- Hasta Kimselerin Namazı

Adsense kodları


Hasta Kimselerin Namazı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ezelinur
Fri 29 January 2010, 08:08 pm GMT +0200

Farz namazı ayakta kılamayacak kadar hasta olan kimseler, na­mazlarını oturarak kılarlar. Ayakta durmaya muktedir oldukları halde, durdukları takdirde kendilerinde başka bir hastalığın peydahlanacağı veya asıl hastalıklarının artacağı veyahut da iyileşmelerinin gecikeceği muhakkak olan hastalar da namazlarını oturarak kılarlar. Sözgelimi ken­disinde sürekli sidik akıntısı bulunan bir kişi, ayakta kıldığı takdirde kendisinden sidik akacağını ve oturarak kıldığı takdirde abdestinin sağ­lam kalacağını bilirse, bu da namazını oturarak kılar. Sıhhatli bir kişi ayakta kıldığı takdirde bayılacağını veya başının döneceğini tecrübe veya başka bir yöntemle bilirse, bu da namazını oturarak kılar. Bütün bu kimseler namazların^ fükû ve secdeyle tamamlarlar. Bir kişi destek­siz olarak ayakta durmaktan âciz olur da duvara veya değneğe daya­narak veya başka bir şekilde ayakta durabilirse, dayanarak da olsa namazını ayakta kılması gerekir. Hanefîlerle Hanbelîler bu hükümde görüş birliği etmişlerdir. Mâlikîierle Şâfiîler bu görüşe muhaliftirler.

Malikiler dediler ki: Bir şeye dayanarak ayakta durmaya muk­tedir olan kişinin, namazı ayakta kılması gerekmez. Hiçbir şeye dayan­maksızın oturabilirse oturarak kılması mümkündür. Ama bir şeye dayan­maksızın oturarmyorsa, bu durumda bir şeye dayanarak da olsa namazını ayakta kılması gerekir.

Şafiiler dediler ki: Kendisine yardımcı olan bir kişiye yaslanarak ayakta durabilecek olan bir kişi, eğer yardımcısına sadece her rek’atin kıyamının başlangıcında ihtiyaç duyarsa namazı (bu şekilde olsun) ayakta kılması gerekir. Ama sadece başlangıcında değil de, kıyamın tümünde yardımcıya ihtiyacı varsa, namazını ayakta kılması vâcib olmaz; oturarak kılar. Değnek veya duvar gibi şeylere yaslanarak ayakta durabilen bir kişi, kıyamın tümünde dahi yaslanmaya ihtiyaç hissetse namazını ayakta kılması vâcib olur.

İftitah tekbiri alacak kadar bile olsa, kıyamda durmaya muktedir olan bir kişinin, yapabildiği kadarıyla ayakta namaz kılması; bundan sonra da oturması gerekir. Oturarak namaz kılmakta olan kişi, müm­kün mertebe hiçbir şeye yasianmamalıdır. Yasianmaksızın oturamayacaksa, yaslanarak oturması gerekir. Yan gelerek kılması caiz olmaz. Yaslanmaksızın veya yaslanarak oturmaktan aciz kaldığı takdirde yan gelerek veya sırtüstü uzanarak namazını kılar. Mezheblerin buna ilişkin detaylı görüşleri aşağıya alınmıştır.

Malikiler dediler ki: Yaslanmaksızın veya yaslanarak oturmak­tan aciz kalan kişi, sağ yanına uzanır, yüzünü kıbleye döndürerek nama­zını imâ ile kılar. Sağ yanına uzanamazsa sol yanına uzanır ve yine yüzü­nü kıbleye çevirerek imâ île kılar. Her iki yanına da uzanamadığı takdir­de, sırtüstü uzanarak ayaklarını kıbleye yöneltir. Bu üç durum arasındaki tertibe riâyet etmek mendubtur. Meselâ bu haldeki bir kişi, sağ yana uzan­maya muktedir olmasına rağmen, sol yana uzanır veya sağ ve sol tarafı üzerine yan gelmeye muktedir olmasına rağmen sırtüstü uzanırsa namazı sahîh olur, ancak menduba muhalefet etmiş olur. Sırtüstü uzanmaya muk­tedir olamayan kişi, karın üstüne (yüzükoyun) uzanarak başını kıbleye yöneltir ve namazını baş işaretiyle kılar. Sırtüstü uzanmaya muktedir ol­masına rağmen karınüstü uzanarak namaz kılan kişinin namazı batıl olur. Çünkü sırtüstü uzanışla karınüstü uzanış arasındaki tertibe uymak vâcibtir.

Hanefiler dediler ki: En faziletlisi, sırtüstü uzanıp ayakları kıb­leye yöneltmek, dizleri dikip yüzün kıbleye yönelik olması için başı da azıcık kaldırmaktır. Bu kişi namazını, sağ yana uzanacağı gibi, sol yana uzanarak da kılabilir. Ama sağ yana uzanmak daha faziletlidir. Tabiî bütün bunlar kişinin yapabilmesi hâlinde sözkonusudur. Bunları yapama­dığı takdirde kendisi için mümkün olan şekilde kılabilir.

Hanbeliler dediler ki: Yaslanmaksızın veya yaslanarak oturmaktan âciz kalan kişi, yan gelip yüzünü kıbleye çevirerek namazını kılar. Sağ yana uzanmak, sola nisbetle daha faziletlidir. Sağ yana uzanmaya mukte­dir olmasına rağmen sırtüstü uzanıp ayaklarını kıbleye yönelterek namaz kılan kişinin namazı, kerahetle birlikte sahîh olur. Yan tarafa uzanmaya muktedir olamayan kişi, namazını sırtüstü uzanıp ayaklarını kıbleye yö­nelterek kılabilir.

Şafiiler dediler ki: Oturmaktan aciz kalan kişinin hiçbir kayda bağlı olmaksızın yan tarafa uzanarak göğsünü ve yüzünü kıbleye çevir­mesi ve namazını bu şekilde kılması mümkündür. Sağ yana uzanmak, sola nisbetle daha faziletlidir ve sünnete uygundur. Ama bu yapılamazsa sol yana uzanmak caiz olur. Uzanarak namaz kılmakta olan kişi, mukte­dir olduğu takdirde rükû ve secdeleri yapmalıdır. Aksi takdirde bunları imâ ile yerlerine getirmelidir. Yan gelerek namaz kılamayan kişi, sırtüstü uzanarak namaz kılar. Bu kişi sırtüstü uzandığında ayaklarının tabanını kıbleye yöneltir; yüzünü de kıbleye yöneltebilmek için altına yastık ve benzeri şeyler koyarak başını azıcık yükseltir; rükû ve secdeler için imâ eder. Yapabildiği kadarıyla secdenin imâsını, rükûun imâsına nisbetle da­ha aşağıya doğru yapması vâcibtir. Yapamazsa vâcib değildir. Başıyla imâ yapmaktan âciz kalan kişi, kirpikleriyle imâ eder. Bu takdirde secdenin imâsının rükûun imâsına nisbetle daha aşağıya doğru olmasının vâcibliği düşer. Eğer kirpikleriyle de imâ etmekten âciz kalırsa namaz rükünlerini kalbiyle edâ eder.[115]