- Hakkı Şerî Lafızlarla İfadelendirmek

Adsense kodları


Hakkı Şerî Lafızlarla İfadelendirmek

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
saniyenur
Sat 14 January 2012, 10:59 pm GMT +0200
Hakkı, Şer’î Lafızlarla İfadelendirmek Ehl-i Sünnet’in Yoludur


Hakkı, nebevî ve ilâhî şer’î lafızlarla dile getirmek, ehl-i sünnet ve’l-cemaat’ın izlediği bir yoldur. Muattile ise şârîin dile getirdiği isim ve sıfatlardan yüz çevirirler. Bu sıfatların anlamları üzerinde düşünmezler. Kendilerinin bid’at olarak ortaya attıkları mana ve lafızları itikad edilip inanılması, güvenilip kabul edilmesi gereken muhkem anlam ve lafızlar olarak kabul ederler.

Hak, sünnet ve iman ehli ise Allah ve Rasûlünün söylediklerini inanılması ve kabul edilmesi gereken hakkın kendisi olarak değerlendirirler. Öbürlerinin söylediklerinden ise ya büsbütün yüz çevirirler yahut ta onun durumunu etraflı bir şekilde açıklarlar. Onun hakkında Kitab ve Sünnete göre hüküm verilir, yoksa onlardan hareketle Kitab ve Sünnet hakkında hüküm verilmez.

Anlatmak istediğimiz şudur: Onların itikadlarında ağırlıklı olarak görülen şey selbîliktir (olumsuz anlatımlardır.) O şöyle değildir, o böyle değildir. İsbat (olumlu ifadeler) ise pek azdır. O alim’dir, kadir’dir, hayy’dır gibi. Sözü edilen nefyin bir çoğu ise Kitap ve Sünnetten alınmış olmadığı gibi, onların dışında sıfatları isbat edenlerin izledikleri aklî yollardan da alınmış değildir. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Hiçbir şey O’nun gibi değildir. O herşeyi işitendir, herşeyi görendir (semî’dir, basîr’dir.)" (eş-Şûrâ, 42/11)
Bu buyrukta nefyin manasını da ortaya koyan bir isbat vardır. O bakımdan bu buyruktan Yüce Allah’ın kastının şu olduğu anlaşılmaktadır: Kemal sıfatlarına tek başına O sahiptir. Yüce Allah kendi zatını nitelendirdiği, rasûllerinin kendisini vasfettiği sıfatlara sahiptir. Sıfatlarında da, isimlerinde de, fiillerinde de O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. Ayrıca O’nun, mahlukatından hiçbir kimsenin muttalî olmadığı sıfatları da vardır. Nitekim sıkıntılı haller için yaptığı duasında o doğru sözlü rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Allah’ım sahip olduğun ve kendi zatını kendisiyle adlandırdığın yahut Kitabında indirdiğin yahut kullarından birisine öğrettiğin yahut ta gayb ilminde kendi nezdinde kimseye bildirmeyip sakladığın her bir ismin ile Senden, Kur’ân-ı Kerîm’i kalbimin baharı, göğsümün nuru, hüznümün uzaklaştırıcısı, keder ve üzüntümün gidericisi kılmanı niyaz ederim."[20]

Yüce Allah’ın rahmetine nail olmasını dilediğimiz hocamızın (Tahâvî’nin) "Hiçbir şey O’nu âciz bırakmaz" ifadesi yerilmiş nefy türünden değildir. Çünkü Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Göklerde olsun, yerde olsun hiçbir şey Allah’ı âciz bırakmaz. Muhakkak O en iyi bilendir, herşeye güç yetirendir." (Fatır, 35/44)
Böylelikle Yüce Allah âyet-i kerîme’nin sonunda aczinin söz konusu olmayacağına delili zikrederek ona dikkat çekmektedir. Bu ise ilim ve kudretin kemalini ifade eder. Çünkü âcizlik ya bir işi yapmak isteyen kimsenin o işi yapmaya gücünün bulunmadığının ifadesidir; yahut ta o işi bilmediğinden dolayı âcizdir.

Zerre ağırlığı kadar hiçbir şey de Allah’ın ilminin dışında değildir ve O herşeye kâdir olandır. Akıl ve fıtratların kabul ettikleri apaçık gerçeklerden birisi de O’nun kudret ve ilminin kemal derecesinde olduğudur. O halde âcizlik O’nun hakkında söz konusu değildir. Çünkü kudret ile âcizlik arasında belli bir çelişki vardır. Ayrıca âciz olan bir kimsenin ilâh olması uygun değildir. Yüce Allah bundan alabildiğine yücedir, münezzehdir.

"O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur."


[20] Müsned, I, 391, 452.
 


Sevgi.
Sat 1 May 2021, 12:42 am GMT +0200
Esselamü Aleyküm. Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim

ceren
Sun 2 May 2021, 02:16 pm GMT +0200
Esselamu aleyküm.rabbim razı olsun bizlere sunulan bu güzel bilgilerden kardeşim...

Bilal2009
Mon 3 May 2021, 04:31 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri ilim öğrenen kullarından eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun