- Hak İle Hükmetmeyen Kişi İle İlgili Endişeler

Adsense kodları


Hak İle Hükmetmeyen Kişi İle İlgili Endişeler

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Sat 8 October 2011, 12:51 pm GMT +0200
Hak İle Hükmetmeyen Kişi İle İlgili Endişeler


2120. Muaz b. Cebel, Peygamber şöyle buyurduğunu nakleder: "Hâkim, Aden'den daha uzak bir mesafede cehennemdeki yerini alacaktır." (İshâk, Abd b. Humeyd ve Ebû Yâ'lâ)
2121. Yezîd b. Abdullah b. Mevhib, Osman b. Affan'in İbn Ömer'e şöyle dediğini nakleder: "İnsanlar arasında hâkimlik yap!" İbn Ömer de: "Ne iki kişi arasında hâkimlik yaparım, ne de onlara imam olurum" dedi. Bunun üzerine Osman: "Oysa baban hâkimlik yapardı" deyince İbn Ömer şu karşılığı verdi: "Doğru, babam hâkimlik yapardı, ancak içinden çıkmadığı bir şey olursa Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)'e sorardı. Resûlullah (s.a.v.)in de içinden çıkamadığı bir durum olursa Cebrail'e sorardı. Oysa ben kime sorayım, dolayısıyla babam gibi değilim. Bana ulaşan bir rivayete göre hâkimler üçtür: Haksızlık yapıp nevasına (nefsine) uyan ve ateşte olan hâkim, ehil olmadığı halde hâkim olup cehaletle hükmeden ve ateşte olan hâkim, ictihad edip isabet eden hâkim... Üçüncüsü ne alacaklı, ne de borçlu olarak kurtulur. Resûlullah (sallallahu aleyhi veseîlem)'in şöyle buyurduğunu işittin mi: Kim Allah 'a sığınırsa tam sığınılacak bir yere iltica etmiş olur." Osman da: "Evet duydum" deyince İbn Ömer şöyle dedi: "Ben, beni hâkim tayin etmenden Allah'a sığmıyorum." Bunun üzerine Hz. Osman onu affedip: "Sakın kimseye söyleme" dedi. (Abd b. Humeyd) [59]
2122. Abdülmelik b. Ebî Cemile, Abdullah b. Mevhib'den Osman'ın, İbn Ömer'e şöyle dediğini nakleder: "Git ve hâkim ol!" İbn Ömer: "Beni muaf tutar mısın ey Mü'minlerin emiri?" diye ricada bulununca Osman: "Git ve insanlar arasında hâkimlik yap!" dedi. Tekrar îbn Ömer: "Beni muaf tutar mısm ey Mü'minlerin emiri?" deyince Osman: "Mutlaka gidip hâkimlik yapman konusunda kararlıyım" dedi. Bunun üzerine İbn Ömer şöyle dedi: "Acele etme! Resûlullah (sallallahu aleyhi vesdlem)'in şöyle buyurduğunu işittin mi:
"Kim Allah'a sığınırsa tam sığınılacak bir yere iltica etmiştir." Osman da: "Evet işittim" dedi. Bunun üzerine İbn Ömer: "Hâkim olmaktan Allah'a sığmıyorum" dedi. Osman ise: "Seni engelleyen şey nedir? Zira baban da hâkim değil miydi?" deyince İbn Ömer şu karşılığı verdi: Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)'in şöyle buyurduğunu işittim: "Kim hâkim olur da zulüm ile hükmederse cehennem ehlinden olur, kim de hâkim olur da bilmeden hükmederse yine cehennem ehlinden olur, kim de bilgili bir hâkim olur da adaletle hükmederse Allah Teâlâ'ya ne borçlu, ne de alacaklı bir halde kavuşmayı temenni eder." (Ebû Yâ'lâ) [60] Tirmizî hadisin bir bölümünü tahrîc ettikten sonra "İsnadında kopukluk var" demiştir.
2123. İmrân b. Husayn Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)'in şöyle buyurduğunu nakleder: "Zulüm ve haksızlık arzulamadıkça Allah hâkim, ile beraberdir ve haktan başka bir şey arzulamadıkça onu hakka ulaşmaya muvaffak kılar." (Ahmed b. Menî) [61]
2124. el-Kâsım b. Muhaymira, Resûlullah (sallaOahu aleyhi vesellera)'in şöyle buyurduğunu nakleder: "Kim insanların başına idareci olur da sıkıntı ve ihtiyaçları anında onlardan uzak durursa kıyamet günü de Allah Teâlâ ondan uzak duracaktır." (Müsedded) [62]
Derim ki: Bu hadisi Ebû Dâvud, Ebû Bekir b. Ebî Meryem'den, o el-Kâsım b. Muhaymira'dan, o da Ebû Bekir el-Ezdî'den onun, Muaviye'ye bu hadisi "Resûlullah (sallaüahu aleyhi vesellem)' den işittim ki" diyerek bildirdiğini nakleder. [63]
2125. Hz. Peygamber (sallallahualeyhivese]]em)'in eşi Ümmü Seleme, Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)'in şöyle buyurduğunu nakleder: "İçinizden birisi Müslümanlar arasında yargıçlıkla imtihan olunursa, öfkeliyken karar vermesin. Oturma, bakma ve el-kol hareketleri yapmada eşit davransın. Hasımlardan sadece birine sesini yükseltip bağırmasın. " (Ebû Yâ'lâ) [64]
2126. Kadı Şurayh, kendisinin öfkeli yahut aç iken hiç kimse arasında hüküm vermediğini ifade etmiştir. (Müsedded) [65]
2127. Ebû  Saîd,  Resûlullah  fsaîlallahu aleyhi vesellem)'in şöyle buyurduğunu nakleder: "Kadı/'hâkim sadece karnı tok iken hüküm, versin. " (el-Hâris) [66]
2128.  Ebû  Hureyre  der ki:  "Yargıçlık,  kalemle  hesap  edilen  bir şey değildir. O kalbe doğan bir şeydir." (Müsedded)
2129. Ubeydullah b. Ebî Yezîd naklediyor: İbn Abbâs'a bir şey sorulduğunda o şey şayet Allah'ın kitabında mevcut ise onunla hükmeder, yok eğer Allah'ın kitabında mevcut değil ise ve Resûlullah (saMlahu aleyhi -veseüem)'in sözlerinde mevcutsa onu esas alır, yok eğer Allah'ın kitabında ve Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in uygulamasında yoksa, ancak Ebû Bekir ve Ömer'in uygulamalarında mevcutsa o ikisinin görüşünü benimserdi. Şayet bu ikisinin uygulamalarında da yoksa kendisi ietihad ederdi. (İbn Ebî Ömer) [67]
2130. Amr b. Şuayb, babasından, o da dedesinden Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)'in şöyle buyurduğunu nakleder: "Delil/ isbat davacıya aittir, yemin etmek ise davalıya düşer." (Ahmed b. Menî' ve Ebû Ya'lâ) [68]
2131. Zeyd b. Sabit, Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)'in şöyle buyurduğunu nakleder: "Davacının elinde belgesi/delili yoksa davalıya yemin etmek düşer."  (Ebû Bekir ve İshâk) İshâk'm lafzı ise şöyledir: "Kim şahitleri olmaksızın bir hak iddia ederse davalının yemin etme hakkı önceliklidir. [69]




[59] Bu hadisi Ahmed ve Bezzâr muhtasar rivayet etmişlerdir. Taberânî de güvenilir râvilerle rivayet etmişlerdir. Bunu Heysemî ifade etmiştir. (3/193)
[60] Bûsîrî der ki: Bu hadisi İbn Hibbân Sahîh'mde, Tirmizî de muhtasar olarak rivayet etmiştir. el-Hâkim hadis ile ilgili olarak şöyle demiştir: "Bu, senedi muttasıl olmayan bir hadistir."   Bûsîrî  der  ki:   "Hadisin  senedinde  yer   alan  Abdullah  b.   Mevhib,   Hz. Osman'dan hadis rivayet etmemiştir. Bunu Buhârî ve el-Münzirî ifade etmişlerdir." (2/126) Heysemî der ki: "Bu hadisi Taberânî, M. el-Kebtr'inde rivayet etmiştir, ricali güvenilir kimselerdir."
[61] Bazı râvilerinin bilinmemesine binâen Bûsîrî senedini zayıf telâkki etmiştir. (2/126) Bu hadisi Taberânî, Zeyd b. Erkam hadisinden tahrîc etmiştir, senedinde Ebu Dâvud el-A'mâ vardır ki, bu zât yalancıdır, bunu el-Heysemî ifade etmiştir. (Mecma 4/194)
[62] Bûsîrî der ki: "Müsedded bu hadisi mürsel olarak tahrîc etmiştir. Ebu Yâ'lâ ve Ahmed ise hasen bir isnâdla Ebû Meryem el-Ezdî'den tahrîc etmişlerdir."
[63] Bkz. Sünen Ebî Davud, kitâbu'l-harâc ve'l-imâre''nin baş kısmı.
[64] Bûsîrî der ki: "Dârekutnî ve Beyhakî hadisi tahrîc etmişlerdir." (2/128) Beyhakî ise hadisi muhtasar olarak tahrîc etmiştir. Aynı şekilde Taberânî ve Ebu Yâ'lâ da hadisi rivayet etmişlerdir ki, senedinde Abbâd b. Kesîr es-Sakafi vardır ki, bu zât da metruktür. (4/193) Ebu Yâ'lâ hadisi tamamıyla tahrîc etmiş ve: "Abbâd zayıftır" demiştir. (4/197)
[65] Bu hadisi Beyhakî, Müsedded tarikiyle tahrîc etmiştir. Bûsîrî hakkında herhangi bir değerlendirmede bulunmamıştır. (2/127) Bkz. Beyhakî, Sünen (10/106).
[66] Bûsîrî der ki: "Hadisi Beyhakî, Sünen'inden rivayet etmiştir." Heysemî der ki: "Hadisi Taberânî rivayet etmiştir ve senedinde el-Kâsım b. Abdullah b. Ömer vardır ki. bu zât metruk ve yalancıdır" (4/195). Beyhakî der ki: "el-Kâsım zayıftır."
[67] Bûsîrî der ki: "Bu hadisi el-Hâkim, ondan da Beyhakî tahrîc etmiştir. Hadisin râvileri güvenilir kimsedir." (2/127) Bkz. Beyhakî, Sünen (10/115).
[68] Hadisin senedinde Muhammed b. el-Hasan b. Ebî Yezîd vardır ki, bu zât hakkında çok şeyler söylenmiştir. Zehebî der ki: "Tirmizî bu zâtın hadisini hasen kabul etmiştir, ancak iyi bir şey yapmamıştır."
[69] Bkz. Beyhakî (Sümm 10/253).