saniyenur
Sat 10 December 2011, 11:05 pm GMT +0200
52- Hediye Veren Kimse, Verdiği Hediyeyi Sadaka Yoluyla Elde Etse Bile Peygamber (s.a.v.)’e, Hâşim Oğullarına Ve Muttalib Oğullarına Hediye Almalarının Mubah Olması, Kendisine Sadaka Verilen Kimse Sadakayı Eline Aldığı Zaman O Şeyde Sadaka Özelliği Kalkıp Sadaka Almak Haram Olan Kişilerin Her Birine Helal Olması
998- Peygamber (s.a.v.)'in hanımı Cüveyriye (r.anhâ)'dan rivayet edilmiştir: “Resulullah (s.a.v.), hanımı Cüveyriye'nin yanına girip ona:
“Yanında yiyecek bir şey var mı?” diye sordu. Cüveyriye:
“Hayır, vallahi, ey ALLAH'ın resulü! Yanımızda azadlıma sadaka malından verilmiş olan etli bir koyun kemiğinden başka hiçbir yiyecek yoktur” dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.):
“Onu getir. Çünkü ondan sadaka hükmü kalkıp hediye konumunda olması hasebiyle yerine ulaşmıştır” buyurdu.[146]
999- Enes b. Mâlik (r.a)'tan rivayet edilmiştir:
“Berîre, kendisine sadaka olarak verilen bir eti, Peygamber (s.a.v.)'e hediye etti. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.):
“Bu et; Berîre'ye sadaka, bize ise hediyedir” buyurdu. [147]
Açıklama:
Hz. Peygamber (s.a.v.) bu iki hadiste, başkasına sadaka olarak verilen şeyin o kimseler için geçerli olduğu, verilen bu şeyin bir başkasına geçmesi halinde sadaka hükmünün kalkarak hediye hükmüne gireceğini belirtmektedir. Çünkü hediye, Resulullah (s.a.v.) ile ailesine helal idi.
1000- Ümmü Atiyye (r.anhâ)'dan rivayet edilmiştir:
“Resulullah (s.a.v.) bana sadaka malından bir koyun gönderdi. Ben de onun bir parçasını Aişe'ye yolladım. Resulullah (s.a.v.), Aişe'nin yanıma gelince, ona:
“Yanınızda (yiyecek olarak) bir şey var mı?” diye sordu. Aişe'de:
“Hayır, bir şey yoktur. Sadece Nüseybe, kendisine gönderdiğiniz koyunun etinden bîr parça et de bize de göndermiş” dedi. Resulullah (s.a.v.):
“O, yerine ulaştı” buyurdu.[148]
Açıklama:
Burada fakir kimsenin sadakayı almakla o maldan sadaka vasfının ve hükmünün kalktığını, artık onu satın almanın yada bir başkasına hediye olarak verilmesinin caiz olduğu ortaya çıkmaktadır.
Ümmü Atiyye'nİn diğer adı, Nüseybe yada Nesîbe'dir.
[146] Ahmed b. Hanbel, Müsned, 6/429, 430.
[147] Buharı, Zekat 62, Hibe 7; Ebu Dâvud, Zekat 30, 1655; Nesâî, Umra 5; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/117, 130, 180, 276.
[148] Buhâri, Zekat 31, Hibe 6; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 6/407.