- Hangisi Şiir?

Adsense kodları


Hangisi Şiir?

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafız_32
Wed 15 September 2010, 03:17 pm GMT +0200
Hangisi Şiir?


10 Haziran 1326 -1910

Arap edebiyatiyle bir az aşinalığı olanlar Kaside-i Bürde namiyle iştihar etmiş olan “Banet Suadu...” neşide-i garrasına, kabil değil, bigâne kalamazlar.

Cenabı Peygamberin iltifatına mazhar olan bu şiir beliğ, sahabeden Ka´b B. Züheyr´indir ki; babası da arabın en metin şairlerindendir. Hatta hazreti Ömer “en büyük şair kimdir?” sualiyle karşılaşınca “vemen, vemen diyendir” diyerek Zuheyre iyma eder­miş. Çünkü Züheyrin Muallakasında

Vemen hâbe esbabel menâyâ yenennehu

mısraı ile başlayan altı yedi beyit vardır ki, her birinin başında “vemen” vardır. Arabın şi´ri kadimi daima elvah-i tabiatı, âlem-i bedevetı musavvir olarak hikmete nadiren tercümanlık ettiği için, Cenabı Ömer besbelli bu sözlerde bir hususiyet görmüş ki; pek beğenir, daima inşad edermiş.

Malûmdur ki Ka´b´m demi heder [31] edilmişken huzur-i peygamberiye dehaletle okuduğu “Banet Suadu” kasidesi sayesinde mazhar-ı afv olarak, ecîlle-i ashab [32] arasına girmiştir. Şiire Kaside-i Bürde denilmesine sebeb de sahibi tarafından inşad edilirken Resulü Muhteremin duş-i pakindaki bürdeyi çıkarıp §aire bahşey-Iemesidir.

Bazıları Kaside-i Bürde ile Kaside-i Bur´eyi birbirine karıştırıyorlar. Evet “Emin tezekkuri çıranın bizi selemi” mısraı ile başlayan gür de Hazreti Peygamber hakkında ise de nazımı olan imam Bu-sayrî, Asri Saadeti idrak edemediği için tabii Ka´b gibi şi´rine caize olarak bürde almamıştı. Ancak bu şiiri nazm ettikten sonra çoktanberi muztarip olduğu müzmin bir hastalıktan şifayap olmuş da onun için kasidesine “Kasidei Bur´e” namını vermiş, diyenler vardır. Binaenaleyh (bur´e) ile [33] (“bürde”)yi [34] ayırmalıdır.

Kaside-i Bürde´nin müteaddit şerhleri vadır ki bendeniz bir iki tanesini gördüm. Zaten şerhleri olmasa şiirin çok yerini biz Türkler şöyle duralım, araplar da kolay kolay anlıyamazlar. Hatta Nebiyyı Muhterem Efendimiz kaside inşad olunurken, geçen bazı kelimeleri ashaba sormuşlar, bilen olmayınca kendileri izah buyurmuşlardır.

Gariptir ki eslâf-ı kiram bu şi´ri güzini şerh için koca koca kitaplar yazmış, bir çok dekaik lisaniye ve edebiye göstermiş iken asıl ihtarı lâzım gelen bir dakikayı geçmişlerdir, ihtimal ki; benim görmediğim şerhler de vardır; lâkin gördüklerimde tesadüf ettiğimi hatırlamıyorum:

Ka´b, şİ´rinde sevdiği Suadın kendini bırakıp gittiğinden tutturarak arkasından yetişmek için nasıl bir deveye binmesi lâzım geleceğini uzun uzadıya anlattıktan sonra bir girizgâh ile Peygamberi methe başlıyor. Bir aralık “Peygamber Allah´ın öyle bir yalın kılıcıdır ki karanlıkta kalanlar onun aydmlığıyle yol bulurlar...”, mealindeki:

înner-resule le-nunın yüstedau bîhi Muhannedun mîn suyufi-Uahi meslûlû!

beytini okuyunca Cenabı resul safveti cevherini nazarlardan örten kınını yarıp çıkmış bir kılıç gibi hemen Bürde-i Pakinden insilâh ederek beytin her suretle masadık tamı olduklarını göstermişlerdir. îşte şarihler Cenabı Peygamberin tam bu beyti okunduğu zaman mübarek hırkalarını çıkarıp ka´bm üzerine attıklarını söylüyorlar da bundaki inceliği ihtar etmiyorlar. Bana öyle geliyor ki hiç bîr şair böyle kıymetli bir caize almamıştır. Acaba hangisi daha şiir? Kaside rai, caize mi, [35]