saniyenur
Sun 12 August 2012, 03:31 pm GMT +0200
6- Hafızlar Tabakası
Bu tabaka mukallid olup öncekilerin tercihlerini bilmede hüccet sayılır. Hanefîlerden İbni Âbİdin bu tabaka hakkında şöyle der:
"Onlar en sağlam, sağlam ve zayıf, açık rivayet, mezhebin zâhİr görüşü ve nâdir rivayet arasında seçme gücüne sahip kimselerdir. el-Kenz, ed-Durru'l-Muhîar\ el-Vikaye ve el-Mecma gibi muteber metinlerin müellifleri bu tabakaya dahildirler. Bunlar, kitaplarında reddedilmiş fikirleri veya zayıf rivayetleri nakl etmemişlerdir."
Buna göre onların bu tutumu tercih değildir; fakat, tercih edilenleri bilmek ve tercih sahibi müçtehidlere göre tercih derecelerini bir sıraya koymaktan ibarettir. Tercih sahibi mücte-hidlerin tercihlerini bilmek, onlar arasında bir hüküm vermek mânâsına gelebilir. Dolayısıyla onlar, kendilerine göre tercih' bakımından daha sağlam olan, mezhebin usûlüne daha çok dayanan, sayı bakımından daha fazla olan veya mezhepçe daha çok hüccet sayılan tercih sahibi müctehidlerin görüşlerinden bazılarını seçmişlerdir.
Öncekiler gibi bunların da fetva vermek hakları vardır. Fakat bu, dar bir çerçeve içerisin-"dedir. Hayruddin er-Remlî, el-Fetâvâ el-Hayriyye isimli eserinde bu konu ile ilgili olarak şöyle demektedir:
"Şüphesiz ki muhtelif görüş ve rivayetlerin tercihe lâyık olanlarını bilmek ve onların sağlamlık veya zayıflık bakımından derecelerini tanımak, ilim yolunda ciddî gayretler sarfet-miş olanların sonunu gösterir. Bu itibarla müftî ve kadı'nın üzerine düşen, cevabı iyi tesbit etmek, haramı helâl veya helâli haram yapmak suretiyle Allah'a iftira etmek gibi bir ölçüsüzlüğe düşmemektir."
Bu tabaka mukallid olup öncekilerin tercihlerini bilmede hüccet sayılır. Hanefîlerden İbni Âbİdin bu tabaka hakkında şöyle der:
"Onlar en sağlam, sağlam ve zayıf, açık rivayet, mezhebin zâhİr görüşü ve nâdir rivayet arasında seçme gücüne sahip kimselerdir. el-Kenz, ed-Durru'l-Muhîar\ el-Vikaye ve el-Mecma gibi muteber metinlerin müellifleri bu tabakaya dahildirler. Bunlar, kitaplarında reddedilmiş fikirleri veya zayıf rivayetleri nakl etmemişlerdir."
Buna göre onların bu tutumu tercih değildir; fakat, tercih edilenleri bilmek ve tercih sahibi müçtehidlere göre tercih derecelerini bir sıraya koymaktan ibarettir. Tercih sahibi mücte-hidlerin tercihlerini bilmek, onlar arasında bir hüküm vermek mânâsına gelebilir. Dolayısıyla onlar, kendilerine göre tercih' bakımından daha sağlam olan, mezhebin usûlüne daha çok dayanan, sayı bakımından daha fazla olan veya mezhepçe daha çok hüccet sayılan tercih sahibi müctehidlerin görüşlerinden bazılarını seçmişlerdir.
Öncekiler gibi bunların da fetva vermek hakları vardır. Fakat bu, dar bir çerçeve içerisin-"dedir. Hayruddin er-Remlî, el-Fetâvâ el-Hayriyye isimli eserinde bu konu ile ilgili olarak şöyle demektedir:
"Şüphesiz ki muhtelif görüş ve rivayetlerin tercihe lâyık olanlarını bilmek ve onların sağlamlık veya zayıflık bakımından derecelerini tanımak, ilim yolunda ciddî gayretler sarfet-miş olanların sonunu gösterir. Bu itibarla müftî ve kadı'nın üzerine düşen, cevabı iyi tesbit etmek, haramı helâl veya helâli haram yapmak suretiyle Allah'a iftira etmek gibi bir ölçüsüzlüğe düşmemektir."