saniyenur
Sun 10 June 2012, 10:41 am GMT +0200
2- Hedef Ve Gaye
Kur'an-ı Kerim, son rasul Muhammed'ın yeryüzüne Allah'ın nizamını hâkim kılmak, insanların barış ve mutluluk içinde yaşayacakları bir düzen kurmak için gönderildiğini anlatmaktadır. O, hayatı boyunca, insanları Allah'ın Kanunu'na tabi kılmak için elinden gelen her şeyi yapmıştır. Bu amacın gerçekleşmesi ve böyle kutsal bir sistemin tesisi için önce insanların buna hazır olması gerekiyordu. İnsanların eğitilerek temizlenmesi lâzımdı. Onlara Allah'ın Kanunu anlatılarak, dünyaya iyi, âdil ve Hakk'a dayalı bir sistemin kurulması için kendilerini bekleyen ağır görevlere hazırlanmaları gerekiyordu.
Rasulullah'a bu görev aşağıda izah edilen değişik sıfat ve konumlarda verilmişti. O da aldığı Tevhidî Vahiy doğrultusunda ve rehberliğinde bütün gücüyle bu göreve lâyık olmaya çalışmıştır.
1- Öğretmen Ve Veli
İbrahim Peygamber , İsmail'in neslinden bir peygamber çıkarması, onları eğitip temizlemesi için Allah'a dua etmişti: "İbrahim ve İsmail Ev'in (Kabe'nin) temellerini yükseltiyordu: 'Rabbimiz (yaptığımızı) kabul buyur. Şüphesiz Sen işitensin, bilensin.' 'Rabbimiz! Bizi Sana teslim olanlardan kıl, neslimizden de Sana teslim olan bir ümmet çıkar; bize ibadet yerlerimizi göster, tövbemizi kabul buyur. Zira, tövbeleri kabul eden, çok merhametli olan ancak Sensin, Sen!' " (2: 127-129)
İbrahim Peygamber 'ın duası kabul olmuş ve Araplar arasından onları temizleyerek ve eğiterek doğru yola iletecek bir peygamber çıkmıştı: "Nitekim, Biz size aranızdan ayetlerimizi oyukacak, sizi her kötülükten temizleyecek, size Kitab'ı ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek bir rasul (peygamber) gönderdik." (2: 151).
Cuma Suresi'nde şunları okuyoruz: "Kitapsız kimseler arasından, kendilerine ayetlerini okuyan, onları arıtan, onlara Kitabı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderen O1 dur. Onlar, daha önce, şüphesiz apaçık bir sapıklık içindeydiler..." (62: 2). Âl-i İmrâri Suresi'nde de şöyle buyurulmuştur: "Andol-sun ki Allah, daha önce açık bir sapıklık içindeyken mü'minlere, ayetlerini okuyan, onları arıtan, onlara Kitap ve hikmeti öğreten, kendilerinden bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur." (3: 164)
Kur'an-ı Kerim'deki bu ayet, Rasulullah'ın üç amacını açıklamaktadır:
1- İnsanlara Allah'ın emirlerini açıklamak ve göstermek.
2- İnsanlara, Kitabı ve Kitap'ta anlatılanların gayesini anlayabilmek için hikmeti öğretmek. Hikmet, aynı zamanda insanlar için Allah'ın Kanunu'na göre doğru karar verme kabiliyeti, sağduyusu demektir.
3- Onların kalplerini, hareket ve ahlâklarını yanlış ve günahlardan arındırmak ve yerine, güzel huy, ahlâk ve hareket sahibi kılmak. Arındırmanın iki bakımdan önemi vardır. İlki, arındırma vücut ve ruhun bütün kir ve günahlardan temizlenmesi demektir: ikincisi de vücut ve ruhun kendi tabiî ve fıtrî kabiliyetlerine göre beslenip, geliştirilmesidir. İnsanların peygamberler tarafından temizlenmesi her ikisini de içermektedir.
2- Kur'an Yorumcusu
Rasulullah, Allah tarafından Kur'an-ı Kerim'in emir ve talimini insanlara açıklıkla izah etmek için gönderilmiştir. Bu görev, sadece Kur'an-ı Kerim'in ayetlerini nakletmekten öte bir iştir. Rasulullah, Kur'an-ı Ke-rim'i kendi hadis ve sünnetiyle (söz ve davranış örneğiyle) açıklamıştır. "Açık delillerle ve Kitap'larla sana da bu zikri (Kur'an'ı) indirdik ki; kendilerine indirileni insanlara açıklayasın, ta ki düşünüp öğüt alsınlar." (16: 44).
Şüphesiz, Kur'an ayetlerinin tam anlaşılması için müfessirin izahına ihtiyaç vardır. Muhtelif gruplar arasındaki görüş ayrılıklarının da ortadan kaldırılması ve onlara Allah'ın emirlerinin anlatılması da Peygamber'in görevleri arasındadır: "Allah'a andolsun ki, senden önceki ümmetlere de (peygamberler) gönderdik; şeytan onlara yaptıkları şeyleri güzel gösterdi. O bugün de onların dostudur. Onlar için acı bir azap vardır. Sana Kitabı indirdik kî, hakkında ayrılığa düştüğü şeyi onlara açıklayasın ve inanan bir kavim için yol gösterici ve rahmet olsun." (16: 63-64).
Maide Suresi'nde şöyle buyurulmuştur: "Ey Kitap Ehli, elçilerin arasının kesildiği, bir boşluk meydana geldiği sırada size Elçimiz geldi, gerçekleri açıklıyor ki, 'Bize bir müj-deleyicİ ve uyarıcı gelmedi' demeyesiniz. İşte müjdeleyici ve uyarıcı geldi."Allah her şeye 'kadirdir.1' (5:" 19)
Rasulullah bu şekilde insanların bütün şüphelerini kaldırmakta ve onları cehalet küfründen (karanlığından) ilmin nuruna (ışığına) kavuşturmaktadır.
3- Lider Ve Rehber
Rasulullah insanlara aynı zamanda bir lider, rehber, önder ve imam olmuştur: "De ki: 'Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah bağışlayan, esirgeyendir.' De ki: Allah'a ve peygambere itaat edin.' Eğer yüz Çevirirlerse, bilsinler ki Allah, kâfirleri sevmez." (3: 31-32). Allah'ın kullarına olan sevgisi onların Allah'ın Rasulünü rehber ve önder olarak takip etmeyi kabul etmeleri şartına bağlıdır: "Ey inananlar! Allah'a itaat edin, Rasul'e ve sizden olan emir sahibine itaat edin. Eğer bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz —Allah'a ve ahiret gününe inanmışsanız— onu Allah'a ve Rasulüne götürün..." (4: 59).
Son karar yetkisi Allah'a ve O'nun Rasulüne aittir. Rasulüne itaat etmeyen Allah'a etmemektedir. Rasulullah'ın otoritesini hiç kimse tehdit edemez. Rasulullah'dan yüz çeviren mü'min (inanmış) değildir. "Ey iman edenler, Allah'a ve Rasulüne itaat edin. İşittiğiniz halde ondan dönmeyin." (8: 20). Te-ğabun Suresi'nde şu ayet bulunmaktadır: "Allah'a itaat edin, Rasul'e (Peygamber'e) itaat edin. Eğer bundan yüz çevirirseniz (bilin ki) Rasulümüze düşen apaçık tebliğdir." (64: 12).
Arafat'ta hacılar.
Allah-u Teala, Rasulünü İnsanlara önder ve rehber olarak tayin etmiş ve insanların ona itaat etmelerini emretmiştir. Allah'ın sevgi ve hoşnutluğunu kazanmanın, O'nun Rasulünü sevmek ve yolundan gitmekten başka bir yolu yoktur.
4- Kanun Koyucu
Rasulullah, sadece Allah'ın emirlerini açıklamakla kalmamıştır. Allah'ın izniyle ona, onlara iyilikle emredip, kötülükten nehyetmek yetkisi de verilmiştir. "... O peygamber onlara, uygun olanı emreder ve fenalıktan meneder, temiz şeyleri helâl, murdar şeyleri haram kılar; onların ağır yüklerini indirir, zor tekliflerini hafifletir. O peygambere inanan, hürmet eden, yardım eden, onunla gönderilen nura uyanlar yok mu? İşte onlar saadete erenlerdir." (7: 157).
Bu ayet, Allah'ın, peygamberine kanun koyma yetkisi verdiğinin açık bir ifadesidir. Rasulullah, insanların bazı şeyleri yapmalarının şer'î (kanunî) olduğunu ilân etmeye, bazı şeyleri ise yasaklamaya tam yetkilidir. İzin verdiği veya yasakladığı her şey şüphesiz Allah'ın emirleriyle ilgilidir. Rabbinin gücü, işareti ve izni olmadan en ufak bir şeye İzin veremez veya yasaklayamazdı. "O, kendiliğinden konuşmamaktadır. Onun konuşması ancak bildirilen bir vahiyledir." (53: 3-4). Allah da, insanların, Rasulullah @'m emrettiklerine uymalarım ve yasakladıklarından sakınmalarını istemiştir. "Allah ve Rasulü-ne inanın, size varis kıldığı şeylerden sarfe-din. Sizden, inanıp da, sarfeden kimselere büyük bir ecir (mükâfat) vardır." (57: 7).
5- Hâkim
Rasulullah'ın gönderiliş gayelerinden biri de, onun insanlar arasındaki davalarda Allah'ın Kanunu ışığında hüküm vermektir. Onun hâkim olarak mevkii peygamberlikten ayrı değildi. Bu fonksiyon da, ona Allah tarafından verilmiştir: "Biz sana Kitabı gerçek ile gönderdik ki, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği biçimde hüküm veresin..." (4: 105). Şûra Suresi'nde de şöyle buyurulmuştur: "... Ve de ki: 'Ben Allah'ın indirdiği Kitab'a inandım; aranızda adalet ile hükmetmekle emrolundum.' ..." (42: 15).
Nur Suresi'nde şu ayeti kerimeyi görüyoruz: "Aralarında hüküm verilmek üzere Allah'a ve Rasulüne çağırıldıkları vakit inananların sözü ancak; 'İşittik, itaat ettik.7 demeleridir?' (24: 51). Nisa Suresi'nde de şöyle buyurul-muştur: "Onlara: 'Allah'ın indirdiğine ve Peygamber'e gelin!' dendiğinde, münafıkların (iki yüzlülerin) senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün. Başlarına kendi işlediklerinden ötürü bir musibet çattığında sana gelip: 'Biz sadece iyilik etmek ve uzlaştırmak İstedik.' diye Allah'a yemin ediyorlar... Biz her peygamberi ancak, Allah'ın izniyle, itaat olunması için gönderdik... Hayır, Rabbi-ne andolsun ki, aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem tayin edip, sonra senin verdiğin hükmü içlerinde bir sıkıntı duymadan tamamen kabul etmedikçe inanmış olmazlar." (4: 61-65).
6- Yönetici
Kur'an-ı Kerim, Muhammed'in Allah tarafından insanları yönetmek için gönderildiğini muhtelif vesilelerle açıkça ifade etmektedir: Bu görev, onun Allah'ın Rasulü-Elçisi olma görevinin bir parçasıdır. "Biz hiçbir peygamberi, Allah'ın izni ile İtaat edilmekten başka bir amaçla göndermedik..;' (4: 64). Yine aynı surede, "Kim Rasul'e itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse (bilsin ki), Biz seni onlara bekçi göndermedik." buyurulmuştur. (4: 80). Fetih Suresi1 nde de şu Kelamullah'ı görüyoruz: "Sana biat edenler gerçekte Allah'a biat etmektedirler..." (48: 10). Muhammed Suresi'nde şöyle buyurulmaktadır: "Ey İnananlar! Allah'a ve Rasulüne itaat edin, işlerinizi boşa çıkarmayın." (47: 33).
Ahzâb Suresi'nde bu konu daha da açık olarak ifade edilmiştir: "Allah ve Rasulü, bir işte hüküm verdiği zaman, artık inanan bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim, Allah'a ve Rasulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur." (33: 36).
Mü'minlere, aralarındaki bütün ihtilâfların çözümü için bunları Allah'a ve Rasulüne getirmeleri emrolunmaktadır: "Ey inananlar! Allah'a itaat edin, Rasule ve sizden emir sahiplerine itaat edin. Eğer bir şeyde çekişirseniz, —Allah'a ve ahiret gününe inanmışsanız— onun hallini Allah'a ve Rasulüne bırakın..." (4: 59).
7- Uyarıcı Ve Müjdeleyici
Rasulullah, aynı zamanda, kâfirleri Allah'ın Dini'ni kabul etmemeleri ve bunun elim sonuçları bakımından uyarmak ve korkutmak, öte yandan, inananları Hüküm Gü-nü'ndeki mükâfat ve fecirleri müjdelemekle görevliydi: "Ey Peygamber! Biz seni şahit, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik." (33: 45).
Fatır Suresi'nde şöyle denmektedir: "Sen sadece bir uyarıcısın. Biz, seni gerçek ile birlikte müjdeleyicı ve uyarıcı olarak gönderdik. Geçmiş her ümmet içinde mutlaka bir uyarıcı bulunagelmiştir." (35: 23-24). Sebe Suresi'nde de şöyle buyurulmaktadır: "Biz, seni ancak bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların çoğu bilmezler." (34: 28).
8- İyiliği Emreden, Kötülüğü Nehyeden
Rasulullah'ın hayatında diğer bir önemli amaç da, iyi ve Hakk'a uygun olan işleri teşvik ve emretmek; şer olan işleri engellemektir. O, hayır ve selâmetin insanlar arasında yayılması, yeryüzünde âdil ve Hakkaniyet'e uygun bir düzeni kurmak için gönderilmiştir. "... O ki, kendilerine iyiliği emreder, kötülükten meneder; onlara güzel şeyleri helâl, kötü şeyleri haram kılar..." (7: 157).
Peygamber, bütün bu fonksiyonları, Allah'ın Rasulü sıfatıyla üstlenmiş ve,bunları büyük gayretiyle yerine getirmiştir.