saniyenur
Fri 14 October 2011, 08:49 pm GMT +0200
a. Hadis Olmadığını Savunanlar
Sehâvî (ö.902/1496), bu ibarenin mutasavvıflar tarafından çokça kullanılmasına rağmen ne yazık ki, bu ibare İle bir hadisin tespit edilemediğini söylemiş, [1433] Kuşeyrî (0.465/1073)'nin Risâle'sİnde "I.İ vaktun la yeseunî fîhi ğayru Rabbî: Benim öyle bir vaktim var ki, o vakitte Rabbimden başkası yer almaz [1434] şeklinde bir rivayetin kaydedildiğini, bunun da Tirmizi (ö.279/892)'nin Şemâil'de İshak b. Rahûye (ö.238/852)'nin de Müsned'inde Hz. Ali'den tahriç ettikleri şu hadise benzediğini ifade etmiştir:
"Resûluilah (s,a.) evine geldiğinde zamanını üçe taksim eder, bir kısmını Rabbine, bir kısmım ailesine, geriye kalanını da kendine ayırırdı. Kendine ayırdığı bu vakti de kendi özet hayatı ile insanların işlerine ayırırdı [1435]
Aüyyü'1-Karî {ö. 1014/1605) de bu ifadenin sûfiyyeden birinin sözü olduğunu, hadis olmadığını belirtmiştir.[1436]
[1433] Sehâvî, s. 358; Aclûnî, II, 226
[1434] Nitekim Kuşeyrî'den önce Gülabâdî'nin Bahrü'l-fevâid adlı eserinde hadis "Lî maaliahi vaktün İn yeseunî fîhi ğayruh" şeklindedir. a.g,e. vr. 270.
[1435] Tirmizî, Şemail, s. 165.
[1436] Kari, s. 151.