- Hayız aybaşı

Adsense kodları


Hayız aybaşı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sidretül münteha
Thu 13 January 2011, 02:58 pm GMT +0200
HAYIZ (AYBAŞI)


851-Enes radiyallahu anh'dan:
Yahudiler, kadın hayız olduğu zaman onunla yemek yemez, evlerde onunla beraber oturup kalkmazlardı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in ashabı bunu sorunca Allah şu âyeti indirdi: "Ey Muhammed! Sana kadınlarin aybaşı halinden de sorarlar: de kî: "O bir sıkıntıdır. Ayhası halindeyken kadınlardan el çekin! Temizlenmelerine kadar onlara yanaşmayın." (Bakara 2/222)
Bunun üzerine Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Cinsî ilişki nin dışında onlarla her şey yapın!" Yahudiler bunu duyunca, şöyle dediler:
"Bu adam ne istiyor, dinimizin emirleri hususunda hemen herşeyde bize muhalefet ediyor."
Üseyd b. Hudeyr ile Abbâd b. Bİşr. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'e gelerek şöyle dediler: "Ey Allah Resulü! Yahudiler böyle böyle diyorlar. Hanımlarımızla o halde iken cima etmiyecek miyiz?" Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in (öfkeden) rengi değişti. Bunun üzerine o ikisi hemen huzu rundan çıktılar. Bundan, Allah Resulü sallal lahu aleyhi ve sellem'in o ikisine kırıldığını zannettik. O sırada Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e hediye olarak süt getiril mişti. Hemen onların ardından süt gönderdi ve içtiler. Bundan Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in kendilerine gücenmediği ni anladılar. (Müslim ve Sünen ashabı,)
Diğer rivayette: "Onlar süt içmediler"
852-Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: Dedi ki:
"Kim hayızlı kadının /ercinden cİnsî te-masda bulunursa, yahut bİr kadına makadından yanaşırsa Muhammed'e indirileni inkâr etmiş olur." [Tirmizîj
853-Âİşe radiyallahu anhâ'dan: Bizden biri hayız olup da Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, onunla sevişmek istediği zaman, hemen eteğini bağlamasını emreder, sonra onunla mübaşeret ederdi (yani teni İle temas ederdi). Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in şehvetine hakim olduğu gİbi hanginiz
nefsine ve şehvetine hakim olabilir ki?" [Altı ha dis imamı. Lafız Buhârî ile Müslim'e aittir.]
854-Diğer rivayet: "Bol bir etek giymesi ni emrederdi, sinesi ve memelerinden başka yere dokunmazdı."
855-Ebû Dâvud ve Nesâî, Meymûne'den: "Hayız olan kadınlarıyla şayet uylukları ve dizlerine kadar bacakları izarla örtülü ise mü başeret ederdi."
856-Muâz radiyallahu anh'dan;
Dedim ki: "Ey Allah Resulü! Hanımım hayız olduğunda bana neresi helal olur?" "Eteğinin üstü. Ancak bundan çekinmek daha
hayırlıdır!" buyurdu. [Rezîn]
857-İkrime radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, hayızlı hanımıyla mübaşerette bulunmak iste diği zaman, hanımının avret mahalli üzerine bir şey örterdi. [Ebû Davud]
858-Taberânî el-Mu'cemu'l-Evsat'mda Ümmü Seleme'den:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, kanının geldiği ilk üç gün hanımından çekinir, daha sonra mübaşeret ederdi."
859-İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Bir kişi hayızh kadınla cinsî temasta bu lunursa, yarım dinar sadaka versin."
560-Diğer rivayet: "Yeni hayız olupta kan kırmızı iken temas ederse, bir dinar; kanın kesilme zamamnda olup ta kan sarı iken temas kurarsa yarım dinar sadaka verir." [Tirmizî]
861-Ebû Davud'un rivayetinde hayız ha lindeki hanımı ile cinsî ilişki kuran kimse hakkında şu ifade geçmektedir: "Bir dinar ve ya yarım dinar sadaka verir."
(Ebû Dâvud) dedi ki: Rivayetin en doğru su budur.
862-Onun (Ebû Davud'un) diğer bir rivi yeti: "Hayız yeni başladığında cinsî ilݧki ki rarsa bİr dinar, kesilme halinde kurarsa ye rım dinar sadaka verir."
863-Diğer bir rivayet: "Dinann beşte ik sini sadaka olarak verir."
864-Abdu'l-Hamîd b. Zeyd b. el-Hattâ radiyallahu anh'dan:
Ömer b. el-Hattâb'ın, cinsî ilişki istemt yen bir hanımı vardı. Ne zaman Ömer onunl cinsî ilişki kurmak istese "Aybaşıyım" diyere bahane uydururmuş. Bir gün onunla anide bir cinsi ilişki kurmuş; bakmış ki gerçekte kadın aybaşı. Hemen Allah Resulü sallallah aleyhi ve sellem'e gelip durumu bildirmi Bunun üzerine Allah Resulü sallallahu aleyl ve sellem ona dinann beşte birini sadaka ok rak vermesini emretmiş." [Darimî, mür.ıel olarak
865-Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Aybaşı iken Allah Resulü sallallahu alej hi ve sellem'in başını yıkardım."
[Altı hadis imamı.|
866-Onun başka bir rivayetinde: "Yıkadım" yerine "tarardım" ibaresi vardır.
867-Bir başka rivayet: "Ben aybaşı ike başı kucağımda Kur'ân okurdu."
868-Bir diğer rivayet: "Bana mescidde bir seccade ver!" buyurdu. Dedim ki: "Ben aybaşıyım"
569-(Ebû Hureyre'den:) "Peygamber sa lallahu aleyhi ve sellem mescidde iken A şe'ye 'Bana elbise getir!' dedi. 'Ben namî kılamıyorum ki!' deyince, 'Hayızhk sem elinde değildir' buyurdu ve (Âişe) O'na elb şeyi verdi."
870-ÎVleymûne radiyallahu anhâ'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellen aybaşı iken başını bizden birinin kucağır koyar Kur'an okurdu. Sonra birimiz, hay halinde iken mescide girip O'nun seccadesiı sererdi. [Nesâî.]
871-Ebû Umâme radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Hayız'ın en az müddeti üç gün; en çok müddeti ise on gündür."
[Taberânî, el-Mu' cemu' l-Kebîr ve'l-£v,îflt'mda ri vayet etmiştir. İsnadında, Abdü'l-Melik el-Kûfî. el-Alâ b. Kesîr'den rivayet etmektedir.)
872-Taberânî, el-Mu'cemu'l-Evsat'mda. zayıf hiı senedle, İbn Amr b. el-Âs'dan:
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Aybaşı olan kadın, on güne kadar bekler. Hayız olduğu günden on güne kadar temizle nirse temizlenmiştir. On günü aşarsa o artık müstahâzaikanamalı}dır. Lohusa kadın da doğurduğu günden itibaren kırk güne kadar bekler ve bakar; eğer kırk gün dolmadan te mizlenirse (yani kan kesilirse) temizlenmiştir. Eğer kırk günü aşarsa, anla ki o artık kana malı durumundadır."
S73-Ümmü Seleme radiyallahu anhâ'dan:
Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ile yatıyorken hayız oldum. Hemen yanın dan sıvıştım, gittim, aybaşı elbisemi giydim. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ba na:
"Hayız mı oldun?" dedi.
"Evet" dedim. Beni çağırdı, tekrar O'nun-la yatakta yattım. [Buhâri. Müslim ve Nesâî.]
874-Âişe radiyallahu anhâ'dan: O da merfu olarak aynısını anlattı. Ancak rivayeti içinde şu İfade geçmektedir: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem soğuktan muzdarip oldu, bana "Yaklaş!" dedi; dedim ki: "Ben aybaşıyım." Bunun üzerine bana: "Uyluğunu aç!" dedi. Açtım, (mübarek) ya-nağmı ve göğsünü uyluğuma koydu, ben de üzerine eğildim, ısındı ve uyudu." [Ebû Dâvud]
875-Âişe radiyallahu anhâ'dan: Hayız olduğum zaman divandan hasıra inerdim. Temizlenene kadar Allah Resulü sal lallahu aleyhi ve sellem'e yaklaşmazdık, yatak ta yanına varmazdık, [ikisi de Ebû Davud'a aittir.]
876-Aişe radiyallahu anhâ'dan:
o, Şurayh b. Manî'nin "Aybaşı halindeki kadın, kocası ile birlikte yemek yiyebilir mi?" sorusuna şöyle cevap verdi: "Evet, Allah Re sulü sallallahu aleyhi ve sellem beni aybaşı halimdeyken yemeğe çağırırdı. Etli kemiği alır (önce benim ısırmam İçin) and verirdi. Ben de hemen O'ndan alırdım, biraz koparır dım. (Sonra kemiği geri verdiğimde) ağzım kemikteki ağzımı koyduğum yere koyarak yemeye başlardı. Sonra su getirtirdi, kendisi içmeden önce benim içmem İçin bana and verirdi. Alır ve içerdim. Sonra kendisi alır içer di ve kabın ağzımı koyduğum yerine kendi ağzını koyardı."
[Müslim. Ebû Dâvud ve aynı lafızla Nesâî.]
877-Âişe radiyallahu anhâ'dan: Muâze ona sordu:
"Aybaşı halindeki kadın neden orucu kaza ediyor da namazı kaza etmiyor?" Cevap verdi: "Sen Haricî misin?" "Haricî değiUm; sadece soruyorum."
"Biz aybaşı olduğumuzda tutamadığımız orucu kaza etmekle; kılamadığımız namazı ise kaza etmemekle emrolunduk."
[Mâlik hariç Kiitüb-İ sitte imamları.]
878-Ümmü Seleme radiyallahu anhâ'dan: Ümmü Busse ona dedi ki: "Semure b. Cundeb, kadınlara (aybaşı iken kılamadıkları) namazı da kaza etmelerini emrediyor." Şöyle dedi: "Namazı kaza etmezler. Peygamber sal-lallahu aleyhi ve seljem'ın hanımlarından biri lohusa olur, tam kırk gün beklerdi, bu müddet zarfında namaz kılmazdı. Peygamber sallalla-hu aleyhi ve sellem de ona lohusahkta kıla madığı namazları kaza etmesini emretmezdi." [Ebû Dâvud]
879-İmâm Mâlik radiyallahu anh'dan: Duyduğuna göre Aişe radiyallahu anhâ şöyle söylemiş: "Hâmile kadm, kanaması ol duğu zaman namazı bırakır."
880-Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Hâmile kadın, kan gördüğü zaman, te mizlenene kadar namaz kılmaz." [Dârimî]
881-Diğer rivayet: "Hâmile kadın hayız görmez; kanaması başladığı zaman, (kesilme sini beklesin ve sonra) yıkansın ve namazını kılsın!" [Dârimî]
882-İbn Ömer radiyallahu anh'dan; Dedi ki:
"Ne aybaşı olan kadın ve ne de cünüp olan kimse. Kur'ân okuyamaz,!"
[Tirmizî]
883-Âişe radiyallahu anhâ'dan;
Ümmü Habîbe yedi yıl istihâze kanı gör dü, Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'e ne yapacağım sorunca, ona yıkanmasını em retti ve; "Bu bir damar hastalığıdır" dedi. Bu nedenle o, her namaz için yıkanırdı.
884-Diğer rivayet: "(Ümmü Habîbe) kız-kardeşİ Zeyneb bn. Cahş'ın hücresinde bir le ğenin İçinde yıkanırdı. Kanının kırmızılığı bazen suya baskın çıkardı."
885-Diğer rivayet: Leys der ki; İbn Şihâb (ez-Zührî), Cahş'ın kızı Ümmü Habîbe'nin her namaz için yıkanmasını Peygamber sal lallahu aleyhi ve sellem'in emrettiğini zikret medi. Bunu kendiliğinden yapmıştır (dedi).
886-Dİğer bir rivayet: "Abdurrahman b. Avf'ın karısı olan Cahş'ın kızı Ümmü Habî be, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e (dinmeyen istihâze) kan(ı) hakkında sordu. Şu cevabı verdi:
"Hayızının seni (normalde) hapsettiği süre bekle! Sonra yıkan!" Buna dayanarak o, her namaz için yıkanırdı."
887-Diğer bir rivayet; "Sonra yıkan ve namaz kıl!"
888-Diğer rivayette Ümmü Habîbe'nİn yerine Zeyneb bn. Cahş zikredildi.
Ona Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel lem: "Her namaz için yıkan!" buyurmuştur.
889-Başka bir rivayet: "Fâtıma bn. Ebî Hubeyş'e şöyle buyurdu: "Boy abdesti al,
sonra her namaz için abdest alıp namazını kıl!" [Mâlik hariç, altı hadis imamı.]
890-Ebû Davud'un diğer rivayetinde: Mekhûl der kİ: "Kadınlarm hayız durumları kendilerine gizli kalmaz; şöyle ki (hayız kanı) siyah ve katı olur. Bu renk gidip de ince ve sa-rılaştığı zaman, anla ki o istihâze kamdır."
891-Mâlik, Zeyneb bn. Ebî Seleme radi-yallahu anhâ'dan:
"O, Abdurrahman b. Avf in hanımı olan Hamne bn. Cahş'ın, istihâzeli iken yıkanıp namaz kıldığını görmüş."
892-Hamne bn. Cahş radiyallahu an hâ'dan:
Kanamam çok ağır geçiyordu. Allah Re sulü sallallahu aleyhi ve sellem'e ne yap mam gerektiğini sormak için vardım. O'nu kız kardeşim Zeyneb bn. Cahş'ın evinde buldum. Dedim ki: "Ey Allah Resulü! Ben çok İstihâze oluyorum, kan bir türlü kesilmi yor, bu durum beni namazdan ve oruçtan alı koyuyor."
"Sana pamuğu salık veririm. O kanı keser" buyurdu.
"Kan fevkalâde çok."
"öyleyse (onu zabt edecek) bir bez edin!"
"Sanıyorum o da dindirmez! Çünkü kanama şiddetle devam ediyor."
"Sana ikİ §ey söyleyeceğim, hangisini ya parsan ötekine gerek kalmaz. Ama ikisini de
yapabilİrsen tabii kİ daha iyi olur. Bir kere bu kanama, seytanın darbelerinden bir darbedir. Allah'ın ilmine göre sen kendini altı veya ye di gün hayızlı kabul edersin; sonra yıkanırsın. Kendini iyice temizlenmiş kabul edersin (hal buki kan gelmeye devam etmektedir), daha sonra yirmi üç ya da yirmi dört gece gündüz-leriyle birlikte namaz kılarsın. Sonra oruç tutarsın. Bu sana yetidir. Böylece her ay (nor mal) kadınların hayız olduğu gibi davranır sın. Kadınların hayız olup da temizlendikleri süreyi gözönünde tutup durumunu buna göre ayarlarsın.
(İkinci sıkka gelince:) Öğleyi erteleyip de ikindi ile birlikte kılabilirsen, ikindi vakti yıkanır, öğle ve İkindiyi bir arada kılarsın. Ak şamı da erteleyip de yatsı ile birlikte kılabilir sen. yatsı vaktinde yıkanır akşam ve yatsıyı birarada kılarsın. Sabahleyin de yıkanır, sa bah namazını kılarsın. Gücün yeterse orucu da bu usul üzere tutarsın." Sonra Allah Resu lü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"İkisinden en çok hoşuma giden(i) bu (ikinci sidir)."
[Ebû Dâvud]
893-Diğer bir rivayette ise: "İki işten en çok hoşuma gideni" sözü, (Allah Resûlü'nün değil) Hamne'nİn sözüdür. Tİrmizî de benze rini nakletmiştir.
894-Esmâ bn. Umeys radiyallahu an-hâ'dan:
Dedim ki: "Ey Allah Resulü! Fâtıma bn. Ebî Hubeyş uzun zamandan beri hayız görüy or namaz kılamıyor." Şöyle buyurdu:
"Subhanallah! Bunu ona şeytan yapmış tır. (Söyleyin ona) su dolu bir leğene otursun: şayet kanamadan dolayı suda bir sarılık belirirse, Öğle ve ikindi için bİr kere yıkansın. Ak şam ve yatsı için de bir kere yıkansın. Sabah için de bir kere yıkansın. Bu vakitlerin arasın da da abdest alsın."
İbn Abbâs dedi ki: "Yıkanmak ona zor
gelince, Peygamber sallallahu aleyhi ve sel lem ona iki namazı bir arada kılmasını em retti."
[Ebû Davud]
895-Ümmü Seleme radiyallahu anhâ'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel-lem'in zamanında bir kadının a§ın kanaması oldu. Bu sebeple Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den onun hakkında fetva istedim. Cevaben §öyle buyurdu: "Bir ay içinde hayız olduğu günlerin sayısını hesap etsin. O günle rin sayısınca namaz kılmasın. O günler geçin ce yıkansın, apış arasına bez bağlasın, sonra namazını kılsın."
(Mâlik. Ebû Dâvud ve Nesâî.]
896-Ebû Bekr b. Abdirrahman'ın azatlısı Summâ'dan:
el-Ka'kâ' ve Zeyd b. Eşlem, Saîd b. el-Mü.seyyeb'e bir mektup gönderip aşırı kana ması olan kadının nasıl yıkanacağını sordular. Şu cevabı verdi:
"O, bir öğleden (ertesi günkü) Öğleye (bir kere) yıkanır ve her namaz için abdest alır. Eğer kanla başa çıkamazsa apış arasına bez bağlar, sonra namaz kılar," (Ebû oavud]
897-Bir rivayeti de şöyledir: Mâlik dedi ki: "Sanırım ki İbn Müseyyeb'in "Öğleden öğleye (zuhurdan zuhura)" sözü, asimda tem izlenmeden temizlenmeye. Ancak yanlışlıkla bu şekilde rivayet edilmiştir."
Bu hadisi Misver b. Abdi'l-Melik rivayet ederken: "Temizlikten temizliğe" ibaresiyle bildirdi. Ancak insanlar onu "(zuhurdan zuhu ra) öğleden öğleye" diye anladılar.
Enes. İbn Ömer ve Âişe'den bu, "Zı" har fiyle "Zuhurdan zuhura (öğleden öğleye) diye rivayet edilmiştir.
898-Alî radiyallahu anh'dan:
"Müslehâze (hastalık sebebiyle kam dur mayan), hayız kanı kesildiği zaman her gün yıkanır. İçinde yağ veya zeytinyağı bulunan bir yün bez edinir (kİ kanı emsin)." [Ebû Dâvud]
899-Âişe radiyallahu anhâ'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber hastalık sebebiyle kanaması olan bir kadın itikafa girerdi. Hem (kırmızı) kanı, hem de san renkteki kanı görür, bir yandan da namaz kılardı. Bazen de namaz kılarken altına leğen koyduğu olurdu. [Buhârî ve Ebû Dâvud]
900-Abdullah b. Süfyân radiyallahu anh' dan:
Bir kadın, İbn Ömer'e sorarak dedi ki: "Beyî-i Şerif (Kâbe)'i tavaf etmek üzere var dım, tam kapısında kanamam geldi. Bunun üzerine hemen döndüm. Kesilince yine gel dim, ama kapısında kan yine geldi, döndüm. Tekrar kesilince yine geldim; kapısında yine kan aktı. İbn Ömer, cevaben dedi ki: "Bu, şeytanın bir darbesidir. Yıkan ve apış arana bir bez bağlayıp tavaf et!" [Mâlik]
901-İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve seliem'e müstehâze (hastalık sebebiyle kanamalı olan kadın) hakkında sordular. Şöyle buyurdu:
"Bu, şeytanın kadının rahmine indirdiği bir darbedir."
[Bezzâr ve Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebir ve'l-Ev-sat'ta.]
902-Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Müstehâze (hastalık sebebiyle kanamalı olan) kadına kocası yanaşamaz (onunla cinsî ilişki kuramaz)." [Dârimî]
903-Onun (Dârimî'nin), İbrâhîm en-Ne-haî'den yaptığı îeyyin bir rivayette der ki: "Müstehâze hakkında şöyle denilmiştir:
"Onunla ilişkide bulunulmaz, oruç tutamaz, Kur'ân'a da dokunamaz. Ona sadece namaz kılmak için izin verilmiştir."
Yezîd (b. Hârûn) der ki: "Kocası onunla cinsel ilişki kurabilir. Temiz kadına helal olanlar ona da helal olur."
904-Onun (Dârimî'nin, Saîd) İbn Cü-beyr'den naklettiği rivayeti: Ona: "Müstehâze ile cinsî ilişki kurulabilir mi?" diye sordular. Şu cevabı verdi: "Namaz cinsî ilişkiden daha büyüktür." (Namaz kılabildikten sonra cinsî münasebette haydi haydi bulunabilir.)
905-tkrİme radiyallahu anh'dan: "Ümmü Habîbe istihâze olurdu ve kocası onunla cinsî temasta bulunurdu." [Ebû Dâvud]
906-îkrime radiyallahu anh'dan: "Hamne bn. Cahş'tan; o, istihâze olurmuş da kocası onunla cinsel temasta bulunurmuş."
[Ebû Dâvud]
907-Ümmü Atiyye radiyallahu anhâ'dan: Dedi ki: "Biz temizlendikten sonra gördü ğümüz bulanıkhğı ve san renkli akıntıyı önemsemezdik." [Ebû Dâvud ve Nesâî.j
908-Aişe'nin azatlısı Mercâne radiyallahu anhâ'dan:
Kadınlar, Âişe'ye bir kapta hayız kanıyla boyanmış san lekeli pamuk gönderip sorar, "Namaz kılabilir miyiz" diye fetva isterlerdi. O da şu cevabı verirdi: "Acele etmeyin, kireç
gibi bembeyaz görünceye kadar sabredin!" Bununla tuhuru (temizliği) kast ederdi.
909-Zeyd b. Sabit'in kızı radiyallahu an hâ'dan:
"Ona, bazı kadınların gecenin ortasında kalkıp lamba ışığı altmda hayız kanma bakıp temizlenip temizlenmediklerini araştırdıkları haberi ulaşmış. Bunun Üzerine onları ayıpla mış ve şöyle demiş: "(Ashâb) hanımlar(ı) bu nu böyle yapmazlardı."
IBu iki rivayet Mâlik'e ve bab başlığında Buhârî'ye aittir.]
910-Alî radiyallahu anh'dan:
"Kadın hayızdan temizlendiği zaman, te mizlikten sonra kendisini şüpheye düşürecek bir şey görürse, bilsin ki o (kanama), şeytanın rahme indirdiği bir darbeden kaynaklanmıştır.
Burun kanı. kan damlası ya da et suyu ren ginde görürse namaz abdesti gibi abdest ahp namazını kılar.
Ancak buna karşılık koyu kan görür de kesin kanaate varırsa o zaman namazı bıra kır." [Dârimî]
911-Ümmü Seleme radiyallahu anhâ'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel-İem'in zamanında lohusa kadın, doğum yap tıktan sonra kırk gün veya gece beklerdi. Yü zümüze vers ile al veya koyu kırmızı renk ve rirdik (boya sürerdik)." [Ebû Dâvud ve Tirmizî]
912-Enes radiyallahu anh'dan:
"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, lohusaya kırk günlük bir zaman tanımıştır. Ancak bu süreden Önce temizlik görürse tabiki lohusalıktan çıkar." [İbn Mâce]


ceren
Wed 22 November 2017, 07:05 pm GMT +0200
Esselamu aleykum.rabbim razı olsun bilgilerden. Bizleride bu bilgiler neticesinde yaşayan kullardan eylesin inşallah. ...