hafiza aise
Mon 2 May 2011, 11:03 am GMT +0200
Hedefteki Kervan ve Takip Gerekçeleri
Öyleyse, Ebu Süfyan başkanlığında Şam'a giden Kureyş kervam, mutlaka engellenmeli ve böylelikle onlara, sinsi planlarını rahat uygulama imkanı verilmemeliydi.
20 Bu sayının yetmiş olduğu da söylenmektedir. Bkz. İbn Seyyidinnas, Uyünu'lEser, 1/321; Salihi, Siibiilii'l-Hiida ve'r-Reşad, 4/18
Bütün dikkatler, Şam'dan gelecek haberler üzerinde yoğunlaşmıştı. Kervan hakkında bilgi toplamak ve onları yakın takibe almak için Talha İbn Ubeydullah ile Said İbn Zeyd'i göndereli on gün olmuştu. Şimdi Medine, bu kervanın Şam' dan aynlıp geri dönmek üzere yola koyulduğu haberleriyle çalkalanıyordu.
Diğer taraftan Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellern), bütün insanlara Allah'ın adını duyurmak için gönderilmiş bir peygamberdi. Herkesle konuşup mesajını ulaştırmak, O'nun bir vazifesi idi.
Halbuki Mekke, o gün bu davete icabet etmeyip karşı çıktığı gibi bugün de aynı huyunu devam ettiriyordu. Bütün bunlara ilave olarak, Medine'de karar kılan Muhacirlerle artık devlet haline gelen Efendimiz'i tehdit ediyor ve burada tutunmalarının önüne geçmek istiyorlardı. Bütün hazırlıkları, bu hedeflerini gerçekleştirmeye matuftu. Kendilerince, son bir defa ve karşı konulamayacak güçte bir darbe ile Müslümanların işini bitirme planları içindeydiler!
Bunun için bir kervan tertip etmişler ve herkesin katkısıyla ortaklık kurup savaş malzemesi tedarik etmek için yola koyulmuşlardı. Zü'l-Uşeyre gazvesinde arkasından gidilen ve kendilerini takibe geldiklerini duyunca da hareket edip kaçan kervan, işte bu kervandı. Ebu Süfyan'ın sorumluluğundaki yaklaşık bin beş yüz deveden meydana gelen bu kervanı, yaklaşık kırk kişilik bir Mekkeli organize ediyordu.
Hayır yolunda engeloluşturan bu dikenli yollar temizlenmeli ve Allah adının etrafta yayılmasının önündeki paslı engeller de kaldırılmalıydı. Çünkü onlar, Allah'ın davetine icabet etmek isteyen güçsüz insanların üzerinde de baskı kuruyor ve bir türlü imanlarını açıklamalarına fırsat vermiyorlardı. Güçlünün yanında yer almayı tercih eden bazı insanlar da, gelişmeleri takip ediyor ve imanlarını bu takibe göre şekillendirmek istiyorlardı.
İslam'ın da bir izzeti vardı ve sürekli küfrün sultası altında varlığını devam ettirmesi düşünülemezdi. Hakk'ın gücünün hakim olduğunun gösterilme sırası gelmişti.
İşte, bütün bunlar düşünüldüğünde bu kervan Mekke'ye ulaşmamalıydı. İşin ucunda ne olursa olsun artık, küfür adına tek taraflı hamlelere son verilmeli ve Allah'ın Nebi'si, Müslüman varlığının ağırlığını Hicaz'da hissettirmeliydi. Yollar, Bedir'i gösteriyordu. Ve
Allah Resülü de, Ramazan ayının on ikisinde, hedefini açıklamış ve söz konusu kervanı durduracak kadar ashabının EbU Inebe kuyusunun başında toplanması emrini vermişti. 21