saniyenur
Thu 26 July 2012, 12:09 pm GMT +0200
Hediyeleşmesi
Hz. Peygamber yakınlarına ve ashabına hediyeler verir ve onlardan hediye kabul ederdi. Bunu bir çeşit sevgi nişanesi olarak kabul ederdi: "Hediyeleşiniz, zira hediyeleş-mek aranızdaki sevgiyi arttırır" buyurmuştur. Bu sebeple ashab, özellikle Hz. Aişe ile birlikte olduğu günlerde, O'nun evine daima bir-şeyler gönderirdi (Buhari). Ne zaman kendisine birşey takdim edilse sadaka mı yoksa hediye mi olduğunu sorar ve eğer hediye ise kabul ederdi (Buhari). Bir keresinde bir kadın Hz. Peygamber'e bir harmânî takdim etti. O sırada orada bulunmakta olan birisi onu istedi. Hz. Peygamber de harmânîyi ona verdi (Buhari).
Krallar ve kabile reisleri de O'na hediyeler gönderirdi. Suriye taraflarından bir kabile reisi beyaz bir midilli göndermişti; Mısır Kralı da benzer bir hediye takdim etmişti. Yine bir kabile reisi ona sandalet göndermişti. Bir keresinde Bizans Kralı kendisine ince ipekten bir kaftan hediye etmişti. Rasûlullah onu bir süre giydikten sonra Cafer'e yolladı. Cafer bir ara Rasûlullah'a geldiğinde üzerinde o kaftan vardı. Rasûlullah: "Onu sana giyesin diye göndermedim" buyurdu. Cafer, "Ne yapayım?" dedi. Rasûlullah; "Kardeşin (Habeş Kralı) Necâşî'ye gönder" buyurdu (Ebu Davud).
Cafer, Hayber'in fethine kadar Habeşistan'da bulunmuştu. Necâşi ondan İslâm hakkında bilgi almıştı.
Hz. Peygamber hediye ve armağan aldığı kişilere daima karşılığını gönderirdi. Hz. Aişe Peygamber'in hediye kabul ettiğini ve karşılığında hediye gönderdiğini rivayet etmiştir (Şemai'l-i Tirmizî). Yemen'in meşhur Meliki, 33 dişi deve karşılığında aldığı bir kaftanı Hz. Peygamber'e hediye olarak gönderdi. Hz. Peygamber onu kabul ederek mukabilinde, 20'den fazla deve karşılığında alınmış bir elbise hediye etti. Yine bir keresinde Benî Fezâre kabilesinden bir bedevi Hz. Peygamber'e hediye olarak bir dişi deve gönderdi. Buna karşılık kendisine gönderilen hediyeye razı olmayarak hoşnutsuzluk göstermişti. Bunun üzerine Rasûlullah minbere çıkarak şöyle buyurdu: "Sizler hediye gönderiyorsunuz ve ben de imkânlarım nisbetinde size (mukabil hediye vererek) karşılığını ödüyorum, siz buna öfkeleniyorsunuz. Bundan sonra Kureyşî, Ensârî, Sakafî (ve Devsliler)den başka hiç bir kimseden hibe ve hediye kabul etmem." (Buhari)
Rasûlullah Medine'ye hicret ettiğinde altı ay Ebû Eyyûb el-Ensârî'nin evinde kalmıştı. Sonraları ona daima artan yiyecekleri gönderirdi. Komşu ve dostlarına da hediyeler gönderirdi. Ehl-i Suffe ise ondan devamlı hediye almıştı. (Sîret-ün Nebi).
Hz. Peygamber yakınlarına ve ashabına hediyeler verir ve onlardan hediye kabul ederdi. Bunu bir çeşit sevgi nişanesi olarak kabul ederdi: "Hediyeleşiniz, zira hediyeleş-mek aranızdaki sevgiyi arttırır" buyurmuştur. Bu sebeple ashab, özellikle Hz. Aişe ile birlikte olduğu günlerde, O'nun evine daima bir-şeyler gönderirdi (Buhari). Ne zaman kendisine birşey takdim edilse sadaka mı yoksa hediye mi olduğunu sorar ve eğer hediye ise kabul ederdi (Buhari). Bir keresinde bir kadın Hz. Peygamber'e bir harmânî takdim etti. O sırada orada bulunmakta olan birisi onu istedi. Hz. Peygamber de harmânîyi ona verdi (Buhari).
Krallar ve kabile reisleri de O'na hediyeler gönderirdi. Suriye taraflarından bir kabile reisi beyaz bir midilli göndermişti; Mısır Kralı da benzer bir hediye takdim etmişti. Yine bir kabile reisi ona sandalet göndermişti. Bir keresinde Bizans Kralı kendisine ince ipekten bir kaftan hediye etmişti. Rasûlullah onu bir süre giydikten sonra Cafer'e yolladı. Cafer bir ara Rasûlullah'a geldiğinde üzerinde o kaftan vardı. Rasûlullah: "Onu sana giyesin diye göndermedim" buyurdu. Cafer, "Ne yapayım?" dedi. Rasûlullah; "Kardeşin (Habeş Kralı) Necâşî'ye gönder" buyurdu (Ebu Davud).
Cafer, Hayber'in fethine kadar Habeşistan'da bulunmuştu. Necâşi ondan İslâm hakkında bilgi almıştı.
Hz. Peygamber hediye ve armağan aldığı kişilere daima karşılığını gönderirdi. Hz. Aişe Peygamber'in hediye kabul ettiğini ve karşılığında hediye gönderdiğini rivayet etmiştir (Şemai'l-i Tirmizî). Yemen'in meşhur Meliki, 33 dişi deve karşılığında aldığı bir kaftanı Hz. Peygamber'e hediye olarak gönderdi. Hz. Peygamber onu kabul ederek mukabilinde, 20'den fazla deve karşılığında alınmış bir elbise hediye etti. Yine bir keresinde Benî Fezâre kabilesinden bir bedevi Hz. Peygamber'e hediye olarak bir dişi deve gönderdi. Buna karşılık kendisine gönderilen hediyeye razı olmayarak hoşnutsuzluk göstermişti. Bunun üzerine Rasûlullah minbere çıkarak şöyle buyurdu: "Sizler hediye gönderiyorsunuz ve ben de imkânlarım nisbetinde size (mukabil hediye vererek) karşılığını ödüyorum, siz buna öfkeleniyorsunuz. Bundan sonra Kureyşî, Ensârî, Sakafî (ve Devsliler)den başka hiç bir kimseden hibe ve hediye kabul etmem." (Buhari)
Rasûlullah Medine'ye hicret ettiğinde altı ay Ebû Eyyûb el-Ensârî'nin evinde kalmıştı. Sonraları ona daima artan yiyecekleri gönderirdi. Komşu ve dostlarına da hediyeler gönderirdi. Ehl-i Suffe ise ondan devamlı hediye almıştı. (Sîret-ün Nebi).