- Hased

Adsense kodları


Hased

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
reyyan
Sat 30 October 2010, 04:26 pm GMT +0200
Hased

M. Sâmi Ramazanoğlu


Allah Teâlâ buyuruyor:

"Ey iman edenler "râînâ" demeyin, "Ünzurnâ" deyin. Söze iyi kulak verin. Kâfirler için çok acıklı bir azâb vardır.

Ehl-i kitâbdan olan kâfirler de, müşrikler de size Rabbinizden herhangi bir hayır indirilmesini asla istemezler. Allah ise kimi dilerse rahmetini ona tahsis eder. Allah büyük lütuf ve inâyet sâhibidir.

Biz bir âyeti nesheder, yâhud unutturur, yani hükmünü te'hir edersek, onun yerine ya ondan daha hayırlısını, yâhud onun mislini getiririz. Bilmez misin ki Allah her şeye kâdirdir.

Bilmez misin ki göklerin ve yerin mülkü tasarrufu ancak ve ancak Allah'ındır. Yine bilmez misin ki sizin Allah'tan başka ne bir dostunuz, ne de candan bir yardımcınız vardır.

Yoksa siz de ey mü'minler, bundan evvel Mûsâ'ya sorulduğu gibi peygamberinizi sual yağmuruna tutmak mı istiyorsunuz? Kim imanını küfür ile değişirse muhakkak dosdoğru yoldan sapıtmış olur.

Ehl-i Kitabdan bir çoğu, hak ve hakîkat kendileri için açıkça meydana çıktığı halde nefislerindeki hasedden dolayı sizi imanınızdan sonra küfre döndürmeği ister oldular. Allah'ın emri gelinceye kadar bırakın şimdilik onları, söylediklerine aldırış etmeyin, şüphesiz ki Allah her şeye kâdirdir.

Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, kendiniz için önden ne hayır yollarsanız Allah katında onu bulacaksınız. Şüphesiz ki Allah ne yaparsanız hakkıyla görücüdür.

Yahûdiler ve Hıristiyanlar dediler ki: "Yahûdi ve Nasranî olanlardan başkası asla cennete girmeyecek." Bu onların boş kuruntularıdır. Habibim söyle onlara: "Eğer bu iddianızda sadık kimseler iseniz haydi burhanınızı getirin."

Hayır, kim taatında ve amelinde ihsan mertebesinde vechini hakkıyle Allah'a teslîm ederse işte onun ecri Rabbi katındadır. Onlara hiç bir korku yok, mahzun da olacak değillerdir." (Bakara sûresi: 104-112)

Bir gün Yahûdiler Huzeyfe bin Yemân ve Ammar bin Yâsir -radıyallahu anhüma-'ya Uhud vak'asından sonra gelip:

-Gördünüz mü başınıza geleni? Eğer siz hak üzere olsa idiniz bu hezimete uğramazdınız. Haydi bizim dinimize dönün. Çünkü biz sizin yolunuzdan daha doğru bir yoldayız, dediler. Ammar:

-Ahdini nakzetmek sizde ne gibi bir muamele görür? diye sordu. Dediler ki:

-Çok kötü bir muamele görür. Ammar dedi ki:

"-Ben yaşadığım müddetce Muhammed'e küfretmemek üzere ahdettim!"

Yahûdiler dediler ki:

-Ammar bizim dinimizden öyle bir çıktı ki bir kerrecik yüz göstermesi bile umulmaz. Pekiyi ya Huzeyfe sen bize bey'at etmez misin? Huzeyfe:

-Ben Rabb olarak Allah'tan, peygamber olarak Muhammed'den, din olarak İslâm'dan, imam olarak Kur'an'dan, kıble olarak Kâ'be'den, kardeşlerim olarak mü'minlerden başkasını istemem.

Dediler ki: Mûsâ'nın ilâhı sizin kalblerinize Muhammed'in sevgisini içirmiş.

Huzeyfe ve Ammar onlardan ayrılıp Resûlallah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e geldiler ve durumu anlattılar. Resûlallah -sallallahu aleyhi ve sellem-:

"-Büyük hayır kazandınız ve felâha erdiniz!" buyurdu.

Hased çok çirkin bir haslettir. Müslümanın hayırlı amellerini hased mahveder. Yahûdi ve Hıristiyanlar mü'minlere dâima hased ederler. Kendileri îman edip Allah'ın fazlından istifade edemedikleri için mü'minlerin Rabblerinden nail oldukları hayırları gördükçe hasedleri artar. Türlü desîseler düşünürler. Kazdıkları kuyulara neticede hep kendileri düşerler. Amma mü'minler arasında büyük sarsıntılara, karışıklıklara sebeb olurlar. Bunların ekserisinin tam mücâzatı âhirete bırakılır.

Şöyle bir haber vârid olmuştur:

"Kim Allah nezdindeki derecesini bilmek isterse, kalbinde Allah'ın yerinin nasıl olduğuna baksın. Zira kul Allah'ı kendi gönlünde nereye konuk ederse, Allah da kulu, kendi yanında oraya yerleştirir."

İnsan, ilâhî füyûzâtı almaya müsâid ilâhi bir nüshadır. İnsanın alt yapısı mülk, üst yapısı melekût menzilindedir. Başka bir ifade ile, tabiat ve nefis mülk; ruh ve sır melekût mesâbesindedir.

Allah'ın Rasûlü -sallalahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır:

"Dünya (fitnesin) dan sakınınız, zira nefsim kudret elinde olan Allah'a andolsun ki, dünyâ Hârut ve Mârut'dan daha sihirlidir."

Ulemâ demiştir ki: Dünyâ, Hârut ve Mârut'dan daha sihirlidir, zira o, kendisine karşı haris olmaya ve rakabete da'vet ettiği gibi, mal toplamayı ve bu malı başkalarına vermemeyi de tavsiye eder, böylece Allah'a itaatle senin aranda bir tefrikaya sebep olur, sana hakkı görüp, gözetme imkanı vermez.

Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır:

"-Dünya mü'minin hapishanesi, kafirin cennetidir."

Yani mü'minler için ahirette Allah o kadar ni'metler hazırlamıştır ki, dünyası ahirete nisbeten hapishane gibidir. Kafirler için de o kadar azab vardır ki, dünyâ âdetâ onlar için cennet sayılmaktadır.

SevD@_GüLü
Sat 30 October 2010, 04:38 pm GMT +0200
Allah razı olsun Allah bizleri hasedden kibirden korusun