- Haricilerin isyanı

Adsense kodları


Haricilerin isyanı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Mon 11 April 2011, 12:49 pm GMT +0200
Haricilerin İsyanı


Bu yılın Şa'ban ayında Hariciler ayaklanıp Hz. Ali'ye karşı harekete geçtiler. Hz. Ali'nin iki hakem tayin etmesini uygun görmediler ve "Sen Allah'ın dininde hakem kabul ediyorsun, oysa Allah Kuran'da

"Hüküm yalnız Allah'a aittir." (En'am suresi ayet 57) buyuruyor. Sen de insandan hakem yapıyorsun." dediler. Hz. Ali onlarla bu konuda münazara etti.

Sonra Abdullah b. Abbas'ı onları iknaya yolladı. İbni Abbas onların şüphelerindeki yanlığı açıkladı, onlara ayeti tefsir etti ve insandan hakem olabileceği hususunda Nisa 35'inci ayeti olan

"Eğer aralarının açılmasından korkuyorsanız kocanın ailesinden bir hakem karının ailesinden de bir hakem yollayın..." ayetleriyle delil getirdi. Bunun üzerine haricilerden bir kısmı doğruyu kabul edip Kûfe'ye geri geldi. Bir kısmı kabul etmeyip oradan hareket ettiler. Yolda Habab b. El-Erat (r.a.) oğlu Abdullah'a rastladılar. Yanında hanımı da vardı. Abdullah'a "Sen kimsin?" dediler. O da "Nesebini saydı. Bunun üzerine teker teker Hz. Ebu Bekir Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali hakkındaki kanaatini sordular. O da her birini saygıyla andı. Onu yakalayıp götürdüler. (Ebu Miclez'in İbni Ebi Şeybe'nin M u san nef indeki habere göre, giderlerken içlerinden biri ağaçtan düşen bir hurmayı yerden alıp ağzına atınca diğerleri "O anlaşmalı olduğumuz bilinin hurması. Onu izinsiz yemeye nasıl bir delil buldun." dediler. O da azgından çıkarıp attı. Bir domuza rastladılar. Biri kılıcıyla hafifçe vurunca onu da "Bu anlaşmalı olduğumuz birinin domuzu, sen ona vurmayı hangi delil ile helal görüyorsun!" diye azarladılar. Bunu gören Abdullah b. Habbab "Ben size bundan daha haram bir şey s'öyleyeyim mi?" dedi. "Evet." dediler. O da "Benim kanım" dedi.) Onu dinlemeyip öldürdüler. Hanımını da öldürüp hamile olduğunu anlayınca cesedin karnını deştiler. Abdullah ashabın en salih çocuklarından biri idi.

Bu yıl Hariciler Hz. Ali ile harp etmek üzere harekete geçtiler. Aralarında Nehrevan savaşı vuku buldu. Haricilerin komutanı Abdullah b. Vehb es-Sebâî idi. Hz. Ali harici ordusunu bozguna uğrattı ve çoğu kılıçtan geçirildi. Başlan Abdullah b. Vehb de öldürüldü. Bu savaşta Hz. Ali'nin askerinden sadece on iki kişi öldürülmüştü.

Bunlara Haruriye grubu da denir. Çünkü onlar Hz. Ali'ye baş kaldı­rıp Küfe'den çıkmışlar ve Kûfe'ye yakın, adı Harûra olan bir köyde kamp kurmuşlardı. Hz. Ali onlarla savaş etmeyi ancak Habbab ve ha­nımı öldürüp yağmacılığa başlayınca helal saymış idi.

Nehrevan savaşı 38'inci yılın Şa'ban ayında vuku bulmuştu. Bir ri­vayette ise Safer ayında yapıldı deniyor.

İkrime b. Ammar der ki: Bana, Ebu Zümeyl, Abdullah b. Abbas'tan bu konuda kendine şöyle dediğini anlattı:

-Hariciler yurtlarında .(Nehrevan'da) altı bin kişilik bir orduyla toplandığı zaman ben Hz. Ali'ye "Ya Emiral-Mu'minin, öğle namazını acele etmeyip de öğle sıcağı geçene kadar tehir etsen. Belki şu heriflerle bir daha konuşsam. Çünkü ben onların sana isyanından korku içindeyim." dedi.

Sonra İbni Abbas (r.a.) çok güzel iki kat elbise giydi. Zaten kendisi gayet güzel kılıklı bir zat idi. İbni Abbas der ki: Kalkıp bu adamların yanına geldim. Beni görünce "Merhaba İbni Abbas! Bu elbise ne böyle!" dediler. "Bu elbise güzel diye mi böyle alaycı şekilde soruyor­sunuz. Ben Peygamberin üzerinde elbiselerin en güzelini gördüm." deyip sonra onlara

De ki: Allah'ın kullarına çıkarttığı zinetleri kim haram yapıyor!"

(A'raf suresi ayet 32) ayetini okudum.

Onlar da "Seni buraya hangi hizmet getirdi?" dediler. Ben de: "Ben size müminlerin emiri Ali'nin ve Peygamberin arkadaşlarının yanından geliyorum. Onun ashabından aranızda hiç kimse görmüyorum. Geldim ki onların söylediklerini size aktarayım, sizin görüşlerinizi de onlara ulaştırayım. Siz Peygamberin hem amca oğlu olan hem de damadı olan bir zattan neyin intikamını alıyorsunuz?" dedim. Onlar birbirine bakıp sonra "İbni Abbas'la konuşmayın zira Allah (c.c.) Bu gibiler hakkında

"Üstelik onlar düşman bir kavimdir." buyuruyor. (Zuhruf ayet 58) dediler. İçlerinden biri "Peygamberin amca oğlu ile konuşmamıza bir engel yok." dedi. Onlar da:

-Biz ondan üç özellik sebebiyle intikam alacağız. Birincisi, Ali Al­lah'ın dininde insanın hakemliğini kabul etti. İnsanların Allah'ın hükmünde ne müdahelesi var ki. İkincisi: Ali Şamlılarla hem harp et­meyi helal sayıp çarpıştı, ama onları ne esir alıyor ne de kalan mallarını ganimet sayıyor. Eğer onlarla savaşmak helal ise esir alınıp köle yapılması da helaldir. Yoksa esareti haram olanla harp de olmaz. Üçüncüsü de: Hakem vesikasından "müminlerin emiri" kelimesini sildirdi. Ali Müminlerin emiri değilse müşriklerin emiridir." dediler. Ben de "başka itiraz noktanız var mı?" dedim. "Bu yeter!" dediler. Ben de:

-Peki, ben size Allah'ın kitabı ve Peygamberin sünnetinden bunların cevabını bulup çıkarırsam siz fikrinizden dönüp cemaate katılacakmısınız?" dedim onlar da "dönmemize ne engel olur?" dediler. Ben de onlara: I- Sizin onun "Allah'ın dininde hakem tayin ettiği" ithamınıza gelelim. Ben Allah'ın kitabında Allah'ın "Sizden adaletli iki kişi hü­küm verecek." buyurduğunu görüyorum. Buradaki hüküm hacda av­lanan bir tavşan ve benzeri irilikteki hayvanların kıymeti dört dirhemlik bir şey hakkında bile Allah bu konuda hüküm verme yetkisini insana bırakıyor. Dilese bu konuda istediği hakem gibi hekem tayin ederdi. Hem Allah "Eğer karıyla koca arasında bir ayrılık olacağından korkuyorsanız bir hakem koca tarafından bir hakem de hanım tarafından gönderin." buyuruyor. Ne dersiniz bu konuda Kuran'dan delilinizi çıkarttım mı?" dedi. "Evet" dediler. 2- Ben onlara Siz "Ali hem savaştı hem de esir alıp köle yapmadı." diyorsunuz. Evet almadı, zira sizin Anneniz olan Hz. Aişe'yle savaştı. Allah (cc) (Ahzab 6) ayetinde

"Peygamberin hanımları onların analarıdır." buyuruyor. Şimdi siz Aişe anamız değil diyorsanız kesin kafir oldunuz. Eğer o anamızdır diyorsanız onu esir almanız size asla helal olmaz. Şimdi siz bu konuda iki ayrı sapıklık içerisindesiniz. Nasıl buna da delil getirdim mi?" deyince "Evet." dediler.

Ben "Adından müminlerin emiri kısmını sildirmesi iddianıza gele­lini. Siz bilmiyor musunuz ki Hudeybiyede sulh yapıldığı gün Rasulullah ile Süheyl b. Amr arasında yapılmıştı. Rsulullah (s.a.v.): "Ya Ali, şu vesika Muhammed Rasullah'ın üzerinde anlaşmaya vardığı vesikadır." diye yaz! Buyuranca Mekkeliler "Biz senin peygamber okluğunu bilsek seninle harp etmezdik. Yazacaksan seninle babanın adını Muhammed b. Abdillah diye yaz!" diye itiraz edince Nebi (s.a.v.): "Allah'ım sen biliyorsun ki ben senin Rasulünüm!" buyurup sonra antlaşma yapılan sayfayı aldı ve "Rasulullah!" kelimesini bizzat eliyle silip ardından "Ya Ali "Bu vesika Muhammed b. Abdillah'ın üzerinde anlaşmaya vardığı vesikadır." diye yaz." buyurdu. Vallahi bu olay Peygamberi peygamberlikten çıkartmamış idi. Bu da tamam mı?" dedi. "Evet" dediler.

Ebu Zümeyl der ki: Haricilerin üçte biri fikirlerinden geri döndü, üçte biri, Küfe'ye geri gidip harbe katılmadı. Geri kalanları da bu sapık fikirleriyle savaşa katılıp öldürüldü.[904]

Avf der ki: Bize Ebu Nadra, Ebu Said el-Hudrî aracılığıyla Nebi (s.a.v.)'in

"Ümmetim iki fırkaya ayrılacak, ikisi arasından bir de dininden ok gibi fırlayıp çıkacak olan sapık bir grup çıkacak. Onları, bu iki gruptan hakka daha yakın olanlar öldürecek." buyurduğunu rivayet eder. Bu hadisi, Katade ve Süleyman et-Teymî de Ebu Nadra'dan naklediyor.[905]

İbnu Vehb anlatıyor: Bize Amr b. El-Haris, Bükeyr b. El-Eşec -Busr b. Ebi Said isnadıyla Ubeydullah b. Ebi Rafi'den naklediyor:

-Harurîler Hz. Ali'ye karşı çıktıklarında "Hüküm sadece Allah'a aittir." dediler. Hz. Ali de

"Kendisiyle batıl kast edilen bir hak söz." dür. Zira Rasulullah (s.a.v.) bir takım insanların sıfatlarını anlatmıştı. Ben onların sıfatını şimdi şu dilleriyle "hakkı" söylediği halde bu sözleri boğazlarından öte geçmeyen (Hz. Ali eliyle de boğazını göstererek) Allah'ın yarattıkları arasında ona en sevimsiz olan insanlar üzerinde görüyorum. İçlerinde kara tenli elinden biri koyun memesi (ya da meme başı) gibi olan biri vardır." dedi.

Hz. Ali onlarla savaştığında askerlerine "iyi bakın bakayım be eli ' memeli adam içlerinde var mı?" dedi. Adamları arayıp geldiler. Onun ölüsünü bulamamışlardı. Hz. Ali onlara "Dönün bir daha arayın. Vallahi ne ben yalan söyledim ne de bana (Rasullah tarafından) yalan bil­dirildi." dedi. Adamlar araştırınca onu oradaki bir harabede ölü olarak buldular, getirip Hz. Ali'nin önüne koydular. Ubeydullah dedi ki: Ben Hz. Ali'nin onlar hakkındaki bu sözüne ve o adamın bulunmasına aynen şahit oldum.[906]

Yahya b. Süleym, İbnu Huseym'den şöyle naklediyor:

Ubeydullah b. Iyaz der ki: Abdullah b. Şeddad b. El-Hâd, Hz. Ali'nin öldürüldüğü günlerden birinde Hz. Aişe, Ubeydullah'a "Ali'nin savaştığı şu adamlar hakkında bana malumat ver." dedi. Ubeydullah da şöyle anlattı:

-Hz. Ali, Muaviye ile yazışıp anlaşınca ve işi iki hakem kararına bı­rakınca, insanların o gün en abitleri sayılan sekiz bin kadar insan Hz. Ali'nin bu kabulüne karşı gelip isyan ettiler ve Kûfe'nin ilerisindeki Harûra köyü arazisine geldiler ve Hz. Ali'ye: "Sen, Allah'ın sana giy­dirdiği halifelik gömleğini kendi elinle (ismini halife olarak sildirmekle) söküp attın. Bir de Allah'ın dininde insanlardan hakem tayin ettin. Oysa hüküm verme sadece Allah'a aittir." dediler. Onların bu ithamları Hz. Ali'ye ulaşınca dellal çağırtıp Kur'an hafızı olan alimleri topladı, sonra büyük imam olarak Kuran istedi. Kur'an'ı önüne koydu. Eliyle Kuran'ı hareket ettiriyor bir yandan da "Ey Kuran hadi insanlara kimin haklı olduğunu söyle!" diyordu. İnsanlar hep bir ağızdan "Sen ne soruyorsun?" o sadece kağıt yaprağı ve mürekkepten ibaret. Okuyup öğrendiğimizle ancak biz konuşuruz, sen ne istiyorsun" dediler. Hz. Ali işte isyan edip çıkan arkadaşlarınız var ya, işte benimle onların arasına Kur'an hakemdir. Allah kitabında koca ile eşi hakkında "Eğer aralarında bir ayrılıktan korkuyorsanız kocanın ailesinden bir hakem, hanımın ailesinden de bir hakem yollayın. Bu ikisi sulh istiyorlarsa Allah onların arasını birleşmeye muvaffak eder." buyuruyor. Böyle olunca Muhammed ümmetinin hakkı ve hürmeti elbette bir tek kadın ve kocanınkinden daha büyüktür. (Bunlar Muaviye ile yazıştın ve adını "Ebu Talib oğlu Ali" diye yazdın diye benden intikam alıyorlar. Halbuki Hudeybiye sulhunda Süheyl b. Amr -müşrikleri temsilen bize gelmişti. Rasulullah besmeleyi yazdırmıştı. Amr öyle değil "bismike Allahumme" diye müşriklerin söylediği tarzda yazılmasını istedi. Peygamberimiz: Yaz! "Allah'ın peygamberi Muhammed ile." deyince Süheyl "Ben senin Peygamber olduğunu bilsem sana niye karşı çıkayım." diye itiraz etti. Efendimiz de "Bu Abdullah oğlu Muhammed'in Kureyşle üzerinde anlaştığı..." diye yazdırdı.

Allah kitabında "Allah'ı ve Ahireti ümid edenlere Allah'ın Pey­gamberinde alınacak en güzel örnekler vardır." (Ahzab 21) buyuruyor. Hz. Ali onlara İbni Abbas'ı aracı yolladı. Ben de beraber İdim, Ordugahlarının ortasına vardık. İbnu Kevvâ kalktı ve adamlarına "Ey Kuran hafızları! İşte bu zat Abdullah b. Abbas'tır. Bilmeyenlere şimdi ben onu Allah'ın kitabının tanıttığı gibi tanıtacağım. Bu zat kendini vt kavmi hakkında Allah'ın "Onlar düşman bir topluluktur." buyurduğu kimselerdendir. (Zuhruf suresi ayet 58) Onunla Allah'ın kitabında münazara etmeyin, onu adamı Ali'ye geri yollayın!" dedi. Fakat hatipleri kalkıp, "Vallahi onunla Allah'ın kitabında münazara ederiz, Bize bizim de tanıyabileceğimiz hak bir delil getirirse ona uyarız, Batıl bir şey söylerse biz de onu ayıplar arkadaşına göndeririz. Üç gün İbni Mesud ile Kuran'da münakaşa ettiler. Onlardan dört bini tevbe edip fikirlerinden vaz geçti. Bunlar arasında liderleri İbnu Kevva' da vardı, Bunlar Hz. Ali'ye gelip Kûfe'de gelip katıldılar.

Geri kalanlara Hz. Ali haber salıp "Sizin de bildiğiniz gibi Muaviy§ ile aramızda olan oldu. "Haram kan akıtmamak, yol kesicilik etmeden Zımmilere zulmetmeden, Muhammed ümmeti bizimle sizi hirlcştirln-ceye kadar istediğiniz yerde oturun. Ama bunları yapacak olursanıi harbe aynen devam ederiz. Allah hainleri sevmez." dedi. Hz. Aişe "Yâ İbnu Şeddad! Ama Ali onları öldürdü." deyince o "Vallahi onlar yol kesmeye, kan dökmeye, zimmetten verilenleri helal sayıncaya kadar Ali onlara asla savaş açmadı." dedi. Hz. Aişe ona "Allah adına ant ve­riyorum." deyince "Kendinden başka ilah olmayan Allah adına aynen böyle oldu." dedi. Hz. Aişe ona:

-Peki bana Irak halkından ulaştığına göre Zu's-Sudiyye, Zu Sudiyyg diye bir şey bahsediyor, bu ne?" dedi. Abdullah b. Şeddad da: "Evet bgn onu gördüm. Ali ile ölüler arasında onun cenazesinin başında durdum, Hz. Ali insanları çağırıp "Bunu bilen var mı?" dedi. Onun hakkında m çok söyledikleri "Her halde falancaların mescidinde namaz kılarken gördüm." demek olabildi. Hiç biri onun kim olduğunu ispat edecek bir delil getiremedi. Hz. Aişe:

-Peki Ali onun başında ne dedi, Iraklıların iddia ettiği şeyleri mi dedi, deyince o "Ben onun "Allah ve Rasulü doğru söylemiştir." dediğini duydum, dedi. Hz. Aişe de "Peki başka birşey dediğini duymadın mı?" deyince "Evet Allah için duymadım!" dedi. Bunun üzerine Hz. Aişe (r.a.):

-Evet Allah ve Rasulü doğru söylemiştir. Allah Ali'ye rahmet etsin. O hayret edilecek bir şey gördü mü kesinlikle "Allah ve Rasulü doğru söylemiştir!" derdi. Irak halkı da bu doğrulan alıp Ali adına yalanlar uyduruyor ve onun naklettiği hadislere bu yalanları ekliyorlardı." dedi)[907]






[904] Kitabu'l-Futuh 4/90-95-125 (bütün teferruatıyla); Taberi 3/109; Belazurî, Ensab 3/127; İbni Sa'd kısaca 3/32; Ya'kubi, Tarih 2/292; İ. Ebi Şeybe 15/300, 301; İbnu'l-Cevzî, Muntazam 5/128 aynı metin.

[905] Müslim 1064 (151-153); Ebu Davud 4764; Müsned 3/32, 48; Beyh. Süneni Kübra 3/178; E. Nuaym, Hilye 3/98; İbni Ebi Şeybe bu Ebu Said hadisini 15/316, 322 ve 329'da daha geniş verir.

[906] Müsned 1/139, 140; Tabei 3/114; İ. Ebi Şeybe 15/311, 326; ayrı ravilerle Belazurî, Ensab 3/150; Muntazam 5/136; Taberi 3/123, 125

[907] Ebu Ya'la, Müsned 1/367 h. No 474; Müsned 1/86-87; Parantez arası Müsned ve Ebu Ya'la'dan ilavedir, (mütercim)

İmam Zehebi, Tarihu’l-İslam, Cantaş Yayınları: 6/ 337-344

Bilal2009
Fri 23 July 2021, 11:48 am GMT +0200
Esselamü aleyküm Rabbim bizleri fitnecilerin fitnesinden korusun Rabbim paylaşım için razı olsun

Sevgi.
Sat 24 July 2021, 01:24 am GMT +0200
Aleyküm Selam. Rabb'im bizleri her kötülüğe karşı korusun inşaAllah