neslinur
Mon 26 July 2010, 03:15 pm GMT +0200
Hakimin Öfkeli Halde Hüküm ve Kara Vermemesi
Adaleti yansıtmak, haklıyı haksızdan, mazlumu zâlimden dosdoğru ayırd etmenin birtakım ölçü ve kıstasları vardır. Bunlardan biri de hâkimin serinkanlılıkla davacıyla davalıyı dinlemesi, şahit ve belgeleri değerlendirmesi ve tam kanaat hasıl olunca karar vermesidir.
Davacının veya davalının tavırlarından dolayı öfkelenen veya evinde ailesiyle bozuşup asabı iyice bozulan bir hâkimin bu vaziyette hüküm ve karar vermesi isabetli olmayabilir. O bakımdan sinirleri yatişmcaya, öfkesi zail oluncaya kadar beklemesi uygun olur. Nitekim dört halîfe ve bir de Emevî hükümdarlarından ikinci Ömer olarak anılan Ömer b. Abdilaziz bu hususa çok dikkat ederlerdi.
Bu konuda Resûlüllah (a.s.) Efendimiz ümmetini uyararak birtakım tavsiyelerde bulunmuştur. Zira âdil olmak, adalet çerçevesi içinde karar vermek Allah'ın en çok sevdiği amellerden biridir. [91]
İlgili Hadisler
Ebû Bekre (r.a.) den yapılan rivayette, adı geçen şöyle demiştir: Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in şöyle buyurduğunu duydum: "Hâkim öfkeli olduğu halde üd kimse arasında hükmetmesin (karar vermesin)." [92]
Abdullah b. Zübeyr'in (r.a.) babasından yaptığı rivayete göre, babası şu bilgiyi vermiştir: "Ensardan bir adam hurmalıkları suladıkları Harre su arıkı hakkında Resûlüllah'ın (a.s.) huzurunda Zübeyr'den davacı oldu. Ensardan olan adam Zübeyr'e: "Salıver de su akıp geçsin" dedi. Zübeyr ise suyu salıvermekten kaçındı. Bunun üzerine Resûlüllah'ın (a.s.) huzurunda muhakeme oldular. Resûlüüah (a.s.) Efendimiz, Zübeyr'e: "(Hurmalarını sula ve sonra suyu komşuna salıver" diye buyurdu. Bunun üzerine ensardan olan adam öfkelendi ve sonra.şöyle dedi: 'Ya Resûlellah! O amcan oğlu olduğu için mi (böyle hükmettin)?" Onun bu tarz konuşması üzerine Resûlüllah'ın (a.s.) yüzünün rengi değişti ve sonra şöyle buyurdu: 'Ya Zübeyr! (Hurmalarını) sula ve sonra da suyu tut da (birikip bahçe duvarına dönünceye kadar beklet."
Zübeyr (r.a.) diyor ki: "Allah'a yemin ederim ki, "Hayır, hayır! Rabbine andolsun ki, aralarında tartışıp çekiştikleri şeylerde seni hakem (ve hâkim), kabul edip sonra da verdiğin hükümden dolayı içlerinde bir sıkıntı ve burukluk duymaksızın tam bir bağlanışla bağlanmadıkça imân etmiş olmazlar" (Nisa Sûresi 65.) mealindeki âyeti ancak bu olay hakkında inmiştir." [93][94]
Adaleti yansıtmak, haklıyı haksızdan, mazlumu zâlimden dosdoğru ayırd etmenin birtakım ölçü ve kıstasları vardır. Bunlardan biri de hâkimin serinkanlılıkla davacıyla davalıyı dinlemesi, şahit ve belgeleri değerlendirmesi ve tam kanaat hasıl olunca karar vermesidir.
Davacının veya davalının tavırlarından dolayı öfkelenen veya evinde ailesiyle bozuşup asabı iyice bozulan bir hâkimin bu vaziyette hüküm ve karar vermesi isabetli olmayabilir. O bakımdan sinirleri yatişmcaya, öfkesi zail oluncaya kadar beklemesi uygun olur. Nitekim dört halîfe ve bir de Emevî hükümdarlarından ikinci Ömer olarak anılan Ömer b. Abdilaziz bu hususa çok dikkat ederlerdi.
Bu konuda Resûlüllah (a.s.) Efendimiz ümmetini uyararak birtakım tavsiyelerde bulunmuştur. Zira âdil olmak, adalet çerçevesi içinde karar vermek Allah'ın en çok sevdiği amellerden biridir. [91]
İlgili Hadisler
Ebû Bekre (r.a.) den yapılan rivayette, adı geçen şöyle demiştir: Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in şöyle buyurduğunu duydum: "Hâkim öfkeli olduğu halde üd kimse arasında hükmetmesin (karar vermesin)." [92]
Abdullah b. Zübeyr'in (r.a.) babasından yaptığı rivayete göre, babası şu bilgiyi vermiştir: "Ensardan bir adam hurmalıkları suladıkları Harre su arıkı hakkında Resûlüllah'ın (a.s.) huzurunda Zübeyr'den davacı oldu. Ensardan olan adam Zübeyr'e: "Salıver de su akıp geçsin" dedi. Zübeyr ise suyu salıvermekten kaçındı. Bunun üzerine Resûlüllah'ın (a.s.) huzurunda muhakeme oldular. Resûlüüah (a.s.) Efendimiz, Zübeyr'e: "(Hurmalarını sula ve sonra suyu komşuna salıver" diye buyurdu. Bunun üzerine ensardan olan adam öfkelendi ve sonra.şöyle dedi: 'Ya Resûlellah! O amcan oğlu olduğu için mi (böyle hükmettin)?" Onun bu tarz konuşması üzerine Resûlüllah'ın (a.s.) yüzünün rengi değişti ve sonra şöyle buyurdu: 'Ya Zübeyr! (Hurmalarını) sula ve sonra da suyu tut da (birikip bahçe duvarına dönünceye kadar beklet."
Zübeyr (r.a.) diyor ki: "Allah'a yemin ederim ki, "Hayır, hayır! Rabbine andolsun ki, aralarında tartışıp çekiştikleri şeylerde seni hakem (ve hâkim), kabul edip sonra da verdiğin hükümden dolayı içlerinde bir sıkıntı ve burukluk duymaksızın tam bir bağlanışla bağlanmadıkça imân etmiş olmazlar" (Nisa Sûresi 65.) mealindeki âyeti ancak bu olay hakkında inmiştir." [93][94]