- Hayızlı kadının boşanması

Adsense kodları


Hayızlı kadının boşanması

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafiza aise
Tue 22 March 2011, 01:06 pm GMT +0200
2. Ayhali Gören Kadının Boşanması Meselesi

 

176. Abdullah ibn Ömer (r.anhümâ)'dan rivayet edilmiştir:

"Abdullah ibn Ömer, hanımım, ayhali (hay izli) iken boşamışü. Bunun üzerine Ömer, (bu durumu,) Resulullah (s.a.v)'e anlatmış. Resu-lullah (s.a.v)'de bu duruma kızmış, sonra da:

Hanımına geri dönsün. (Hayızmdan) temizlenip (tekrar) bir hayız (daha) görüp sonra (tekrar) temizleninceye kadar (hanımını nikahı altında) tutsun. Eğer onu boşamak isterse, temizken (kendisiyle) cinsel İlişkide bulunmadan boşasın.

İşte şanı yüce olan Allah'ın; kadınların, içinde, boşanmasını emrettiği iddet (dönemi), budur' buyurmuştur.[743]

Buna benzer bir rivayet daha var. Bu rivayetin içerisinde şu ifade yer almaktadır:

Ona emret! Hanımına geri dönsün. Ta ki kadın, içerisinde boşadığı ha-yızdan başka yeni bir hayız gör(ünceye kadar onu nikahı altında tut)sun. Eğer onu boşamak isterse, hayızından temizken (kendisiyle) cinsel ilişkide bulunmadan boşasın. İşte yüce Allah'ın emrettiği iddet (dönemi) için boşamak, budur.

Abdullah ibn Ömer, hanımını, bir talak İle boşamıştı. Bu da, kadının talaklarından (bir talak) sayıldı.[744] Bunun üzerine Abdullah, Resulullah (s.a.v)'in kendisine emrettiği (şekil-üzere) hanımına geri döndü.[745]

Zübeydî yolundan buna benzer bir rivayet daha var. Yalnız bu rivayette, Abdullah ibn Ömer şöyle der:

Bunun üzerine eşime geri döndüm. Yapmış olduğum talak ise, kadın için bir talak sayıldı.[746]

Yine Müslim'in bir rivayeti, şu şekildedir:

Abdullah ibn Ömer, hanımını, hayızlı iken boşamıştı. Bunun üzerine Ömer, bu durumu, Peygamber (s.a.v)'e anlatmış. Peygamber (s.a.v):

Ona emret! Hanımına geri dönsün. Sonra onu, ya temizken yada hamile olduğu halde boşasın' buyurdu. [747]

Yine Müslim'in konu ile ilgili başka bir rivayetinde, Abdullah ibn Ömer şöyle der:

Resulullah (s.a.v) zamanında eşimi hayız halinde iken boşamıştım. (Babam) Ömer, bu durumu, Resulullah (s.a.v)'e anlatmış. Bunun üzerine Resu-Iuilah (s.a.v):

Ona emret! Hanımına geri dönsün. Sonra onu, temizlenip başka bir hayız görünceye kadar terk etsin. Kadın temizlendiği zaman, onu, ya cinsel ilişkide bulunmadan önce boşasm [748] yada nikahında tutsun. Çünkü Allah, kadınların İçinde boşanmasını emrettiği iddet (dönemi) budur. [749]

Ubeydullah der ki:

Nâfi'ye: Boşama ne oldu?' diye sordum O da:

Bu boşama, bir talak olup onu (bir talak) saydı1 diye cevap verdi, [750] Yine Buhârî ile Müslim'in, buna benzer bir rivayeti daha olup bu rivayeti  Kadınların içinde boşanmasını" ifadesine kadar nakletmişlerdir. [751]

Yine Buhârî ile Müslim'in konu ile ilgili diğer bir rivayetleri şu şekildedir:

Abdullah ibn Ömer, hanımlarından birini, hayız halinde iken bir talakla boşamıştı. Resulullah (s.a.v), (bu durumu haber alınca, ona,) hanımına geri dönmesini, sonra hanımı temizlenip kendi yanında ikinci bir (kez) hayız görünceye kadar alıkoymasını ve kadına o hayızdan temizleninceye kadar mühlet vermesini emretmiş. Eğer kadını boşamak isterse, kadın temizlendiği zaman onunla cinsel ilişkide bulunmadan boşamasını, işte kadınların içinde boşanmasını Allah'ın emrettiği iddet (dönemin)in [752] bu olduğunu bildirmişmiş.[753]

Yine Buhârî'nin konu ile ilgili başka bir rivayeti şu şekildedir:

Abdullah ibn Ömer'e, (hanımını) üç (talakla) boşayan kimsenin hükmü soruldu. Abdullah ibn Ömer, soruyu soranlardan (her) birine:

Eğer (hanımını) üç (talakla) boşamış isen, artık o kadın, senden başka bir erkekle evleninceye kadar sana haram olmuştur' diye cevap verdi.

Buhârî (devamla) der ki: Bu konuda bir başkası ise şunu ilave etmiştir: Abdullah ibn Ömer:

Eğer (hanımını) bir talakla yada iki talakla boşamış olsaydın, elbette kadına dönme hakkın olurdu. Çünkü (eşimi bir talakla boşa-dığım zaman,) Peygamber (s.a.v), bana, eşime geri dönmemi emretti dedi. [754]

Yine Müslim'in konu ile ilgili bir rivayeti şu şekildedir:

Abdullah ibn Ömer'e, (hanımını) üç (talakla) boşayan kimsenin hükmü soruldu. Abdullah ibn Ömer, soruyu soranlardan her birine:

Eğer hanımın, bir yada iki talakla boşadıysan; işte Resulullah (s.a.v), (eşimi bir talakla boyadığımda) bana, eşime geri dönmemi emretti. Eğer (hanımını) üç talakla boşadıysan, o, başka bir erkekle ev-Ienmedikçe kadın sana haram olmuştur. Hem hanımını boşaman hususunda sana verdiği emirde Allah'a asi oldum' dedi.

Müslim (devamla): '(Hadisin ravisi) Leys: 'Bir talak" sözünde dikkatli davranmıştır' dedi. [755]

Yine Buhârî ile Müslim'in, Muhammed ibn Şîrîn yolundan yaptığı rivayet şu şekildedir:

Kendisini itham etmediğim bir kişi, bana, yirmi yıldır şu hadisi rivayet edip durur:

Abdullah ibn Ömer, hanımını, hayız halinde iken boşamış, ona hanımına geri dönmesi emir buyurulmuş.

Ben (hadisin) ravisini itham etmiyor, fakat hadisi de bilmiyordum. Derken (günün birinde) Ebu Gallâb Yûnus ibn Cübeyr el-Bâhilî'ye rastladım. Bu kişi, özü-sözü sağlam birisi idi. Bana anlattığına göre; kendisi, Abdullah ibn Ömer'e, (hayızh iken kadını bir talakla boşamanın hükmünü) sormuş o da; hanımını, hayız halinde iken bir talakla boşadığını, sonra da (hanımına) geri dönmekle emrolunduğunu rivayet etmiş. Ebu Gallâb dedi ki: Ben:

Bu talak, senin aleyhine sayıldı mı?' diye sordum. Abdullah ibn Ömer:

Neden (olmasın)! Eğer (insan) acizlik gösterip ahmaklık ederek (hanımını boşasa, onun bu ahmaklığı, bu talakı geri getirir mi)?' diye cevap verdi."

Bu; Müslim'in, Ali b. Hucr'dan yaptığı rivayetin metnidir, [756] Abdulvâris'in rivayetinde ise, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:

Onu, iddetinin önünde boşar. [757]

Buhârî ise, bu hadisi, Muhammed ibn Sîrîn'den bu manada rivayet etmiş, fakat hadisin baş kısmında geçen Muhammed ibn Sîrîn'in sözüne yer vermemiştir. [758]

Yine Buhârî ile Müslim, bu hadisi, Enes ibn Şîrîn yoluyla Abdullah ibn Ömer'den rivayet etmişlerdir. [759]

Yine Müslim'in, Ebu'z-Zübeyr yolundan yaptığı rivayet ise şu şekildedir:

"Ebu'z-Zübeyr, Azze'nin azadlısı Abdurrahman ibn Eymen'i, Abdullah ibn Ömer'e şöyle soru sorarken işitmiş:

Hanımını hayız halinde iken boşayan bir adam hakkında ne dersin? diye sormuş. Bu konuşmayı, Ebu'z-Zübeyr'de işitiyormuş. Abdullah ibn Ömer:

Resulullah (s.a.v) zamanında Abdullah ibn Ömer, hayız halindeki hanımını boşamıştı. Ömer, (bu meseleyi,) Resulullah (s.a.v)'e sorarak:

Gerçekten Abdullah ibn Ömer, hanımını, hayızh iken boşamış dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v), Ömer'e:

Oğlun, hanımına geri dönsün!' diyerek kadını (bana) iade edip:

Kadın (hayizdan) temizlendiği zaman (oğlun) onu, ya boşasın yada (nikahı altında) tutsun' buyurdu. Abdullah ibn Ömer: Peygamber (s.a.v):

Ey Peygamber! Kadınları boşayacağınız zaman onları iddetlerinîn önünde boşaym [760] ayetini okudu' dedi.[761]

Yine Buhârî'nin bir rivayetinde, Ma'mer der ki: Bize Abdulvâris tahdis etti. Abdulvâris'de dedi ki: Bize Eyyûb, Saîd ibn Cübeyr'den tahdis edip dedi ki: Abdullah ibn Ömer:

(Hanımımı boşamam,) benim üzerime bir talak sayıldı. [762]

Buna herhangi bir şey ilave edilmemiştir.

Ebu Davud'un konu ile ilgili rivayeti ise şu şekildedir:

"Resulullah (s.a.v) zamanında Abdullah ibn Ömer, hayız halindeki hanımını boşamışti. Ömer, bu meseleyi, Resulullah (s.a.v)'e sormuştu. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v):

Ona emret, hanımına geri dönsün. Sonra (hayızından) temizlenip (tekrar) bir hayız (daha) görüp sonra (tekrar) temizleninceye kadar (nikahı altında) tutsun. Bundan sonra isterse (nikahı altında) tutar, isterse cinsel İlikide bulunmadan önce onu boşar. İşte şanı yüce olan Allah'ın, kadınların içinde boşanmasını emrettiği iddet (dönemi) budur. [763]

Tirmizî ile Nesâî ise, bu hadisi; Muhammed ibn Sîrîn'den naklen Yûnus ibn Cübeyr şöyle der:

Abdullah ibn Ömer'e sordum. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v), Abdullah ibn Ömer'e; hanımına geri dönmesini emretti.Yûnus ibn Cübeyr der ki: Abdullah ibn Ömer'e:

Bu, bir talak sayılır mı?' diye sordum. O da:

Neden (olmasın)! Eğer (insan) acizlik gösterip ahmaklık ederek (hanımını boşasa, onun bu ahmaklığı, bu talakı geri getirir mi) dersin?' diye cevap verdi. [764]

Yine Ebu Davud'un rivayetinde ise, Muhammed ibn Sîrîn'den naklen Yûnus ibn Cübeyr şöyle der:

(Yunus,) Abdullah ibn Ömer'e:

Hanımım kaç talak ile boşadm?' diye sormuş. Abdullah ibn Ömer'de:

Bir (talak) ile' diye cevap vermiştir. [765]

Ebu Dâvud ile Nesâî, Müslim'in, Ebu'z-Zübeyr'den naklettiği rivayeti şu şekilde rivayet etmişlerdir.

Ebu Dâvud der ki: Bu hadisi, bir topluluk bu manada rivayet etmiştir. Bunların hepsi de, Abdullah ibn Ömer'den naklen şöyle demişlerdir:

Peygamber (s.a.v), Abdullah ibn Ömer'e; hanımına geri dönmesini, temizleninceye kadar (onu nikahı altında tutup) sonra isterse onu boşamasını yada isterse (nikahı altında) tutmasını emretmiştir."

Yine Salim ile Nâfi'nin Abdullah ibn Ömer'den yaptıkları rivayet ise şu şekildedir:

Peygamber (s.a.v), Abdullah ibn Ömer'e; hanımına geri dönmesini ve (hayız halinden) temizlenip sonra (tekrar) hayız oluncaya (ve) sonra (tekrar) temizleninceye kadar (onu nikahı altında tutup) sonra isterse boşamasını yada isterse (nikahı altında) tutmasını emretmiştir."

Ebu Dâvud (devamla) der ki: Bu hadislerin hepsi, Ebu'z-Zübeyr hadisine [766] aykırıdır. [767]

Tirmizî'de, bu hadisi, Sâlİm yoluyla Abdullah ibn Ömer'den kısa bir şekilde şöyle rivayet etmiştir:

Abdullah ibn Ömer, hanımını, hayız halinde iken boşamıştı. Ömer, (bu meseleyi,) Peygamber (s.a.v)'e sormuş. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v):

Ona emret! Hanımına geri dönsün ve sonra onu, ya (hayızdan) temizlenince yada hamile iken boşasın' buyurdu.[768]

Yine Nesâî, bu hadisi, nakledip rivayetin sonunda ise konu ile ilgili şu ifadeye yer vermektedir:

Abdullah ibn Ömer'e, bu mesele soruldu. O da, soruyu sonranlardan (her) birine:

Eğer hanımını, bir talakla yada iki talakla boşadıysan.[769]



[743] Buharî, Talâk 2, 3; Müslim, Talâk 1-14 (1471); Ebu Dâvud, Talâk 4 (2179, 2180, 2181, 2182, 2183, 2184, 2185}; Tirmizî, Talak 1 (1175); Nesâî, Talâk 1, 3, 5; İbn Mâce, Talâk 3 (2023); Ahmed b. Hanbel, 2/74, 79

[744] İslam Hukuku'nda "Talâk" (=Boşanma) kelimesi; hem tek taraflı irade beyanıyla yapşılan boşamayı ve hem de tarafların anlaşarak evlilik birlifiğine son vermelerini, hem de mah­keme kararıyla meydana gelen boşamayı içerir.

İslam Hukuku'nda boşama; dönülebilir olup olmamasına göre; Ric'i ve Bâin olmak üzere ayrı ayrı hukuki değerlendirmelere konu olur.

1. Ric'î Talâk: Kocaya yeni bir Nikâha ihtiyaç olmadan boşadığı hanımına dönme imkanı veren boşama türüne, 'dönülebilir boşama' "Ric'i Talâk" denir.

Bir ric'i talaktan bahsedebilmek için; evliliğin zifafla fiilen başlamış bulunması, Hanefılere göre boşamanın sarih sözlerle ve şiddet ve mübalağa ifade etmeyen bir tarzda yapılmış olması, bu boşamanın üçüncü boşama olmaması şarttır.

Bu durumda koca, iddet süre İçerisinde dilerse eşine geri dönebilir. Bunun için yeni bir nikâh yapmaya, yeni bir mehir ödemeye gerek yoktur. Dönme, kocanın açık bir beyanla hanımına geri döndüğünü söylemesiyle olabileceği gibi, evlilik yaşamama fiilen geri dönmesiyle de olabilir. Bu özelliği dolayısıyla ric'i talakta eşler, derhal birbirlerinden ayrılmak zorunda değildirler. Çünkü ric'i talakta evlilik, İddet süresince de devam ediyor kabul edilir. Dolayısıyla dönüş hakkının bu süre içinde kullanılması gerekir. Bu süre, dönüş yapışmadan geçilirse iddetinin bitimiyle ric'i talâk, bain'e dönüşür. Dolayısıyla geri dönmek İçin artık bain talakta arana şartlar geçerli olur.

2. Bâin Talâk: Kocaya, boşadığı eşine ancak yeni bir nikâhla dönme imkanı veren bo-Sanma şeklidir. Nikâh yapılıp zifaf yapılmadan meydana gelen boşanmalar, tarafların anlaşarak boşanmaları (=muhâlea) veya kocanın üçüncü boşama hakkını kullanarak yaptığı boşama, bain talaktır. Bunların dışında Hanefılere göre; kocanın kinayeli sözlerle ve şiddet ile aşırılığı ifade eden kelimelerle yaptığı boşamalar da bain Talâk olarak kabul edilir.

[745] Müslim, Talâk 4 (1471) 

[746] Müslim, Talâk 4 (1471) 

[747] Müslim, Talâk 5 (1471)

[748] İslam Hukuku'nda boşama, Kur'an'dakİ genel ilkelere ve Hz. Peygamber (s.a.u)'in bu yöndeki açıklama ve tavsiyelerine uygun olarak yapılıp yapılmadığına göre iki grupta tasnif edilmektedir. Bu ayırım, hukuki olmaktan çok dinî-ahlakî boyutlu bir ayırımdır. Esas İtibariyle, kocanın objektif hukukî kriterlere bağlanamamış boşama yetkisini onun dindarlığına havale ederek kısıtlama ve sınırlama amacı gütmektedir.

1. Sünnî Talâk: Bu boşama şekli; Hz. Peygamber (s.a.v)'in bu konuda getirdiği ölçü ve sınırlamalara riayet edilerek yapılan boşama şeklidir. Her şeyden önce Sünnî boşanmanın, rict talâk olması gerekmektedir. Ayrıca kadının temizlik süresi başladıktan sonra ancak onunla cinsel İlişkide bulunulmadan boşanması ve bu boşamanın bir Talâk olması gerekmektedir. Bu da, yine ayne hedefe, evlilik birliğini koruma hedefine yöneliktir. 2. Bid'î Talâk: Sünnet'e aykırı biçimde gerçekleştirilen boşamayı ifade ermektedir. Kişinin temizlik süresi dışında veya temizlik süresi içinde olmakla birlikte hammıyla cinsel İlişkide bulunduktan sonra ve aynı temizlik süresi içinde birden fazla boşama durumunda ortada Sünnete'e uygun olmayan, yani bidî bir boşanma vardır.

Hanımını, hayızlı iken boşayan kimsenin ona dönmesi ve boşamakta kararlı ise, İkinci bir hayızı takip eden temizlik döneminin beklenmesi farzdır. İmam Mâlik, Ebu Yusuf ve İmam Muhammed bu görüştedir. İmam Ahmed , İmam Şafiî ve İmam A'zam Ebu Hanî-fe'ye göre ise hayız halinde verilen talakın caiz, fakat talakı temizlik halinde vermenin mendup olduğu görüşündedirler.

Kısacası; bu tür boşamalar, dinen hoş görülmemekle birlikte hukuken geçerlidir, (ç)

[749] Müslim, Talâk 2 (1471)

[750] Müslim, Talâk 2 (1471)

[751] Buhârî, Talâk 1; Müslim, Talâk 1 (1471)

[752] İddet: Boşanma, evliliğin feshi ve ölüm gibi bir sebeple evliliğin sona ermesi durumunda kadının yeni bir evlilik yapmadan önce beklemesi gereken süreye denir. İddet, kadının, önceki kocasından hamile olup olmadığının anlaşılması, ölüm iddetinde ölen kocasına hürmet ve ric'î talakta kocaya yeniden düşünme imkanı vermesi düşünceleriyle emredilmiştir.

Diğer bir anlatımla iddet; esas olarak kadının hamile olup olmadığının ortaya çıkması amacına yönelik olmakla birlikte onun sadece bu amaçla sınırlandırılması doğru değildir. Oiüm iddetinde, bunun yaratılış açısından erkeklere göre daha duyarlı ve yuvaya daha bağlı olan kadının ölmüş kocasının hatırasına saygı ve yuvaya bağlılık simgesi olarak de­ğerlendirilmelidir.

Boşanma iddetinde ise; toplumun kötü zanda bulunmasını engellemeye, dolayısıyla kadının saygınlığının devamını sağlamaya yönelik bir önlem olarak değerlendirilmesi mümkündür.

Bu itibarla, kadının hamile olup olmadığının tıbben anlaşilabildiğinİ öne sürerek iddet beklemeye artık gerek bulunmadığı ileri sürülemez. İddet, İkiye ayrılır:

1.  Ölüm İddeti: Kocası ölen kadının beklediği iddettir. Eğer hamile iseler, iddetleri, doğumla biter. Eğer hamile değilse, dört ay on gün iddet bekler. Geçersiz bir nikâhla evli olanlarölüm iddeti beklemez.

Hamile olmayan eş, ricî talâk iddeti beklerken koca ölürse, boşanma İddetİni terk ederek ölüm İddeti beklemeye başlar. Bain talâk iddeti bekleyen kadın İse, ölüm iddeti beklemez. Başlamış olduğu boşanma iddetini tamamlar.

2.  Boşanma yada Fesih İddeti: Bu grupta yer alan kadınların bekleyecekleri iddet süresi, hamile olup olmamalarına göre değişmektedir. Hamile iseler, İddetleri doğumla biter. Hamile değilseler ve normal olarak hayız görüyorlarsa, iddet süreleri, üç hayız süresidir. Kadın  hayız  halinde iken boşanırsa,  bu  hayız  hesaba  katılmaz.   Bu,  Hanefiler ile Hanbeliler'in kabul ettiği görüştür. Mâliki ve Şâfıilere göre ise bu durumdaki kadınların beklemeleri gereken süre, üç temizlik müddetidir. Bu farklılığın sebebi, Bakara: 2/228'de geçen "Kuru' " sözcüğünün; hem hayız ve hem de temizlik anlamında farklı iki anlama gelmesinden dolayıdır. Mâliki ile Şâfîîler, bu sözcüğü, "temizlik" anlamında ve Hanefiler ile Hanbeliler ise "hayız" anlamında almışlardır.

Küçük yada yaşlı olmasından dolayı hayız göremeyen kadınların iddeti ise, üç aydır, (ç) 

[753] Buhârî, Talâk 44; Müslim, Talâk 1 (1471)

[754] Buhârî, Talâk 44

[755] Müslim, Talâk 1(1471)

[756] Müslim, Talâk 7 (1471)

[757] Müslim, Talâk 7 (1471)

[758] Buhârî, Talâk 45

[759] Buhârî, Talâk 2; Müslim, Talâk 11 (1471}

[760] Talak: 65/1

[761] Müslim, Talâk 14 (1471) 

[762] Buhârî, Talâk 2

[763] Ebu Dâvud, Talâk 4 (2179)

[764] Tirmizî' Taiâk 1 (1175); Nesâî, Talâk 5

[765] Ebu Dâvud, Talâk 4 (2183)

[766] Hayız halinde iken yapılan telakin geçerli olmadığını savunan kimselerin dayandıkları Ebu'z-Zübeyr hadisi, bu konuda gelen ve görüşümüzü destekleyen sahih hadislere aykırıdır, (ç)

[767] Ebu Dâvud, Talâk 4 (2185)

[768] Tirmizî, Talâk 1 (1176}

[769] Nesâî, Talâk 76

Sevgi.
Fri 18 November 2022, 01:41 pm GMT +0200
Esselamü Aleyküm Paylaşım için Allah sizlerden razı olsun kardeşim

Bilal2009
Mon 21 November 2022, 06:03 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri ilimde âli eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun