ezelinur
Mon 28 June 2010, 06:00 pm GMT +0200
HAKİR BİR KÖLE, BİR TABAK ÜZÜM
Az ilerdeki asmanın gölgesinde oturabildiğinde, hâlâ Rahmet Peygamberinin ayaklarından kanlar akıyordu. İki rekat namaz kıldı, elerini semaya kaldırdı, Alemlerin Rabbi’ne yöneldi:
“Ey merhametliler merhametlisi! Gücümün zayıflığını, tedbirimin azlığını, halkın gözünde hakir görülüşümü sana arz ediyorum. Sen beni kime bırakıyorsun? Senden uzakta olan, beni gördükçe suratını asan kimselere mi? Bana gazabın yoksa asla gam çekmem. Nuruna sığınıyorum. Her şey senin hoşnutluğun için. Güç ve kuvvet senin elinde...“
Tam o sırada biri sessizce yaklaştı: Addas... Elinde bir tabak üzüm getirmişti:
“Buyurun, bundan yiyin” dedi. Mahzun Nebi, “Bismillah“ deyip üzüme uzanırken Addas, hayretle sordu: “Sen kimsin?“
Aldığı cevap çok netti: “Alemlere rahmet olarak gönderilen son peygamberim“
Addas, yıllarca gökte aradığını şimdi önünde bulmuştu. Allah Rasulü‘nün başını, ellerini, ayaklarını öpmeye başladı. Onu gönderen hıristiyan efendisi ve etrafındakiler ise “buna ne oluyor!“ dercesine uzaktan bakıyorlardı. Bu gönlü muhabbet kıvılcımıyla tutuşmuş adam, Kâinatın Efendisi’ne Taifli olarak iman eden tek kişi idi.
Az ilerdeki asmanın gölgesinde oturabildiğinde, hâlâ Rahmet Peygamberinin ayaklarından kanlar akıyordu. İki rekat namaz kıldı, elerini semaya kaldırdı, Alemlerin Rabbi’ne yöneldi:
“Ey merhametliler merhametlisi! Gücümün zayıflığını, tedbirimin azlığını, halkın gözünde hakir görülüşümü sana arz ediyorum. Sen beni kime bırakıyorsun? Senden uzakta olan, beni gördükçe suratını asan kimselere mi? Bana gazabın yoksa asla gam çekmem. Nuruna sığınıyorum. Her şey senin hoşnutluğun için. Güç ve kuvvet senin elinde...“
Tam o sırada biri sessizce yaklaştı: Addas... Elinde bir tabak üzüm getirmişti:
“Buyurun, bundan yiyin” dedi. Mahzun Nebi, “Bismillah“ deyip üzüme uzanırken Addas, hayretle sordu: “Sen kimsin?“
Aldığı cevap çok netti: “Alemlere rahmet olarak gönderilen son peygamberim“
Addas, yıllarca gökte aradığını şimdi önünde bulmuştu. Allah Rasulü‘nün başını, ellerini, ayaklarını öpmeye başladı. Onu gönderen hıristiyan efendisi ve etrafındakiler ise “buna ne oluyor!“ dercesine uzaktan bakıyorlardı. Bu gönlü muhabbet kıvılcımıyla tutuşmuş adam, Kâinatın Efendisi’ne Taifli olarak iman eden tek kişi idi.