sidretül münteha
Mon 10 January 2011, 05:18 pm GMT +0200
HAYVAN KESİMLERİ
3890- Şeddâd bin Evs radiyallahu anh'-dan:
Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel-lem'den iki şey ezberledim; şöyle buyurdu:
"Allah her şeyin iyi ve mükemmel yapılmasını farz edip emretmiştir. Onun için öldürdüğünüz zaman usulüne riayet ederek iyi ve güzel öldürün. Hayvan kestiğiniz zaman da usulüne riayet ederek iyi ve güzel kesin. Biriniz bıçağını iyi bilesin ve böylece keseceği hayvanını rahatlatsın."
[Müslim ve Sünen ashabı.]
3891- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem
bıçakların bilenmesini ve bunların hayvanlardan gizlenmesini emretti." Buyurdu ki: "Biriniz hayvanını keseceği zaman o işi hızlı yapsın." [İbn Mâce]
3892- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan, dedi ki:
"Kim (hayvan keserken) Besmele'yi unutursa, sakıncası yoktur. Kasten terk ederse (eti) yenmez." [Rezîn]
3893- İbn Amr radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem
buyurdu:)
"Herhangi bir insan, bir serçe kuşunu ya da büyüğünü hakkını vermeden öldürürse, Allah mutlaka ona bunun hesabını sorar." Denildi ki:
"Ey Allah'ın Resulü! Onun hakkı nedir?" Şöyle buyurdu:
"Kesip onu yer, başını koparıp atmaz."
[Nesâî]
3894- Ebû Vâkıd radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem
Medine'ye geldi. Medine'liler devenin hör-güçlerini ve koyunun kuyruklarını kesip yiyorlardı. Şöyle buyurdu: «Diri iken hayvandan kesilen parçalar ölüdür (yenilmez)»." [Ebû Dâvud ve aynı lafızla Tirmizî.]
3895- Ebu'l-Uşerâ radiyallahu anh'dan, o da babasından:
Dedim ki: "Ey Allah'ın Resulü! Hayvanı kesme işi, yalnız boğaz ve gırtlaktan mı olur?"
Şöyle buyurdu: "Mızrak gibi bir şeyle uyluğuna (kaba etine) vurup öldürsen de yetişir." [Nesâî, Ebû Dâvud ve Tirmizî.]
Ebû Dâvud: "Bu tür kesim, yukarıdan aşağıya yuvarlanıp da düşen hayvanlar için bahis konusudur."
Tirmizî dedi ki: Yezîd bin Hârûn: "Bu, ancak zaruret hallerinde uygulanır" dedi.
3896- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan, dedi ki: "Elinde (tasarrufunda) bulunan hayvanlardan seni (normal kesişten) aciz bırakan hayvan, av gibidir." Bir kuyuya yuvarlanıp düşen hayvan hakkında da şöyle dedi: "Gücün yettiği yerinden onu kes!"
Ali, İbn Ömer ve Âişe de aynı görüşü paylaşmışlardır.
Aynca İbn Abbâs der ki: "Kesme işi, boğazdan ve boğaz başlangıcından olur." .**-
O, Enes ve İbn Ömer dediler ki: "Baş, boğazdan kesilirken (aceleyle) yerinden kopsa bunda sakınca yoktur. Ama bunu bilerek yapmasın. Ense tarafından kesilmişse yenmez. Baş kopsa da kopmasa da fark etmez."
[Buhârî bir bâb başlığında.]
3897- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem,
şeytanın yarmasını yasakladı.
(Râvi) İbn îsâ şu izahı ilave etti: "Şeytan yarması, derisi kesilip boğaz damarları iyice kesilmeden ölünceye kadar öylece terk edilen kesilmiş hayvandır." [Ebû Dâvud]
3898- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem
buyurdu:)
"Ceninin kesimi, annesinin kesimidir." [Tirmizî]
3899- Ebû Davud'un lafzı: Dedik ki: "Ey Allah'ın Resulü! Deve kesiyoruz, sığır ve koyun kesiyoruz, karınlarında yavru buluyoruz; onu atalım mı, yiyelim mi?"
Şöyle buyurdu: "Dilerseniz onu yiyin, çünkü onun kesimi, annesinin kesimidir (Yani onu ayrıca kesmeye gerek yoktur)."
3900- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: Şöyle derdi: "Deve boğazlandığı zaman,
onun boğazlanması karnındaki yavrunun bo-ğazlanmasıdır. Yeter ki ceninin yaratılışı tamamlanıp tüyleri bitmiş olsun. Annesinin karnından çıktığı zaman yine de, içindeki kan çıksın diye boğazlanır." [Mâliki
3901- Rafı' bin Hadîc radiyallahu anh'dan: "Biz Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ile Tehâme'nin Zü'1-Huleyfe mevkiinde beraberdik; insanlar açlıkla karşı karşıya kaldılar. Deve ve koyunlar elde ettiler. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem kavmin arkala-rındaydı. Acele davranıp kestiler, tencereler kurdular. Emretti, tencerelerin altı söndürüldü. Sonra on koyuna karşı bir deve olarak taksim etti. İçlerinden bir deve kaçtı, peşine düştüler, onları yordu. Toplulukta at sayısı azdı. Bir adam ona ok atmak istedi, Allah fırsat vermedi. Bunun üzerine şöyle buyurdu: «Bu hayvanların yabani hayvanlar gibi kötü ve yaramaz halleri olur. Başa çıkamadıklarınıza böyle yapın!»
Dedim ki: «Ey Allah'ın Resulü! Biz yarın düşmanla karşılaşacağız. Beraberimizde kesecek bıçak bulunmayabilir, kamışla kesebilir miyiz?»
«Kanlarını akıtan şeyle, Allah'ın adı anılarak kesildiğinde yiyin. Yeter ki kesen şey diş ve tırnak olmasın, bunun sebebini size anlatacağım: Diş kemiktir. Tırnak ise Habeşlilerin bıçağıdır»." [Mâlik hariç, Altı hadis imamı.]
3902- Adiyy bin Hatim radiyallahu anh'dan: Dedim ki:
"Ey Allah'ın Resulü! Birimiz bir av elde eder; beraberinde bıçak bulunmayabilir; çakmak taşı ile yahut değnek parçasıyla onu kesebilir mi?"
"İstediğin şey ile kanı akıt ve Allah' in adını an (Besmele çek)!" buyurdu.
[Ebû Dâvud ve Nesâî]
3903- Ka'b bin Mâlik radiyallahu anh'-dan:
"Onların bir cariyeleri koyun otlatıyor-mu§, ölmekte olan bir koyun görmüş, hemen bir taş kırmış ve o kırık taşla hayvanı kesmiş. Bu koyun hakkında Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e sormuşlar; o da yenilmesini emretmiş. [Buhârîve Muvatla'.]
3904- Atâ bin Yesâr radiyallahu anh'dan, o da Hâriseoğullanndan bir adamdan:
"O, yeni doğurmuş (sağmal) devenin ölmekte olduğunu görmüş, onu kesecek bir şey bulamamış. Bulduğu bir kazığı boğazının başlangıcına batırarak kanını akıtmış. Sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e durumunu bildirince yenilmesini emretmiş."
[Ebû Dâvud.]
Mâlik'in ibaresi ise şöyledir: "Onu çuvala sokulan ucu sivri ağaç parçasıyla kesti."
3905- Zeyd bin Sabit radiyallahu anh'dan, dedi ki:
"Bir kurt bir koyuna saldırıp yaralamıştı. Bunun üzerine koyunu çakmak taşıyla kesmişler. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de onun yenmesine müsaade etti." [Nesâî]
3906- Ebu'd-Derdâ radiyallahu anh'dan: "Oklara hedef olan hayvanın etinin yenmesini Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem yasakladı." [Tirmizî]
3907- Rezîn şunu da ekledi:
"Halîsenin (yani kurdun kapıp da kendisinden umut kesildikten sonra kurtarılan koyunun) yenmesini de yasakladı."
3908- Âişe radiyallahu anhâ'dan: Dediler ki: "Ey Allah'ın Resulü! Bir kavim bize et getiriyor, fakat kesilirken üzerine Allah'ın adının anılıp anılmadığını bilmiyoruz." Şöyle buyurdu:
"Siz Besmele çekip yiyiniz!" Âişe dedi ki: "Onlar (bu soruyu soranlar) henüz yeni müs-lüman olmuşlardı."
[Buhârî, Ebû Dâvud ve Nesâî]
3909- Dihye radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e
yün cübbesi ile iki mest hediye edildi, onları eskitinceye kadar giydi de mestlerin Allah'ın adı üstüne çekilerek kesilen hayvanın derisi olup olmadığını sormadı."
[Taberânî, Mu'cemu'I-Kebîr'de zayıf bir senedle.]
3910- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Ona Arap Hristiyanların kestikleri
(hayvanlar) hakkında sordular. Yenmesinde herhangi bir sakınca bulunmadığını söyledi. Ve şu âyeti okudu: «İçinizden kim onlarla dostluk kurarsa, o onlardandır.» (Mâide 51)" [Mâlik]
3911- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem,
bedevilerin cömertlik yarışı için kestikleri hayvanın etini yemekten alıkoydu. [Ebû Dâvud mevkuf bir isnadla.]
3912- Ukayl'in azatlısı Ebû Murre'den: "Ebû Hureyre'ye, kesildikten sonra bir
kısmı hareket eden bir koyun hakkında sordular; «Yenebilir» dedi. Zeyd bin Sâbit'e sorduklarında ise: «Ölü hayvan da hareket edebilir» diyerek, yenilmesini yasakladı." [Mâlik]
3913- Enes radiyallahu anh'dan:
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Kesmekte olduğunuz hayvanın üzerine besmele çekerken tekbir de getirin!"
[Taberânî, Mu'cemu' l-Evsat'U zayıf bir senedle.]
3914- Kurre bin İyâs radiyallahu anh'dan: Bir adam şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü!
Ben koyunu acıyarak kesiyorum" ya da "Koyunu boğazlarken ona acıyorum" dedi. Şöyle buyurdu:
"Koyuna gelince, ona acırsan Allah da seni esirger." [Ahmed]
3915- Bezzâr, Taberânî, Mu'cemu' l-Kebîr ve's-Sağîr'dc: "Ben koyun keserim, ancak şüphesiz ona acıyorum" lafzıyla rivayet etti.
3916- Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr'de Ebû Ümâme'den merfû olarak:
"Kim bir serçe kuşu keserken dahi, acırsa Allah onu kıyamet gününde esirger."
3917- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem,
ayağını koyunun böğrüne basıp bıçağını bilemekte olan bir adamın yanından geçmiş ve şöyle buyurmuş: "Daha önce bileseydin olmaz mıydı? Yoksa onu iki kez öldürmek mi istiyorsun?"
[Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr ve'I-Evsat'ta.]
3918- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: Bir kadın, ona: "Bize çekirge hakkında
fetva ver!" dedi; şu cevabı verdi: "Onun hepsi temizdir." [Taberânî, Mu'cemu' l-Kebîr'de]
3919- Câbir radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, bize teşrif ettiler, ona bir dişi keçi kesmek istedim. Hayvan yaramazlık yaptı, bunu duyunca şöyle buyurdu: «Ey Câbir! Süt ve nesil veren hayvanı kesme!» Şöyle dedim: «Ey Allah'ın Resulü! Bu, hurma ve yaş hurma verip beslediğim bir yaşına girmiş bir dişi keçidir. Onun için böyle semizleşmiştir»." [Ahmed zayıf bir senedle.]
3890-Bu hadisi Müslim (sayd no. 57, s. 1548-9), Tirmizî (no. 1409), Ebû Dâvud (no. 2815), Nesâî (dahâyâ 22, VII, 227) ve İbn Mâce (no. 3170), Hâlid el-Hazzâ an Ebî Kılâbe an Ebî'l-Eş'as an Şeddâd b. Evs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
3891-Bu hadisi İbn Mâce (no. 3172), Muh. b. Abdirrahman b. ahî Hüseyn el-Cu'fî an Mervân b. Muh. an İbn Lehî'a an Kurre b. Hayveîl ani'z-Zührî an Sâlim b. Abdillah b. Ömer an ebîhî senedi ile tahrîc ettiler.
3893-Bu hadisi Nesâî (dahâyâ 42/1, VII, 239), Kuteybe an Süfyân an Amr b. Dînâr an Suhayb mevlâ İbn Abbâs an İbn Amr senedi ile tahrîc etti.
İbnu'l-Kattân, Suhayb'ın hâlinin bilinmediğini söylemiştir. Hadisin Ahmed, Şâfiî, Nesâî ve İbn Hibbân'ın tahrîc ettikleri bir başka tariki daha vardır (Neyl VIII, 143).
3894-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2858), Tirmizî (no. 1480) ve İbn Mâce (no. 3216), Abdurrahman b. Abdillah b. Dînâr an Zeyd b. Eslem an Atâ b. Yesâr an Ebî Vâkıd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
İsnâdı hakkında Tirmizî "hasen garîb" hükmü verdi.
3895-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2825), Tirmizî (no. 1481) ve Nesâî (dahâyâ 25, VII, 228), Hammâd b. Seleme an Ebî'l-Uşerâ (Usâme b. Mâlik b. Kahtam) an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Tirmizî, isnâdı hakkında "garîb" hükmü vermiştir.
3896-Sahîh-i Buhârî, zebâih ve's-sayd 23-24, VI, 227.
3897-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2726), İbnü'l-Mübârek an Ma'mer an Amr b. Abdillah an İkrime an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc etti.
Amr b. Abdillah es-San'ânî hakkında menfî sözler sarfedilmiştir (Neyl VIII, 148).
3898-3899-Bu hadisi Tirmizî (no. 1476) ve Ebû Dâvud (no. 2827), Mücâlid an Ebî'l-Veddâk an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Tirmizî'ye göre isnâdı "hasen sahîh"tir.
3900-Mâlik (zebâih no. 8, s. 490), bu mevkûfu an Nâfi' an İbn Ömer senedi ile tahrîc etmiştir.
3901-Bu hadisi Buhârî (zebâih 15, VI, 224-5; 18/3, VI, 225-6; 20, VI, 226; 23, VI, 227; 36-37, VI, 233; cihâd 191, IV, 37, lafız buraya aittir; şirket 3, III, 110; 16, III, 114), Müslim (adâhî 20-23, s. 1558-9), Tirmizî (no. 1491-2), Ebû Dâvud (no. 2821) ve Nesâî (dahâyâ 20-21, VII, 226; 26, VII, 227), Abâye b. Râfi' b. Hadîc an ebîhî an ceddihî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
3902-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2824), Nesâî (dahâyâ 19/1, VII, 225) ve İbn Mâce (no. 3177), Simâk b. Harb an Müriyy b. Kutarî an Adiyy asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
3903-Bu hadisi Mâlik (zebâih 4, s. 489) ve Buhârî (zebâih 18/1-2, VI, 225), Nâfi' mevlâ İbn Ömer an İbn Ka'b b. Mâlik an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
3904-Bu hadisi Mâlik (zebâih no. 3, s. 489) ve Ebû Dâvud (no. 2823), Zeyd b. Eslem an Atâ b. Yesâr an raculin min benî Hârise asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
3905-Bu hadisi Nesâî (dahâyâ 18/2, VII, 225), Muh. b. Beşşâr an Muh. b. Ca'fer an Şu'be an Hâdır b. el-Muhâcir el-Bâhilî an Süleymân b. Yesâr an Zeyd b. Sâbit senedi ile tahrîc etti. Râvileri Sahîh ricâlindendir, mechûl yahut makbl olan Hâdır b. el-Muhâcir dışında (Neyl VII, 145).
3906-Bu hadisi Tirmizî (no. 1473), Ebû Kureyb an Abdirrahîm b. Süleymân an Ebî Eyyûb el-İfrîkî an Safvân b. Süleym an Saîd b. el-Müseyyeb an Ebî'd-Derdâ senedi ile tahrîc etti ve "garîb" hükmü verdi.
3907-Bu hadisi Mâlik (zebâih 1, s. 488), Buhârî (zebâih ve's-sayd 21, VI, 226; buyû‘ 5/2, III, 5-6; tevhîd 13/6, VIII, 170), Ebû Dâvud (no. 2829) ve Nesâî (dahâyâ 39, VII, 237), Hişâm b. Urve an ebîhî an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
3909-Yahyâ b. ed-Durays an Uyeyne b. Sa'd ani'ş-Şa'bî tarikiyle gelmiştir. Heysemî, Yahyâ'yı tanımadığını söylemiştir. Diğer ricâli güvenilir kimselerdir (Mecma‘ V, 139).
3910-Mâlik, bunu (zebâih 5, s. 489), an Sevr b. Zeyd ed-Dîlî an İbn Abbâs senediyle tahrîc etti.
3911-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2820), Hârûn b. Abdillah an Hammâd b. Mes'ade an Avf an Ebî Reyhâne an İbn Abbâs senedi ile tahrîc etti.
3912-Bu hadis-i mevkûfu Mâlik (zebâih no. 7, s. 490), an Yahyâ b. Saîd an Ebî Murre senedi ile tahrîc etmiştir.
3913-Râvilerinden Osmân b. Abdirrahman el-Kuraşî zayıftır (Mecma‘ IV, 30).
3914-3915-Bu hadisi Ahmed (V, 34), İsmaîl b. İbrâhîm an Ziyâd b. Mihrâk an Muâviye b. Kurre an ebîhî senedi ile tahrîc etti.
Heysemî'ye göre râvileri güvenilir kimselerdir güvenilir kimselerdir (Mecma‘ IV, 32).
3916-Heysemî'ye göre râvileri güvenilir kimselerdir teşekkül etmiştir (Mecma‘ IV, 32).
3917-Heysemî'ye göre râvileri Sahîh ricâlindendir (Mecma‘ IV, 33).
3918-Kezâ bunun da râvileri Sahîh ricâlindendir (Mecma‘ IV, 39).
3919-Bu hadisi Ahmed (III, 396), Attâb an Abdillah an Ömer b. Seleme b. e. Yezîd an Câbir senedi ile tahrîc etti.
Heysemî, isnâdında tanımadığı birinin mevcdiyetine dikkat çekmiştir.