- Hazan ve Hüzün

Adsense kodları


Hazan ve Hüzün

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Sun 11 July 2010, 01:44 pm GMT +0200
Hazan ve Hüzün


Bahar başlamadan hazan görmek! ışte bizim hayat serencamemiz Henüz birkaç çiçek açmışken soğuk rüzgarların uğultularıyla dumura uğrayan bir bahar Halbuki o çiçeklerden toplayıp kışta gelenlerin kabri başına gitmek hayalimizdi Kışın sıkıntılarına katlananlara itizar ediyoruz Bir sallantıda paramparça olan ümitlerimizi yine onların muştularıyla bina etmeye çalışıyoruz Öyle ya, tekerlek çoktan tümseği aşmıştı!

Hazan, eşyanın rengini solduran, birliğini, düzenini, ahengini bozan, kökle bağlantısını koparan hazan Dağınıklığın, perişaniyetin, ölümün remzi hazan Hüzün saçan, teessür, tahassür dağıtan hazan Hazan o kadar hüzünle bütünleşmiş ki, hüzünsüz hazan, hazansız hüzün neredeyse yok gibidir Sararan yapraklar, acımasız ve sert yeller, bamteline dokunulmuş gibi gözyaşı döken, yalnızlığa yelken açan ağaçlar, ıssızlaşan ormanlar, sığlaşan ve donan sular, neşvesini yitiren, göç eden kuşlar, inlerine çekilen hayvanlar, sıcak bir yuva arayan böcekler, soğuklara yenik düşen kelebekler hepsi içimize hüzünden bir çizik atar ve bizlerde garip bir yalnızlık hissini uyarırlar

Ama bunlar içinde hazandan en çok müteessir olan ağaçlardır Evet hazanda ağacın döktüğü yapraklar onun gözyaşlarıdır şefkatli bir ananın yuvasında tutamadığı çocuğunun arkasından ağlaması gibi ağlarlar, sessiz ve derin Her esintide ağlar ve hüznünü dallarının boğuk melodileriyle ağıtlaştırır Ağladıkça sesi azalır, sesi azaldıkça da etrafına gariplik dağıtır Döktüğü gözyaşlarını ürpertiyle seyreder, yavrusunu rüzgarların tokatlarıyla savrulurken görmek onun en büyük acısıdır Üzerindekiler de gitmeye müheyya, belki de ona en zor gelen de budur, onları kollarıyla sımsıkı tutmaya, beslemeye, hayat üflemeye çalışır ama heyhat, kökle olan bağı zayıflamış, yeteri kadar beslenemeyenlerinde kendisini kışın soğuk kılıçlarına terkedeceğini bilir Ve bu onu bir kez daha kahreder Bazıları bu kahre dayanamaz ve içten içe kendini eritir Kucak açtığı canlılar birer birer onu terkeder de meydan, içini oyan kurtlara kalır Teselli için bağrından çıktığı toprağa siner, ona daha bir sıkı tutunmaya çalışır Zaten kendisini ayakta tutan tek dinamik de odur; kökleri sağlam ve derin olmak Kökler ne kadar kuvvetli ve derin ise ağaç o kadar semeredar olur Zira bu yükleri, sağlam ayaklar, sabit kademler taşır Kış gelince de salar kendini tevekkül bağına ve ızdırapla bahar cemrelerinin kokusunu duymaya çalışır
Evet, bu hazan bizim için hüzün oldu Kurulan köprülere, uzanan ellere, açılan kapılara ateşler yağdı ve ümitlerimizin ufku bulandı Üzüldük yapraklar gibi savrulanlara, kuruyanlara Acıdık acımasızca öldürülenlere Teessüf ettik kimliğinden utananlara şaşırdık menfaatini insanların kavgasına bağlayanlara Sarsıldı hayallerimizde kurduğumuz gelecek Sardı benliğimizi koyu hüzünler, kuytu kederler Ağaçlar gibi yalnız, garip ve aciziz Haykıramıyoruz yapraklarımızı koparan fırtınalara, sesimiz cılız, dilimiz yabancı Yapacaklarımızı yapamama, yapılanların da her an elden gitme endişesi ruhlarımızı sardı Gerçi Allah'a itimadımız tam ama performansımızın yetersizliği de ortadaşimdilerde her zamankinden daha çok Allah'la irtibata, kalbimizin rotasının O'na doğru olmasına ihtiyacımız var ıhtiyacımız var; çünkü bizler gayet az, zayıf, fakir ve kuvvetsiz bir haldeyiz, düşman ise şimdilerde daha planlı, programlı ve stratejik Hatta denilebilir ki, düşmanın çok profesyonel, sistemli, ayrıntıları ihmal etmeyen yapısı güçsüzlüğümüzün boyutlarını derinleştiriyor Fakat ne gam! Bizim öyle bir dayanak noktamız, öyle bir intisabımız, öyle bir kuvvetimiz, öyle bir hazinemiz, öyle bir ışığımız, öyle bir vesilemiz ve öyle bir ittisalimiz ve bağımız var ki, onunla değil şimdikiler, tarih içindeki bütün mütecavizler toplansa, hatta cinlerden, ifritlerden yardım da alsalar bizi endişelendirmez ve korkutmaz Ellerine aldıkları her taş bomba olsa, üfürükleri ateş olsa bile hiç aldırış etmeyiz Çünkü biz biricik güç ve kuvvet kaynağına kendimizi bağlamışız Evet iman ve onun derinliği bize öyle bir cesaret veriyor ki, bu cesareti ifade etmede aslanların cesareti laf-ı güzaftır O'nun güç ve kuvvetinin sınırı, nihayeti yoktur Elverir ki onun rahmetini üzerimize celbedecek halimiz olsun

Gerçi her hazan kış demek değildir, her bahar da yazın güzel olacağını bize söylemez Nice soğuk hazanlar vardır ki, kış onun yanından meltem gibi geçer, nice iç ısıtan baharlar da vardır ki, yaz baharın bütün yapraklarını kavurur ve kurutur Bazen de kışın sert geçmesi, baharın güzelliğinin habercisi olur Allah'tan ümit ediyoruz, bahar geç bile gelse, uzun ömürlü ve semeredar olsun


Gültekin Bibar