- Has bahçenin mamulleri

Adsense kodları


Has bahçenin mamulleri

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
aysegul999
Thu 23 July 2015, 05:26 pm GMT +0200
HAS BAHÇENİN MAMULLERİ

Elife ATEŞ

Atalarımızın kadim bir geleneği vardı. Buna göre padişah dedelerimiz kendi şahsi ihtiyaçlarını devletin kasasından değil kendi “has bahçeleri”nde yetişen ürünlerden kazanılan gelirle karşılardı. Bu has bahçelerde yetişen ürünler hem saray mutfağının ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılar hem de fazlası şehir esnafına satılırdı. İstanbul’un iki yakasında da deniz kıyısı boyunca padişahlara ait birçok bahçe vardı. Bunlardan elde edilen mahsul ise hiç azımsanmayacak kadar çoktu ve İstanbul’un sebze, meyve ve çiçek ihtiyacının hatırı sayılır bir bölümünü karşılıyordu.

GÜLHANEDE GÜLLER

Gül, çiçeklerin efendisi bahçelerin kraliçesidir. Osmanlı sarayında da durum böyleydi. Sarayda en çok tercih edilen güller verd-i ahmer (kırmızı gül) ile verd-i sakız (sakız gülü) idi. Topkapı Sarayı’nın üç tarafını çevreleyen “Hasbahçe”nin bir bölümünde sarayın mutfak ihtiyaçlarını karşılamak üzere kırmızı gül ve sakız gülü yetiştiriliyordu. İsmini üzerinde yetişen güllerden almış olan bu yer, bugün de aynı adla anılan “Gülhane”dir. Burada yetişen güllerden, gül suyu ve gülbeşeker hazırlandığı düşünülmektedir. Buraya dikilecek gül fidanları ise genellikle Edirne’den temin edilirdi.

GÜL GÖNDERESİN EY BOSTANCIBAŞI

Edirne’de bulunan bostancıbaşıya gönderilen 995 Zilhicce / 1587 Kasım tarihli ferman: “İstanbul’da vaki olan Darü’s-Sa’ade-i Atik Bahçesi içün gül lazım olmağın, olageldiği üzere Edirne’den gül ihrac ettirilip gönderilmek emredip adet-i kadim üzere lazım olan akça verilmiştir. Buyurdum ki vardıkda te’hir ve tevakkuf eylemeyip, gereği gibi mukayyed olup şimdiye değin tedarik olunduğu üzere gül fidanı tedarik eyleyip beygirlere rahmil edip Südde-i Saadetime gönderesin, ihmal ve müsaheleden hazer eyleyesin”

BAĞI DUVARI GÜLDÜR GÜL

Saray çevresinde de küçük küçük çiçek bahçeleri bulunurdu.  Sebze, meyve ve çiçek bahçelerinin baş sorumlusu sarayın bostancıbaşısıydı ve emrinde binlerce bostancı çalışırdı. Padişahın kendi bahçesi olmasına rağmen bu bahçelerden saraya giren ürünlere de ayrıca bir ücret ödenirdi. Padişahın şahsına ait has bahçelerde sebze meyvenin yanı sıra çokça çiçek de yetiştirilirdi. Bazı hanım sultanların bahçelerinde de küçük çiçek bahçeleri mevcuttu. Buralarda yetişen başlıca çiçekler; gül, menekşe, şebboy, karanfil, lale, nergis, sümbül, sünen ve zambaktı.

O ZAMANIN KARABORSACILARI

Sarayın ihtiyacı olan bu çiçekler padişaha ait hassa bahçelerde yetiştiği gibi İstanbul ve çevresinden de temin edilirdi. İstanbul’a çiçekler uzak yerlerden gemi ve karayoluyla yakın yerlerden de at arabaları ve el arabalarıyla getirilirdi. Bazı kötü niyetli kimseler ise daha bu mahsuller gerekli iskele ve mevzilere gelmeden karşılayıp ürünlerin tamamını alır daha sonra da halka fahiş fiyatla satardı.  Devlet ise bunun önlenmesi için sıkı tedbirler alırdı.

ÇİÇEK RUHUN GIDASIDIR

Osmanlı sarayının iaşesinde önemli bir yer kaplayan çiçekler, genel olarak helvahanede reçel ve tatlı yapımında kullanılırdı. Saraya alınan çiçekler arasında şükufe-i benefşe (menekşe çiçeği) ve şükufe-i şeftalu (şeftali çiçeği), nilüfer ve karakaş çiçeğinin adı geçmektedir. Atalarımız bal yapan arı misali hangi çiçekten ne alacaklarını, o çiçeği nerede kullanacaklarını çok iyi bilirlerdi. Ata yadigarı menekşe çayı da bizden size tavsiye.

ÖRTÜN DE RENGİ KAÇMASIN!

Osmanlı döneminde kendi adıyla bir dönem açacak kadar öneme sahip olmuş bir çiçek de şüphesiz laledir. Lalenin Osmanlı’ya Batı’dan geldiği kayıtlıdır yalnız bu çiçeğin orijini tam olarak meçhuldür. Ama şark kökenli olması muhtemeldir. Bilindiği üzere renk renk, çeşit çeşit lale bulunmaktadır. Nadir bulunan laleler, devrinde çok fahiş fiyatlara alınıp satılmaktaydı. Lalelere o kadar ihtimam gösterilirdi ki hava sıcak olduğu zamanlarda üzerlerine renkleri uçmasın diye beyaz örtüler örtülürdü. Atalarımız isim de koyarlarmış bu güzide çiçeklere.

HANIM SULTANLARA ÇİÇEK SEPETİ

Atalarımızın çok hoş bir geleneği vardı. Arife, bayram gibi özel günlerde padişaha, sarayın ileri gelenlerine, şeyhülislama haremde bulunan padişah kadınlarına, hanım sultanlara, ileri gelen devlet adamlarına vs. çiçek tablası ile meyve sepeti gönderilirdi. Dış ülkelerden gelen elçilere de İstanbul’da bulundukları süre zarfında çiçek ve meyve sepeti gönderilirdi. Bu da gösteriyor ki atalarımız sadece o savaş senin bu savaş benim deyip at koşturmuyorlarmış. Velhasıl ince ruhlu insanlarmış…

ceren
Thu 23 July 2015, 05:38 pm GMT +0200
Esselamu aleykum.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Osmanlıda çiçek kültürünün olduğunu ve bu denli önem verdiklerini bilmiyordum.Çiçek bahçeleri ve o ürünlerden karşılanan paraları ile geçimlerini sağlıyorlar.Hanımlarına,valide sultanlara da özel günlerde sunuluyor.