sidretül münteha
Mon 14 March 2011, 05:34 pm GMT +0200
21. Hava Parası
Soru: Hava Parası almak helal olur mu?
Cevap: İslâm'da mülk edinme yollarının esasını emeğin teşkil ettiği, "insan için emeğinden başkası bulunmadığı" ve hava parası gibi mücerred haklarda, satılan şeyde (mebî) bulunması gereken şartlar bulunmadığı için Hanefi fıkıhçıları bunu caiz görmemişler ve hava parası diye alınan şeyin helâl olmadığını söylemişlerdir. Hatta rehin alanın hapsetme hakkı gibi kesin bir hak olmadıktan sonra sırf bir hakkı itlafın da tazmini gerektirmediğini söylerler. [778] Şufa hakkı da böyledir. Satılırsa hakkını iptal etmiş olur. İslâm'ın "amele göre ecir" prensibi düşünüldüğünde de hava parası gibi "avanta" kazanç yollarının onun ruhuna uygun olmadığı görülür. Azimetle amel etmek isteyen takva ehli bir müslümanın tavrı da herhalde bu olmalıdır. Ancak epeyce eskilerden beri bu tür uygulamalar İslâm ülkelerinde görüldüğü ve hatta yer yer kaçınılması müşkil bir zaruret halini aldığı için, İbn Abidin gibi büyük bir Hanefi Fıkıhçı konuyu enine boyuna incelemek lüzumu hissetmiş ve ağırlık olarak caiz olmadığı noktası üzerinde durmakla beraber, son zamanlarda Hanefî alimlerinden de bazılarının; zarureti, müslümanların bunu örf haline getirmelerini, kadının kendi geceleme hakkını kumasına devretmesini hesaba katarak, İmam-hatiplik ve müezzinlik gibi görevlerin parayla başkasına devredilebileceğine fetva verdikleri görülmüştür ki, hava parası da bundan başka bir şey olmamalıdır. Karafi, Mâliki mezhebinden Lekkânî'nin örfe dayanarak bunu tercih ettiğini ve onun tercihlerine güvenilebileceğini söyler. [779] Şafiî Mezhebinde de bu doğrultuda fetvalar vardır. [780] Bütün anlatılanlardan anlaşılan şudur:
Hava parası ve benzeri uygulamalar Rasulüllah (sav) döneminde yoktu. Olmayışı, İslâm'ın ruhuna uymadığından ve İslâm toplumunda buna ihtiyaç duyulmadığından olmalıdır. Tümüyle kapitalizmin olmasa dahi, kapitalist ruhun yer yer kendini göstermesiyle sonraları ortaya çıktı ve azınlığı teşkil eden bazı İslâm alimleri caiz olduğunu ispata çalıştılar. Ama bunu da ancak böyle bozuk bir toplum için geçici bir fetva olarak görmek gerekir. Bununla birlikte zaruretin sözkonusu olamadığı durumlarda alınması caiz değildir. Kira sözleşmesi süresi dolan kiracının alması da -caiz görenlere göre- ancak mal sahibinin izniyle caiz olabilir. Onun izni olmadan ve anlaştıkları kira süresi dolduktan sonra kiracının hava parası alamayacağında ittifak vardır. Caiz görenlere göre dahi sadece mal sahibi, ya da kira sözleşmesindeki süre dolmayan kiracı alabilir. Hava parası verme durumunda, müslümanların piyasadan silinme endişesi bir zaruret sayılabilir. Alma durumunda ise, başka bir yere hava parası vermek zorunda kalmanın dışında zaruretten sözetmek zordur. Bu durumda bir taraftan alır ve öbür tarafa verirse (Allah'u a'lem) kötünün en hafifini seçmiş olur. Ama aslolan müslümanların azimetle amel etmeleridir. [781]
[779] age., lV/16
[780] age., lV/17
[781] Doç. Dr. Faruk Beşer, Fetvalarla Çağdaş Hayat, Nün Yayıncılık, İstanbul 1997: 302-304.