sumeyye
Tue 18 January 2011, 04:44 pm GMT +0200
Hayvanların Kısımları:
Hayvanlar kısım kısımdır: [492]
İ. Evcil Hayvanlar:
Bunlardan bir kısmı mubahtır; deve, sığır ve davar (koyun ve keçi) gibi. "Hayvanlar (deve, sığır ve davar) size helâl kılındı.[493] âyeti bu manayı ifade eder.
Çünkü bu hayvanlar temizdir, mizaç bakımından mutedil ve insan türüne uygundur.
Hayber günü atların yenmesine izin verilmiş[494] eşeklerin yenmesi ise yasaklanmıştır. Çünkü at etini Arap Acem temiz bulur, o en üstün hayvandır, insana benzer. Eşek ise hamakatte ve aşağılıkta darb-ı meselliktir; şeytanı görür ve amrır. Yaratılışça üstün, nefisçe temiz olan Araplar, daha önceleri de onu yemeyi kendilerine haram kılmışlardır.
Tavuk ve tavuk manasında olan kaz ve ördek etleri de yenilir. Çünkü bunlar temizdir. Horoz meleği görür ve öter.
Köpek ve kedi haramdır; çünkü bunlar yırtıcı hayvanlardandır ve leş yerler. Köpek şeytandır. [495]
ii. Vahşî Hayvanlar:
Bunlardan isim ve yapı itibariyle deve, sığır ve davara benzer olanları helâldir; geyik, yaban öküzü, deve kuşu gibi. Rasûlullah (s.a.), kendisine hediye edilen yaban eşeği (zebra) etini kabul etmiş ve onu yemiştir. Tavşanı kabul etmiştir. Sofrasında keler yenmiştir. Araplar bu hayvanları temiz buluyorlar ve yenmesinden tiksinti duymuyorlardı. Keler (dabb) konusunda, kendinin yememe-sine bir defasında, "Benim memleketimde bulunmaz; bu itibarla onu içim çekmiyor.[496] şeklinde, bir defasında da, meshedilen bazı kavimlerin onun suretinde olabileceği ihtimalini[497] gerekçe göstermiştir. Bir defasında da onun yenmesini yasaklamıştır.
Bence bu rivayetler arasında bir çelişki yoktur. Çünkü yenmesini terk için iki gerekçe vardır ve bunlardan her biri tek başına mazeret için yeterlidir. Ancak onu yemenin terki, haramdan kaçınma şeklinde değil de takva (vera1) kabilindendir. Yasak ile de tenzîhen mekruhluğu kastetmiştir.
Vahşî hayvanlardan köpek dişli olanların yenilmesini yasaklamıştır. Çünkü bu hayvanların tabiatı itidalli değildir, huyları kötü ve kalpleri katıdır.
Kuşlardan güvercin ve serçe mubahtır. Bunlar temiz bulunmaktadır. Kuşlardan pençeli olanların (avını pençesi ile yakalayanlar) yenilmesi yasaklanmış ve bunlardan bir kısmı hakkında "fâsık=muzır" tabiri kullanılmıştır. Dolayısıyla yenilmesi caiz değildir.
Cîfe (leş) ve pislik yiyen ve Araplarca pis ve iğrenç (habâis) bulunan her şeyin yenilmesi mekruhtur. Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
"O peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten men eder, onlara temiz olan şeyleri helâl, pis ve iğrenç olan şeyleri haram kılar.[498]
Çekirge, Rasûlullah (s.a.) zamanında yenilmiştir. Çünkü Araplar bunu temiz kabul ederler. [499]
iii. Deniz Hayvanları;
Bunlardan, Araplarca temiz bulunanlar mubahtır; balık, anber[500] gibi. Araplarca pis ve iğrenç bulunan, yenilmesi haram olan hayvan adıyla isimlendirilen -domuz gibi deniz ürünlerine gelince, bunlar hakkında delillerde tearuz bulunmaktadır. Bunlardan sakınmak daha faziletlidir. [501]
[492] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/574.
[493] Mâide 5/1.
[494] Bütün mezhepler at etinin yenilmesini mubah görmemektedir. Müellif, mübalı kılanların görüşünü esas almıştır.
[495] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/574-575.
[496] Buhârî, Afime, 10, 14.
[497] bkz. Ebû Dâvûd, Afime, 27 (3795); İbn Mâce, Sayd, 16.
[498] A'râf 7/157.
[499] Temizin ötesinde en lezzetli yiyeceklerinden sayıldığı ve bir değerlendirme hk. bkz. Erdoğan, Mehmet, İslâm Hukukunda Ahkâmın Değişmesi, İst. 1990, s. 142.
Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/575-576.
[500] Bir tür balık olup, derisinden kalkan yapılır.
[501] "Denizin ölüsü helâldir" (Ebû Dâvûd, Taharet, 41) hadisinin genel ifadesi, deniz domuzu dahil bütün deniz ürünlerinin helâl olması yönünün tercihini gerektirir. Hakkında nass bulunmayan hayvan ya da yiyeceklerin mübahlık ya da mekruhluğu, her kavmin kendi örf ve telakkisine bırakılma!ıdir. Bizim nefretimizi gerektiren bir şey, başkalarının pekâlâ en lezzetli yiyeceklerinden olabilir. Bunda coğrafi bölge farklılıklarının ve alışılmış I iğin Önemi çok büyüktür. Rasûlullah'ın (s.a.) keler hakkında söylediği "Benim memleketimde bulunmaz; bu itibarla onu içim çekmiyor." İfadesi bu konuda önemli bir işaret olmalıdır.(Ç)
Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/576.