dünyâda en ahmak şey bu Nefs-i emmâredir
Zîrâ her bir arzusu kendi aleyhinedir
O yalnız bize değil düşmândır Allah'a da
Ona yüz verilirse azgınlaşır daha da
O insanın koynunda sanki Yılan ve Akrep
Sokup öldürmek için fırsatını kollar hep
Nefsi ile dost olan kavuşmaz merhamete
Ve hattâ adım adım yaklaşır felâkete)
Bir gün de buyurdu ki: (Bu dünyâ "İmtihân"dır
Hattâ her ânımızda birer imtihân vardır
An be an ya kazanır yâhut da kaybederiz
Acı olan şudur ki yok bundan haberimiz
Günlük hayâtımızda ne yapıyorsak eğer
Doğru şekli bir tektir Yanlıştır ötekiler
Meselâ Su içmenin çok şekli vardır ama
İçlerinden birisi muvâfıktır islâma
Bir kimse Besmeleyle oturup sağ eliyle
Üç yudumda içerse Doğrudur bu hâliyle
Başka türlü içmeyi isterse onun canı
İçebilir ve lâkin kaybeder imtihânı
Bunun gibi sokakta görse bir Açık kadın
Bulur yine kendini içinde imtihânın
Zîrâ nefs-i emmâre ve şeytân der ki ona:
(Kaçırma bu fırsatı dön de bak şu kadına)
Lâkin kalbi ve rûhu derler ki: (Bu iş günâh
Sakın ona bakma ki nehyetti onu Allah)
O kalbinin sesine kulak verip o anda
Bakmazsa o an için kazanır imtihânda
Nefsini tercîh edip verirse karârını
O günâhı işler ve kaybeder imtihânı
Bunun gibi bir günde binlerce imtihân var
İnsan "Hür irâdeyle bunlara verir karar
Bir yanda Nefis şeytân bir yanda Allahımız
Artık bize kalmıştır tercîh ve karârımız
Her işte Hak emrini tercîh etmek için de
Onun emirlerini bilmeli ince ince
İnsan ayıramazsa Doğru ile Yanlışı
Elbet hatâlı olur onun her davranışı
Öyleyse bir müslümân önce ilmihâlini
Öğrenip ona göre düzeltmeli hâlini
Bir de yaptıklarını yaparsa "Allah" için
Kurtulması kuvvetle umulur o kişinin