sidretül münteha
Wed 30 March 2011, 07:22 pm GMT +0200
Hatime
Doktor Volkoviç'de ihanetinin meydana çmacağını anlayınca hemen terk-i hizmet ederek Bulgaristana firar eyledi. Vulkoviç'in başında limon büyüklüğünde bir ur vardı. Fes giydiğinde pek belli olmuyordu. Her ne suretle elde ettiyse Dersaadet kapikethüdalığı ile geldiği vakit başına şapkanın güzelce yerleşmesi için bahse konu uru çıkarttırmış artık kasket giymiş olarak, diplomasi yoluyla yapmadığı hezeyanlar, çevirmediği fırıldaklar kalmamış; önce nimetiyle perverde olduğu ve sayesinde miralay rütbesine kadar irtika (yâni yükselme) ettiği bu miflet-i necibe-i Osmaniyemizin başına bir belâyı muazzam kesilmiş idi.
Bundan takriben on sene önce bir gün klübe giderken Beyoğlu caddesinde gündüzün mintarafillah (ALLAHın emriyle) bir Bulgar tarafından karnına saplanan bıçağı kendi eli ile çıkartmağa çalışırken öldüğü gazetelerde okunmuş idi. Böylece bu müfsidin varlığından Cenâb-ı Mevlâmız bu aziz vatanı ve muazzez devlet-i Osmaniyemizi kurtarırken, Şehid ve Gazi pederim Feyzullah Paşanın intikamını aldı ve de böylece adalet-i ilâhi yerini buldu. Kan kaybından gitmek nasılmış o da görmüş oldu. Cenâb-ı Zülcelâl Hazretleri dâima AZİZ İNTİKAMDIR.